Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kilicarslan AYTAR - (Ziyaretci) 9.02.2014 10:02:25

İKİNCİ TUR ÖNCESİNDE


İKİNCİ TUR ÖNCESİNDE


BM Güvenlik Konseyi öngörüleri ve ABD-Rusya`nın koordinatörlüğünde, Suriyeli taraflar arasında doğrudan görüşmelerin başlatılması ve ülke yönetiminin geleceğine ilişkin kararın bizzat Suriyeliler tarafından verilmesine olanak tanıyan Cenevre II Barış Konferansı`nın ilk turu 31 Ocak`ta kapandı.
10 Şubat`ta başlayacak ikinci tur görüşmeler için yoğun çalışmalar sürüyor.


Konferansı`nın ilk tur mantığını,"Suriye`de güvenlik tesis edilmeden reformların yapılamayacağı" esası belirledi.
Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad`ın heyeti anayasal,kanuni ve meşru sorumluluk olarak güvenliğin tesis edilmesinden birinci derecede hükümetin sorumlu olduğunu savladı.
Onlara göre Suriye`nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere her türlü desteği veren devletlerin desteklerini kesmesi
-ardından, sınırların denetimi için bir mekanizmanın oluşturulması gerekiyor.
Sonra, ulusal bir misak çerçevesinde Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin temsil olacağı genişletilmiş bir hükümetle egemenlik,bağımsızlık,toprak bütünlüğüne tutunan bir konferans süreciyle;
Suriye`nin siyasi geleceğinin resmedilmesi, anayasa ve yargı sistemini öne koyan siyasi ve ekonomik gereklilikleri belirleyen, siyasi partiler, seçimler ve daha başka konulara ilişkin yeni anlaşmaların sağlanması ve anayasanın halk oyuna sunulmasını öngörülüyor.


Küresel ve bölgesel oyuncuların Suriye rejimine karşı bir araya getirdikleri ve birbirinden çok farklı gruplar ve bireylerden oluşturulmuş bir yapı olan ve her bir grubun diğer gruplardan ciddi farklılar gösteren bir takım hak ve iddiaları temsil ettiği Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun savı da;
Türkiye`den Başbakan Erdoğan`ın "Terör örgütleri burada saf dışı edilmeden, terör örgütlerinin girişi engellenmeden, terör örgütlerine parasal destekler, diğer destekler kesilmeden Esad`ın gitmesinin hiçbir anlamı yok" diyorlar. Biz de şunu söylüyoruz: 3 sene önce bu terör örgütleri Suriye`de yoktu. Terör örgütleri burada Esad ile birlikte oluştu" ifadesi doğrultusunda,
Cenevre II Barış Konferansıyla geçiş yönetimi kurulduğunda Esad ve arkadaşları yönetimde olmamalıdır, muhalefetin temsilini Ulusal Koalisyon yapmalı, seçimi geçiş yönetimi ve uluslararası gözlemciler tarafından yapılmalıdır öngörüsü oluşturuyordu.


İlk turun bu kafa karışıklığına noktayı, ABD`nin Dışişleri Bakanı J.Kerry ile birlikte Konferans`ın hamisi Rusya`nın Dışişleri Bakanı S.Lavrov koydu.
"Cenevre antlaşmasında birilerinin gitmesi gerektiğinden bahsedilmiyor. Belgede Suriyeliler için geçiş döneminin ortak kabul edilebilir içeriği ve parametreleri konusunda uzlaşıya varılmasından bahsediliyor. Yine belgede Suriye toplumunun kurumlarının korunması gerektiği belirtiliyor.
Bu önemli bir konudur. Düzenin korunması gerekliliğini ve bunun için mevcut yönetim kurumlarının korunması dışında metot olmadığını herkes anlıyor.
Suriyelileri, kendi aralarında anlaşmaları için itiyoruz. Belki bu kulağa yeterince naif gelebilir ama gerçekten de başka bir yol yok" dedi -adeta,Cenevre II Barış Konferansının ikinci turdan itibaren rotasını da belirledi...


