Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 25.06.2014 19:40:54

Irak`ta yeni planlar yeni hesaplar..



Mehmet
Koçak

kocak61mehmet@gmail.com


Irak`ta yeni planlar yeni hesaplar..

25 Haziran 2014 Çarşamba




Facebook`ta Paylaş Tweetle Google+ Paylaş




Irak`ta yaşananlar ABD`nin; &8216;Yeni Ortadoğu` projesinin ve &8216;kontrollü kaos` teorisinin devamıdır.

ABD ve ittifak güçleri, işgal sonrasında Irak ordusunu dağıttı ve kendilerinin güven duyacağı yeni bir ordu kurulmasına destek verdiler. İşgalci güçler, Irak`tan çekilirken; ülke yönetimini İran yanlısı Şiilerin kontrolüne bıraktı... Ülke yönetimini elinde bulunduran İran yanlısı hükümetler ordu ve istihbarat başta olmak üzere devlet kurumlarından Kürt ve Sünnileri uzaklaştırdılar. Bu durum Irak`ta kaosun artarak devam etmesine ve ülkenin bölünmenin eşiğine gelmesine sebep oldu.

Irak`ı işgal ederek, hukuki olduğu kadar ahlaki ve insani olarak da büyük bir suç işleyen ABD ve ittifak güçler; hatalarıyla İran`a Irak`ta etkili olacak yolu açmış oldu. İran ise bu fırsatı iyi değerlendirerek Irak ordusundan İran-Irak savaşının intikamını almak ve Şiilerin hakim olduğu yeni bir ordunun oluşması amacı ile Irak`a çok yönlü destek verdi.

Şimdi asıl sorun; Irak`ta şu an tüm kesimlerin destek verdiği ve Irak devletini, temsil eden gerçek ordu yerine yalnız Şii kesimi temsil eden ve sadece Şiilerden oluşan milis güçlerin bulunmasıdır.

IŞİD`in Musul başta olmak üzere Irak`ta şehir ve kasabaları ele geçirerek ilerlemesinin asıl sebebi de budur. Yani IŞİD aslında zannedildiği kadar güçlü olduğundan değil, karşısında güçlü bir Irak ordusunun olmayışı sebebi ile kolay ilerlemektedir. Ayrıca Irak`ta ezilen, devlet kadrolarından dışlanan ve yok sayılan Sünni kesim içinde güç sahibi olan aşiretlerin IŞİD`e yerelde verdiği çok ciddi desteğin de IŞİD`in ilerleyişinde önemli bir rolü vardır.

IRAK`TA NELER OLABİLİR?

Irak`ta taraflar; huzur ve güven içinde bir arada yaşama, birbirini kabullenme kültürünü yok etmişlerdir. Kin ve nefrete dayalı intikam alma ve birbirini yok etmek için bir savaş yarışını sürdürüyorlar.

Üç yıl önce Şii hükümetin Başbakanı Nuri El Maliki, Amerikan askerlerinin tez elden ülkeden çıkmasını istiyordu. Şimdi, işgal gücünden yalvarırcasına ülkede ilerleyen IŞİD`e karşı silahlı müdahale için yardım istiyor.

İran, daha dün ``Büyük Şeytan´´ olarak hakaret ettiği Amerika`ya ``Irak`ta birlikte hareket edelim´´ diyerek resmen işbirliği öneriyor.

Kısacası; Irak`ta bir kargaşa yaşanıyor. Diğer bir ifadeyle hem talihsiz hem de tarifsiz bir durum söz konusu.

Önemle belirtmek isterim ki; Irak`taki kargaşadan IŞİD militanları olduğu kadar, ülkedeki etnik ve mezhepsel grupları bir arada tutamayan Maliki hükümeti de sorumludur.

Irak`ın geleceğiyle ilgili olarak, şu veya şunlar olur demek, kesin fikirler ileri sürmek yanlış olur.

Ben de ancak bazı tahminlerde bulunabiliyorum...

Açık konuşmak gerekirse; Irak`ın bölünmesi kaçınılmaz olabilir. Çünkügidişat bunu gösteriyor.

