Katar Krizi (2)
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 22 Haziran 2017
Katar Krizi (2) Uluslararası bazı kurum ve kuruluşların misyonunu yitirmesi ve bunlara yeni bir misyon tanımı yapılamaması, devletler arasında ayrışmaya sebep oldu. Bu ayrışma giderek derinleşiyor, birileri de bu ayrışmayı durdurma peşinde. Büyük para merkezlerinin kontrolüyle, ayrışma ve yeni bir küresel yapının ortaya çıkması durdurulmak isteniyor. Katar üzerinden büyük para sahiplerine, ``Paralarınıza çok da güvenmeyin, en mümkün olmayan isnatlarla sizi suçlar ve ablukaya dahi alırız´´ deniyor. Gelişmeler, asimetrik savaşın cephesinin genişleyeceğini, birçok asimetrik savaş silahının ortaya çıkacağını gösteriyor. Şuan ``klasik´´ olan silahlar kullanılıyor. Siber saldırılar, süper güçleri bir anda kilitleyebiliyor. Bunu da kullananlar yine süper güçler. Afrika çöllerinden, Sudan`dan ya da Afganistan`dan birilerinin büyük güçlere siber saldırı gerçekleştirmesi mümkün değildir. Büyük güçleri kilitleyebilecek bir siber saldırıyı, ikinci ve üçüncü dünya ülkelerinin gerçekleştirebileceğine inanmak, saflık olur. Büyük güçler arasındaki ayrışma giderek derinleşince bunu durdurma yolunda adımlar atılmaya başlandı. Devletler liginin üzerinde bir yapı, bu ayrışmayı durdurmaya çalışıyor. Peki neden? Ayrışma olunca rekabet başlar. Rekabeti yönetmek her zaman kolay değildir. Bir unsur kontrolden çıkınca, onu başka unsurlar da izleyecektir. Bir nevi domino etkisi yaratır ve zincirleme reaksiyona sebep olur. Bu, gücün ve küresel denetimin yitimi demektir ve yeniden tesisi imkânsız hale gelebilir. Ama hemen hemen tüm güçlerin doğasında bu vardır, eninde sonunda bir ayrışma kaçınılmazdır. İnsanın ve yapıların zaafları vardır. Kıskançlık, haset gibi insani birçok faktör devreye girer ve birçok yapı, ilerleyen süreçte zayıflar. Bugün de olan, bundan farklı bir şey değil. Bu beklenen bir şeydi, burada yapılamayan şu: Teknolojik gelişmelere rağmen dünyada hemen hemen her alanda bir düzey düşüşü var. Ahlak ve karakterde bir düşüş var. Bu düşüş beraberinde, sosyal ve etik çözülmeyi getiriyor. Etik ve sosyal çözülme fazlalaştıkça, hırsların, ahlaksızlığın tavan yaptığı bir durumda artık aileleri, şirketleri, devletleri bir arada tutamazsınız. Gidişat küresel bir savaşla, küresel bir tsunamiyle sonuçlanabilir. Katar üzerinden yapılmaya çalışılanın, bütün bunları ötelemeye yönelik olduğu iddia ediliyor. Peki neden Katar? Büyük bir kütleyi, yine büyük bir kütleyle hareket ettiremezsiniz. Katar, bir manivela olarak değerlendiriliyor, tüm İslam dünyasını ve müştemilatını ayağa kaldırmaya yetti. Ya Türkiye olacaktı, ya da Katar! Katar`ı seçtiler. Katar`dan sonra hedef Türkiye olabilir. Katar, bir misyon yüklendi ve birçok riski de aldı. Misyon yüklenmek, risk yüklenmektir. Tıpkı öğrenilen bazı bilgilerin çok tehlikeli olması ve sonun ölümle bitmesi gibi&8230; Yaptırılan işlerin sonunda öğrendiğiniz bilgiler, yaşamanıza engel olabilir, feda edilebilirsiniz. Katar, sosis imalatındaki süreçleri görmüş oldu, yani ``sosisin nasıl imal edildiğini görseniz, yemezsiniz´´ denir ya&8230; Katar bazı süreçlere şahit oldu, bu bir bilgi aktarımıdır, karşı taraf bu bilginin kullanılmasına ve başkaları tarafından bir takım kazanımlara dönüştürülmesine göz yummaz, yummuyor. Fatih`in bir fedaisinin olmasında sorun yok ama Fatih, fedaisi Kara Murat`tan duyulan korkunun kendisini geçmesini kabullenemez. Kara Murat`tan değil, Fatih`ten korkmak esastır her zaman! (bitti)
|