Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10202
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (890) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1675)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 6.06.2012 13:00:23

İSLAMİ UYANIŞ MI? HAŞHAŞİLERİN İKTİDARI MI?

Nurullah AYDIN

6 Haziran 2012 ANKARA



İSLAMİ UYANIŞ MI? HAŞHAŞİLERİN İKTİDARI MI?



İnsanlık tarihi; dinler ve ideolojilerle, mutlu olmanın sosyal yaşamı düzenlemenin arayışlarıyla doludur.



Her din, her ideoloji; mutlak kendini doğru kabul etmiş inanmayanı yandaş olmayanı ötekileştirmiş ve yok edilmesini amaçlamıştır. İnsan olma gerçeğine varan aydınlarca ise barış içinde bir arada yaşama çabaları ise sürmüştür. İnsan odaklı aydınlar, siyasetçiler ise bunun içinde büyük bedeller ödemişledir.



İslam dünyasında Arap baharı denilen hareketlenme var. Denilen Arap dünyası diktatörlüklerden arınarak özürlüklere demokrasiye kavuşuyor.



Sistemi rejimi kuran batı emperyalizmi yeni yapılanmayı bu şekilde kitlelere sunarken, Müslüman kitleler birbirini öldürmeye yüzyılların birikimi olan kentlerinin yakılıp yıkılmasında öncü rolü oynuyorlar.



Ama Türkiye`de başlayan İslam dünyasını sarmalayan İslami hareketler hakkında birçok kesim farklı tanımlamalar getiriyor.



Oysa olanlara bakıldığında bir İslami akımın güçlendiği ve iktidarlara geldiği görülüyor.



Bu hareket; Haşhaşiler hareketidir.



Haşhaşiler (Arapça: Hash&299;sh&299;ya ya da Hash&299;sh&363;n), Haşişin ya da Haşhaşiyyin de denir.



8. yüzyılda İsmaililiğin Nizarî kolundan çıkan bu topluluğun 15. yüzyıla dek faaliyetlerini sürdürdükleri sanılmaktadır. Kapalı bir topluluk olan Haşhaşiler radikal bir din akımının takipçileri olarak ortaya çıktılar. Suikasti, Eyyubilere, Selçuklulara ve Abbasilere Tapınak Şövalyelerine Haçlılara karşı siyasi yaptırım aracı olarak kullandılar ayrıca üçüncü haçlı seferi sırasında haçlılara ve tapınak şövalyelerine de suikast yapmışlardır. Avrupa dillerine Haçlı Frankları tarafından taşınan assassin sözcüğünün kökeni haşhaşindir. .



Assassin sözcüğünün kökeni

İngilizcedeki "assassin" sözcüğünün Arapça haşhaşin (afyonkeş) sözcüğünden türediği varsayılır. Hasan Sabbah`ın müritleri, kendilerini "esaslarına bağlı olan" anlamındaki `Esasiyun` şeklinde adlandırıyorlardı. Bununla birlikte bazılarına göre sözcüğün kökeni Marko Polo`nun 1273`teki Alamut ziyaretini anlattığı anılarında bahsettiği, haşhaştan çok alkollü içecekleri andıran bir uyuşturucudur.



Bazı yazarlara göre de sözcük Hasan`ın takipçileri cümlesinden geliyordu. Bazıları ise, o çağlarda uyuşturucu kullanımı toplumda kabul görmeyen bir alışkanlık olduğundan haşhaşini, yani toplum dışı ve serseri sözcükleriyle bağdaştırdı. Bir başka deyişle, Hasan Sabbah`ın İsmaili örgütünün bu sözcükle anılması uyuşturucu kullandıklarının ispatı olmayabilir. Bir başka rivayete göre, göreve çıkmadan önce sakinleşmek için haşhaş kullandıklarıydı. Bazıları kullandıkları maddenin bir uyarıcı olduğunu ve savaşta onları çılgına çevirdiğini iddia ederler. Bu maddenin erginleme törenlerinde yeni üyeye ölümden sonra kendisini bekleyen ödülleri göstermek için kullanıldığı da söylenir.



Kendilerine ed-da`va-t-ul-cedide (yeni dava, yeni öğreti) ya da fedaayiin (Arapça fedailer &8211;bir amaç uğruna kendini feda etmeye hazır olan) derlerdi.



Haşhaşiler; Hasan Sabbah`ın 1090 yılında Alamut Kalesi`ni almasıyla kurulmuştur. Hasan Sabbah`ın amacı Selçuklu Devleti`nden intikam almaktı. Bunun için Nizamülmülk ve Sultan Melikşah`ı öldürmek istiyordu(Devlet sarayında kovulma mevzusundan dolayı). Hasan Sabbah, Alamut kalesini aldıktan sonra kalede bazı düzenlemeler yaptı; kalenin asma bahçelerini yeniledi, surlarını güçlendirdi. Hasan`ın gençlik yıllarında bir şeyhin ona haşhaş içirmesiyle haşhaşın büyük etkisinde kalmıştı. Haşhaşla birçok kişiyi kandırabileceğini o zaman anlamıştı. Alamut Kalesi`ni aldıktan sonra Hindistan`dan haşhaş meyvesini getirdi.



İslam ülkelerindeki hareketlenme Haşhaşilerin yeniden doğuşu anlamına geliyor mu?



Batı stratejik merkezleri İslam dünyasının zaaflarını iyi tespit ederek istismar etmede 100 yıldır başarılılar.



Önce İngilizler; Arabistan`da Vahhabi hareketini Osmanlı-Türk müslümanlarına karşı örgütlediler.



Sonra İngilizler; Orta Asya`da Cemalettin Afgani`yi, Ortadoğu`da Arap dünyasında Muhammed Abduhu; İslam`ın ilahi mesajdan saptıracak görüş ve düşüncelerle donatarak kullandılar.



Şimdilerde Amerikalılar ve İngilizler kimleri örgütledi ve örgütlüyor?



Günün Sözü: Aklını kullanamayan, okumayan, düşünmeyen, sorgulamayan insanın, köle olması kaçınılmazdır.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.