Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10763
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (834) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3425) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (272)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1667)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 17.03.2021 15:59:11

İslam ve Müslümanlara yönelik kanlı eylemin yıldönümü

İslam ve Müslümanlara yönelik kanlı eylemin yıldönümü

İslam düşmanları tarafından yetiştirilmiş sadist ruhlu bir cani tarafından, Yeni Zelanda’nın Christ Church ilçesindeki iki camide Cuma namazı sırasında korkunç bir vahşet gerçekleşmişti.

Saldırıda 49 kişi hayatını kaybetti, aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi yaralanmıştı.

15 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilmiş olan bu vahşetin üzerinden tam iki yıl geçmiş olmasına rağmen içimizde bıraktığı o acı hâlâ dinmiş değildir.

Her fırsatta “İslami terör” yakıştırmalarıyla Müslümanları suçlayan Batılı siyasiler ve Avrupa medyası her nedense bu vahşeti düzenlenen bu toplu katliamı sadece “terör saldırısı” olarak görmeleri ise gerçekten kelimenin tam anlamıyla bir kepazeliktir.

İslam ve Müslümanlara yönelik birçok eylem ve söylemi hâlâ fikir suçu olarak kabul edilmesi Avrupalıların İslam karşıtlığının en bariz örneğidir. Ayrıca Müslüman bir dengesizin yapmış olduğu kanlı eylemi “İslami terör” olarak tanımlanırken, Hristiyan birinin ise örgütsel bir yapı ve karanlık bazı devlet yapılarının desteği sonucu Müslümanlara yönelik kanlı eylemlerini masumane bir ifadeyle “ruh hastası” şeklinde tanımlaması İslam düşmanlığının bir başka versiyonudur.

Nitekim, eylemcilerin başı, İskoç bir aileden gelen ve Avustralya’da doğan 28 yaşındaki Brenton Tarrant isimli kişidir. Yani Avrupa kökenli bir kişi ve özel yetiştirilmiş bir Hristiyan olduğu unutulmamalıdır.

Elbette onun üzerinden tüm Hristiyanlar suçlanamaz ancak o bir Hristiyan teröristtir.



Avrupa’da İslam ve Müslümanlara karşı eylemler maalesef hâlâ devam etmektedir.

Bunun en büyük sebebi, Avrupa’nın kendine ait olduğunu iddia ettiği demokratik değerler, insan hakları bağlamında eşitlik ve hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığı, ırkçı, faşist akımların her geçen gün güçlenmekte olmasıdır.

Avrupalı istihbarat servisleri ve ırkçı akımlar ile sivil toplum kuruluşu adı altında İslam karşıtlığı karalama kampanyaları üzerinden hem bir algı oluşturuluyor, hem de bir örgütlenme söz konusudur.

Nitekim, eylemcilerin başı, İskoç bir aileden gelen ve Avustralya’da doğan 28 yaşındaki Brenton Tarrant isimli kişidir. Yani Avrupa kökenli bir kişidir.

Bu vahşetin faili caniyi ve onun teşvik eden Haçlı ruhunu asla unutmadık ve unutmayacağız.

İSLAM KARŞITLIĞI,

FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ

Avrupa’da İslam ve Müslümanlara karşı devam eden saldırıların her geçen gün artıyor olması Avrupa Birliği adına utanç verici olduğu kadar toplumsal barış, birlikte yasama kültürü, huzur ve güven adına ise üzücü bir gelişmedir.

Bu gidiş gelecek adına endişe ve korkulara sebep olmaktadır.

Çünkü, Avrupa’nın kendine ait olduğunu iddia ettiği demokratik değerler, insan hakları bağlamında eşitlik ve hukuk devleti ilkelerinden uzaklaştığı ve ırkçı, faşist akımların her geçen gün güçlendiğine şahit oluyoruz.

Daha korkutucu olan ise Avrupalı istihbarat servisleri ve ırkçı akımlar ile sivil toplum kuruluşu adı altında İslam karşıtlığı karalama kampanyaları üzerinden hem bir algı oluşturuluyor, hem de Müslümanlara yönelik örgütlenmeyi teşvik edecek şekilde verilen gizli destek devam etmektedir.

Nitekim, bu konuda birçok bilgi ve belge mevcuttur.

Avrupa Birliği İslamofobi faaliyetlerini yasaklamalı ve İslam dinini resmen tanıyarak, Avrupa kıtasında yaşayan 21 milyon Müslümanın haklarını teslim etmelidir.

Aksi halde tüm olumsuzlukların sorumlusu olmaktan kurtulamaz.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.