Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 21.12.2012 16:18:38

İran`ın korkusu; Patriotlar değil, Suriye`yi kaybetmektir

Mehmet Koçak
2012-12-19


--------------------------------------------------------------------------------

İran`ın korkusu; Patriotlar değil, Suriye`yi kaybetmektir
Türkiye`nin, güçlenip, bölgesinde ve milletler camiasında etkili, sözüne itibar edilen saygın bir ülke olmasından; sadece emperyalist güçler değil, maalesef komşu ve dinde kardeşimiz olan ülkeler de rahatsız olmaktadırlar.


Bu komşu ülkelerin başında da İran gelmektedir.

Son günlerde Suriye sınırına yerleştirilecek Patriot füzeleri konusunda İran`dan art arda sert açıklamalar geliyor. İslam Devrim Muhafızları eski Politbüro Şefi General Yadollah Javani, İran, Meclis Başkanı Ali Larijani`nin uluslararası işlerden sorumlu baş danışmanı Hüseyin Şeyhülislam ve İran Devrimi Rehberi`nin Yüksek Danışmanı sıfatını taşıyan General Yahya Rahim Sefevi konu ile ilgili yapmış oldukları açıklamalarda doğrudan Ankara`yı hedef aldılar.

İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, Türkiye`ye Patriot savunma sistemlerinin konuşlandırılmasını ``beklenmedik sonuçlar doğurabilecek kışkırtıcı bir eylem`` olduğunu belirtti ve sonrasında:

İran Genelkurmay Başkanı General Hasan Firuzabadi, Patriotlar`ın konuşlandırılmasının dünya savaşına neden olabileceğini söyledi. Firuzabadi, "her bir Patriot dünya haritasında kara bir lekedir ve bu dünya savaşı anlamına gelir" dedi.

İşin doğrusu şu:

Patriotlar dünya savaşına sebep olmaz, ancak; silahlanma amaçlı İran`ın nükleer programı dünya savaşına sebep olabilir. Fakat Türk siyasileri ve Askeri erkan, hiçbir zaman bu gerçeği seslendirmemiştir.

Hatta!..

Türk hükümeti, sürekli uluslararası arenada İran`ı destekleyen ve koruyan taraf olmuştur.

Kaldı ki biz; Hasan Firuzabadi`yi Suriye konusunda Türkiye`yi tehdit eden ve ağır eleştiren "Suriye bölünürse sıra Türkiye`ye gelir" şeklindeki küstahça açıklamalarından da tanırız zaten...

Şimdiye kadar, Hasan Firuzabadi gibi diğerleri de, zaman zaman pervasızca açıklamaları, İran yetkili makamlarına sorulduğunda "kişisel görüşleridir İran devletinin görüşleri değildir" cevabı gelmiştir. İran`dan gelen bu suçlayıcı ve tehdit edici açıklamaları sadece bugünki olaylarda aramak yanlış olur. Bu siyasi tavrın asıl sebepleri tarihin derinliklerinde yatmaktadır.

İran, Safeviler`den bu yana devlet gücünü kullanarak, tüm bölgede Şii grupların büyümesi ve korunması için büyük bir gayret sarf etmektedir. Yaklaşık altı yüz yıla dayanan bu çalışmanın asıl hedefi!.. Şii mezhebi üzerinden Pers yayılmacılığını gerçekleştirerek bir bölge ülkesi olmaktır.

Bugün İran, bu hayaline ulaşabilmek için tüm İslam topraklarında, bir yandan Şii nüfusu artırmak, diğer yandan azınlıkta olsalar da iktidar gücünü ellerinde bulundurmaları için maddi, askeri ve siyasi olarak büyük bir destek vermektedir (Suriye, Lübnan, Irak ve Bahreyn örneğinde olduğu gibi).

Çünkü; İran, mezhepsel yaklaşımlar sayesinde tüm İslam coğrafyasında ilişkiler kurma ve yayılma imkânı bulmuştur.

Diğer bir tarihi gerçek ise şudur:

İslam dünyasının içindeki Şii gruplar, İran`ın uydusu görevini yürütmektedir.

"Zalimlere karşı mazlumları korumak, temel esaslarımızdandır" düsturundan hareketle, İslam inkılabını gerçekleştirmiş bir ülke olan İran`ın, bugün Suriye`de bir zalim diktatör olan Beşşar Esed ve onun ayakta tutmaya çalıştığı Baas rejimini sahiplenmesini sebebi işte bu tarihi gerçeklerdendir.

İRAN DESTEĞİNE RAĞMEN ŞAM YÖNETİMİ ÇÖKÜYOR!..

İran`ın şimdiye kadar izlediği Suriye politikaları irdelendiğinde geçmişin bir devamı olduğu açıktır.

Şu bir gerçek: Baas rejiminin Müslüman halka ağır baskıları, diktatör Beşşar Esed`in kendi halkına yönelik katliamları ve Suriye`nin yakılıp yıkılmasından daha önemlisi: İran`ın bölgesel çıkarları ve mezhepsel hesaplarıdır.

İranlı siyasilerin ve askerlerin son günlerde patriotlar bahane edilerek `şahsi görüş` maskesi altında Türkiye`ye ağır eleştiriler ve tehditler savurmalarının sebebi; Baas rejiminin ve zalim diktatör Beşşar Esed`in İran desteğine rağmen çöküyor olmasındandır.

Herkes çok iyi biliyor ki: Suriye`de Baas ve diktatör Beşşar Esed kadar, kaybeden taraf İran olacak.

Türkiye`ye rağmen İran, ne bölgede, ne de dünya siyasetinde yol alamaz.

Türkiye`nin yanında yer alan bir İran, hiçbir şey kaybetmez çok şey kazanır.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.