Böylesi karmaşık bir sorunda Konferans`ta ilk turun bir doğrultu belirlediği kanaati yaygındır.
Mesela,ilk turda bir doğrultu belirlenirken, hükümet ve muhalefet heyetleri arasında görüşülen insani yardımın ülkenin farklı bölgelerine ulaştırılması konusundaki müzakereler -hâlâ, BM arabuluculuğu ile devam ediyor.
Ne ki, ikinci turdan itibaren, Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun daraltığı müzakerelere diğer kesimlerin de katılımıyla genişlemenin sağlanması - bu suretle, Konferans`ın karar alma ya da girişimde bulunma gücünün misliyle artması düşünülüyor.


Nitekim, Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu, ikinci turda heyetlerini genişletmeye hazır olduğunu açıklamıştır.
ABD ise ikinci turdan itibaren müzakerelerde karar alma ya da girişimde bulunma gücünün arttırılmasını teminen ABD ve Rusya sözcüleriyle birlikte Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun ana sponsörü Türkiye ve Suudi Arabistan ile Suriye`nin ana sponsörü İran`ın da müzakerelere katılmasını öngörüyor.
Böylece Suriye topraklarında Orta Doğu`da pozisyonunu güçlendirmek amacıyla mücadele eden ülkelerin de müzakerelere katılmasıyla krizin çözümünde bölgeselleşmenin adımları atılıyor.


Bölgeselleşme ile birinden diğerine farklılık gösteren katılımcı ülkelerden bölgesel güvenliğin sağlanması ardından bölge barışı,güvenlik ve istikrarın inşa edilmesinde ortaklar olmaları bekleniyor.
Bölgesel bütünleşme sağlanırken geleceğe dönük,ekonomilerin doğurduğu imkanlardan yararlanma, bölgesel bazda ihtisaslaşma yoluyla pazarların genişletilmesi,sermayenin cezbedilerek güvenlik içinde hızlı ekonomik gelişme arzusunun canlandırılması düşünülüyor.


Fakat,Ortadoğu`da büyük bir siyasal mücadelenin yaşandığı ve yeni dengelerin oluşturulması için her siyasi gücün kendine avantaj sağlamaya çalıştığı şu süreçte, Kürtlerin de bölgeden etkin kazanımlar peşinde olduğuna dikkat etmek gerekiyor.
Kürtlerin -bir yandan Türkiye, Suriye ve İran`da demokratikleşme perspektifinde kurumsal kimlikleri,birlik ve dirliklerine yönelik ortak dille siyasal nicelik ve niteliklerini kazanmaları anlamında Kürt Sorununa,
Öte yandan Türkiye`de, İran,Irak,Suriye`de bölünmüş Kürdistan`da kendisinden başka egemen gücü kabul etmeyen bir ulus devletin oluşması anlamında Kürdistan Sorununa çözümü zorladıkları akıldan çıkarılmamalıdır.
O nedenle Suriye sorununa eşlenik Kürt Sorununun bölge lehine çözümünde Türkiye`nin de "Ulusalcı" kesileceği çok açıktır.


Elbette, BM Güvenlik Konseyi ülkelerinin öngörüleriyle ABD-Rusya`nın koordinatörlüğünde yürütülen Cenevre II Barış Konferansı`nda bölgesel tarafların gösterebileceği ulusal reflekslere karşı önlemler de alınıyor.
BM Güvenlik Konseyi, müzakerelerle eş zamanlı hazırlanacak karar tasarılarını görüşmeye açık hale getiriliyor.
İşte,ilkinde İngiltere;Suriye`de insani durumun kötüleşmesinden hareketle yardım konusunda bir karara tasarısı hazırlıyor -giderek,müzakerelerde elde edilen sonuçların ya da çözümsüzlüklerin BM Güvenlik Konseyi kararlarına açılacağı bir yöntem geliştiriliyor.


Zaten,150 bin insanın kanına giren,ocaklar söndüren Suriye trajedisinde -önce,insanlığın adaletin faillere vereceği cezalarla teskin edilmesi gerekiyor.
Suriye`de,Türkiye`de,Suudi Arabistan`daki faillerin,ülkeleri Roma Anlaşması`nın tarafları olmadığı için Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması da, ancak BM Güvenlik Konseyi kararıyla olacaktır ki -bu,Recep Tayyip Erdoğan`ın kâbusu,Türk Milleti`nin kına yakması anlamına geliyor...


7.2.2014



Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.