Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2274) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (274)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer ÖZKAYA - (Ziyaretci) 8.09.2018 10:57:06

Konsensüs bozuldu

Konsensüs bozuldu
1975`lerde oluşturulan ``Yeni Dünya Düzeni´´ artık çalışmıyor, küresel işbirliği ve koordinasyon önemli oranda çökmüş durumda. 1975`lerde kotarılan sistem, Çin`in küresel imalat sanayii üssü olarak seçilmesi ve bu bağlamda küresel lige kabulü ile başlamıştır, bugün ise sistem, kurulduğu noktadan yıkılma işaretleri vermektedir.
Çin ve Asya`nın ucuz işgücü maliyetleri sebebi ile dünyanın ``üretim üsleri´´ olarak seçilmesi, karşımıza başta Çin ve Güney Kore olmak üzere ``Asya Kaplanları´´ olgusunu çıkarmıştır. Çin ile ABD arasında yaşanmaya başlanan önce kur savaşları, sonra ticaret savaşları, bir dönemin bittiğinin göstergelerini vermektedir. Aynı şekilde ABD ile AB ve bileşenleri de Çin ve ABD arasındaki sorunların benzerlerini yaşamaktadır.
Dünya uzun süredir analizini yaptığımız ``yeni uluslararası ilişkiler rejimi´´ arayışları bağlamında; imalat sanayiini, küresel paralar sistemini, mali ve ticari enstrümanları, petrol, doğalgaz vs. gibi enerji yelpazesini ve uluslar üstü kuruluşları yeniden dizayn etmeyi hedeflemiş bir ``iradeler rekabeti´´ ile karşı karşıyadır.
Bu rekabetin Asya ve İslami Asya ve Akdeniz jeopolitiği ve jeostratejisini ``önceleyen´´ politikalar listesine sahip olduğu da giderek daha fazla belirmektedir. Bir yanda eskiden beri zayıf olan İran, Irak, Suriye ve ``Lübnan´´ bloğu ve diğer yanda giderek Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleri bloğu şeklinde kendini gösteren Ortadoğu güç şekillenmesi, İsrail`in başını çektiği henüz tam ortaya çıkmamış bir başka bloğu üretecektir.
Bozulan küresel işbirliği ve koordinasyon sistemi için çoklu mutabakat ve çoklu liderlikler olgusu çerçevesinde süren ``arayış´´lar, birçok silahsız savaş stratejilerinin uygulanmasına sebep olmaktadır. Bu kapsamda ilk bozulan konsensüs, rekabetçi kur ayarlamalarıdır. Bu mutabakat bozulduktan sonra yeni uluslararası ilişkiler rejiminin tesisi kaçınılmaz olacaktı.
Rekabetçi kur savaşlarının giderek derinleşmesi, yapısal sorunları, yapısal politik zaafları olan ülkeleri daha fazla vurmaktadır. Buna bir de jeopolitik ve jeostratejik konum ile teostratejilerin merkezinde bulunma faktörleri eklenince sarsıntı, deprem dalgaları seyri izleyebilmektedir ve bu bağlamda çığ, ivme kazanma noktasını kaybettiğinde duracaktır. Ne yazık ki hiç bir küresel oyuncu bu noktayı bilememektedir, sadece bu pozisyona göre hazırlanmış sağlam öngörüler manzumesi vardır.
Yeni bir uluslararası ilişkiler rejiminin tesisine ve bozulan küresel işbirliği ve koordinasyonun yeniden teşkiline kadar gelişmiş devletler arasında muazzam bir ``rekabet´´ yaşanacaktır ve bir yandan da tüm hızı ile yaşanmaktadır. Bu devrede sayısız senaryolar, sayısız planlar, stratejiler ve ittifaklar tablosu ile karşılaşacağız.
Bölgesel olarak ``Suriye´´ bağlamında gelişen Ortadoğu ve Akdeniz jeopolitiği, etnopolitiği, teopolitiği, enerjipolitiği ve mitoloji politiği, Türkiye gibi ülkelerde ciddi taraf belirlemeye zorlayıcı ``sorunlar´´ üretmeye devam edecektir. Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye en azından politik süreci atlatmış görünmektedir. Fakat bunun dışında zorlayıcı birçok ``sorun´´ daha sırada beklemektedir.
Bu ``sorun´´lar yumağı dizayn içerikli olduğu için bir çok aktör ``seçili´´ olduğu öngörüsü ile hareket etmektedir. Fakat böylesi küresel büyük tsunamiler küresel ve bölgesel ``torpil´´ olgusunu iptal eder ve yeni aktörler üretir. Suudi Arabistan, Mısır, Türkiye ve Körfez ülkeleri bu süreci aşmış ise de aşmamış ülkeler de vardır. Bu nedenle ``aşmış olma´´ garantisi de yoktur. Sonuçta İslami Asya denen bu coğrafyada her zaman dolaşıma sokulmayı bekleyen senaryolar enflasyonu vardır. Rekabet G-7`ler ve bunların yapıtaşları arasında olunca ne tür stratejiler izleneceği beka sorunu ile yaşamsal bağ da kurulmasına sebep olmaktadır.
Türkiye`nin jeopolitik, jeostratejik ve teostratejik konumu her zaman asimetrik sonuçlar üretmesini sağlamıştır. Bunun için genel Türk tarihine analitik olarak tekrar bakmak elzemdir. Çünkü muhtaç olduğumuz stratejiler tarihimizde vardır, yaşanmıştır, uygulanmıştır. Yeter ki hangilerinin olduğunu doğru tespit edebilelim.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.