Irak hükümeti kararlı, Tahran ise rahatsız
Irak hükümeti kararlı, Tahran ise rahatsız
ABD`deki ırkçılığa karşı protestolar, Lübnan`da halk kitlelerinin sokaklara dökülmesi ve ABD`nin Almanya`dan beklenmedik bir kararla 9.500 askerini çekme kararı, Libya ile Suriye`deki hareketlilik Irak`ta yaşanan siyasi gelişmeleri gölgede bıraktı. Hâlbuki Irak bölgemizde bulunması ve sınır komşu olmamız hasebiyle oradaki siyasi gelişmeler bizi ve bizim gibi diğer bölge ülkelerini de yakinen ilgilendiriyor. Irak`ta yeni hükümet kısa bir zaman önce güvenoyu alarak göreve başladı. Irak`ın birinci sorunu ülkeye yönelik ABD ve İran`ın müdahaleleridir. Bu müdahaleler iç siyasi dengeleri, güvenliği ve ulusal birliğe büyük zarar vermektedir. Irak hükümeti bu gerçekten hareketle güvenlik reformunu gündeme alması çok önemli bir gelişmedir. Çünkü İran`ın yönlendirmesiyle Irak içinde devlet güçlerine paralel olarak silahlı &8216;Şii Milis Güçleri` aktif haldedir. Haşd-i Şabi ve Irak Hizbullahı adındaki bu güçler, Irak`ın güvenliği için son derece tehlikelidir. Diğer yandan, İran`ın mezhebi yaklaşımlar üzerinden Irak`ın içişlerine müdahaleleri yüzünden Irak`ta devam eden istikrarsızlık, etnik ve de mezhepsel farklılıklardan kaynaklanan çatışmalar aşılamıyor. Irak`taki İran`a yakınlığı ile bilinen silahlı güçler, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi`nin başlattığı güvenlik reformuna direniyor. Tahran ise Irak`ta el Kazimi Başbakanlığında kurulan yeni hükümetin &8216;Silahları devletin elinde sınırlama` girişiminden rahatsız. Elbette Irak hükümeti çeşitli zorluklar ile karşı karşıyadır. Ancak güvenliğin sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin başlatılması şarttır. Eğer güvenlik reformu başarılamaz ise el &8211; Kazimi`nin başbakanlığındaki hükümetinde gidici olacağı muhakkaktır. İRAN ŞARTLARI ZORLAMAMALI Irak hükümeti, güvenlik reformunu gerçekleştirip yasal düzenlemelerle devletin kontrolü dışındaki İran yanlışı Şii silahlı yapıları kontrol adlına alma konusunda kararlı duruşundan taviz vermeyeceğini açıkladı. Tahran bu açıklamadan rahatsız olsa da bu doğru ve önemli bir duruştur. Irak`ın toprak bütünlüğü ve milli birliğinin sağlanması konusunda komşu İran`a tarihi bir görev düşmektedir. Irak`tayeniden bir iç savaşın yaşanmaması için Irak`ın içişlerine karışmaktan vazgeçerek Irak`ta mezhebi bağlantılar üzerinden kurdurduğu silahlı güçlerin Irak devletine devrinin sağlanmasına destek vermelidir. Aksi halde Irak devlet güçleri ile İran`ın yönlendirdiği Şii Haşdi Şabi ve Irak Hizbullahı güçleri arasında başlayacak çatışmalar bir Irak-İran savaşına dönüşebilir. HAŞD-İ ŞABİ VE IRAK HİZBULLAHI Irak`taki İran`ın yönlendirdiği bu güçler, ülkede terörist eylemler ve devlet kontrolü dışında operasyonlar gerçekleştirmesi halkı korkutmaktadır. Ayrıca bu güçler, ülkedeki siyasi dengeleri, silah ağırlığıyla ve tehditlerle İran lehine değiştirmeye çalışıyor. Haşd-i Şabi ve Irak Hizbullahı adlı güçler mezhebi farklılıklar üzerinde baskı ve korku oluşturmakta ve bazı yolsuzluk ve cinayet suçlamalarına öncülük ettikleri artık gizlenmiyor. Silah gücüne sahip oldukları için hesap vermeye zorlanamamaktadırlar. İran`a sadık kuvvetler hâlâ Kazimi başbakanlığındaki hükümetten hem rahatsız hem de kararlı tavrından da endişeli. Bazı Şii siyasi ve silahlı oluşumlar, yeni görev alan Başbakan el Kazimi`yi Washington yanlısı olmakla suçluyor. Hatta İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani`nin ve Haşd-i Şabi başkan yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis`in suikastına karıştığına dair birçok söylenti yayarak karşı bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Ancak bu girişimler beyhude. Çünkü Irak hükümeti bu sefer devlet kontrolü dışında ve İran`ın yönlendirdiği silahlı güçleri dağıtmakta kararlı ve mecbur. Aksi halde ülke siyasi istikrarsızlık ve kaos artarak devam eder, devamında ise ülkenin bir iç savaşa sürüklenmesi önlenemez
|