İran, protestocuları suçlama yerine çözümler üretmeli
İran, protestocuları suçlama yerine çözümler üretmeli
12 Kasım 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Dünya, İran’da son zamanlarda Mahsa Emini adlı genç bir kadının ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltında tutulduğu sırada ölmesinin akabinde patlak veren protestoların, sonucu belli olmayan bir farklı boyuta dönüşümünü endişeyle takip ediyor.
Ülke genelinde dalga dalga yayılan protestolara Rehber Ayetullah Seyyid Ali Hamaneî “hoşgörü göstermeyeceğiz” tehditleri savururken; İranlılar, alanları terk etmemekteki kararlılıkları, olayların büyük bir hesaplaşmaya dönüşeceğinden korkuluyor.
İran sokaklarındaki bu öfke durumu, Mahsa Emini adlı genç kızın öldürülmesini protesto etmenin ötesinde, İran rejiminin çözmeyi başaramadığı birikmiş iç ve dış krizlerin bir sonucudur.
Diğer bir ifadeyle, baskılar toplumun sinir uçlarına dokundu ve yıllardır bastırılmış öfkeyi açığa çıkardı.
Şimdi ise ölümlerle sonuçlanan protestolardan daha da tehlikeli olan, protestocuları dış destekli teröristler olarak gösterme girişimleridir.
İran şehirlerinin sokakları ve meydanları eşi benzeri görülmemiş bir gerginliğe sahne olduğu böyle bir zamanda, 26 Ekim 2022’de Fars eyaletine bağlı Şiraz kentindeki Şah Çerağ türbesine gerçekleşen ve 15 kişinin hayatını kaybettiği ve 23 kişinin yaralandığı saldırı ise düşündürücüdür.
Bu bir terör saldırısı idi ancak kimin yaptığı ve yaptırdığı konusunda ise çok ciddi iddialar ve şüpheler söz konusudur.
Bu saldırıyı düzenleyenler hiç şüphesiz rejim taraftarlarının milli ve dini duygularının alevlendirmek ve protestoculara karşı bir halk ayaklanmasını başlatabilmek için gerçekleştirmiş olduğu ihtimal dahilindedir.
Rejim de İran kamuoyunu protestolara karşı tavır alma adına bu terör saldırısından yararlanmaya kalkışmış ise de çok şükür korkulan olmadı.
•
Evet, DEAŞ ile El Kaide adlı terör örgütleri, Şiileri ve birçok Sünni kesimi tekfir ediyor ve herkesin katline cevaz veriyor, bu doğru.
Protestoları bu örgütler ile dış mihraklar kullanmaya yelteniyor olabilir, ancak, İran istihbarat servisi (SAVAK)’ın hazırladığı ve siyasiler ile rejim propaganda araçları olan ‘İran medyası’ aracılığıyla protestoları, sadece dış mihrakların kışkırtmaları ve DEAŞ ile El Kaide gibi terör örgütlerinin yönlendirdiği suçlamaları ise asla inandırıcı değildir.
Zira, tespitler ve gözlemlere göre İran, Suriye’deki Baas rejiminin kendi halkına yönelik sürdürdüğü provokatif ve kanlı izi sürüyor.
İran, tıpkı Suriye rejiminin terörle mücadele bahanesiyle bir halk devrimini bastırmaya çalışması gibi, terörizm ve radikalizmi kullanıyor.
İran yönetimi, “Biz savaştayız, savaşta ise her şey mübahtır!” fetvalarına dayanarak, protestoculara karşı şiddete baş vurmayı ‘terörle mücadele’ görüntüsü verme gayretleri, rejimin yanlışlarını örtmeye yetmeyecek kadar çoktur.
•
İran’da protestolar rejim için kısa vadede tehdit değil, ancak rejim elindeki devlet gücünün tezahürü olan şiddeti artırması, olayları sindirme yerine daha da alevlendirecektir.
Eğer hâlâ bazı yanlış politikalarda ısrar edilir ve haklı talepler karşılanmaz ve de köklü çözümler bulunamaz ise bugün değilse yarın İran’da Kürdü, Azeri Türkü, Türkmeni, Arabı, Luru, Beluçu, Farsı, genç erkeği, genç kızı, erkek öğrencisi, kız öğrencisi, zengini, fakiri, seçkini, sıradan insanı ile her kesimden, milletten yani İran halkının ayaklanması kaçınılmazdır.
|