Bölgenin yeniden şekillendirilmesinde kendilerini karar verici olarak gören egemen güçlerin gizli acentelerinden sızan bilgilere göre Irak`ın geleceği ile ilgili iki ihtimal mevcut.

Birinci ihtimal;

Suriye ve Irak`ın kuzey bölgelerinde Kürtlere, Irak`ın orta kesiminde Sünni Araplara ve Irak`ın güneyinde Şii Araplara ``özerk eyaletler´´ oluşturup, hangi ülkeye katılacaklarını kendilerinin referandumla belirlemelerini sağlamak.

Bu bölgenin nüfus ağırlığı Kürtlerden oluşacak olsa da her iki bölgede Türkmenler de oranları nispetinde ``özerk eyalet´´ yönetiminde söz hakkına sahip olacakları şekilde yasal güvenceye kavuşturulmuş olacaklar. Bölge üzerinde hazırlanan raporlarda her iki özerk bölgenin de böyle bir durumda Türkiye`yi tercih edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Eğer bu plan uygulanacak olursa Türkiye`nin yapısı değişmiş olacak ve o zaman ortaya bir ``federatif´´ cumhuriyet devlet yapısı çıkabilir. İşte o zaman 77 milyon olan Türkiye`nin nüfusu bu federasyon veya konfederasyon bağlamında 20 milyon artacağı gibi 779 bin 452 km2`e olan yüzölçümü 1 milyon iki yüz bin km2`e yükselmiş olacak.

Ayrıca, Türkiye böyle bir durumda zengin doğal kaynaklarıyla bölgenin en etkili merkez ülkesi olacaktır.

Orta kesimdeki Sünni Arapların da Suriye`de gerçekleşecek olan devrim sonrasında oluşacak Sünni bölgesine katılacağı tahmin ediliyor.

İkinci ihtimal ise;

Irak`ın toprak bütünlüğü korunarak, ``Irak Federal Cumhuriyeti´´ni kurmak. Kantonlardan oluşan ``Uluslararası Toplum´´ adına bir ``yüksek temsilci´´nin yönettiği Bosna Hersek benzeri bir yapı oluşturmak...

Bu yapının oluşturulabilmesi için yüksek temsilcinin emrinde Irak`ta ırklar ve mezhepler üstü bir hükümet kurulması planlanıyor.

BÖLGE ÜLKELERİNİN DESTEĞİ ALINMADAN HİÇBİR YAPI KALICI OLMAZ

Irak ve bölgede oluşturulmak istenen yeni dengeler ve planlanan yeni oluşumlar kalıcı olabilmesi için mutlaka Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerinin de desteği aranmalıdır.

Özellikle Türkiye`nin Irak ve bölge konusunda uyarıları, endişe ve beklentileri mutlaka nazarı dikkate alınmalıdır.

Eğer; Irak`ın toprak bütünlüğü korunarak kantonlardan oluşacak bir ``Federasyon´´ yapısı düşünülüyorsa işte o zaman, İran`ın, Irak ve bölge üzerindeki mezhepsel emellerini içeren politikalarından geri adım atması mutlaka sağlanmalıdır.

Irak`ta Sünnilerin dışlanamayacağı ve Irak`ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiği konusunda İran ikna edilmelidir. Bu yapılmaz ise, İran fitne ve fesata devam eder ve Ortadoğu mezhepsel anlamda büyük bir krize sürüklenebilir.

Irak Şiileri üzerinde etkili olan İran`ı dışlamak yerine ona bazı görevler ve roller verilmelidir. Ancak, bu roller verilirken; İran bir müttefik olarak değil, üzerine düşeni yapan bir aktör olarak muhatap alınmalıdır.

Özetleyecek olursak:

Irak`ta hangi plan uygulanırsa uygulansın; Emperyalist güçlerin bölge üzerindeki tarihi emelleri, İran`ın mezhepsel planları bitmedikçe, İsrail`in Filistin işgali sürdükçe, Suriye`de Baas rejimi yıkılıp diktatör Beşşar Esed, Şam`dan uzaklaştırılmadıkça; Ortadoğu`da barış ve huzurdan asla söz edilemez...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.