Krizlerle boğuşan dünya, bir çıkış yolu arıyor
Krizlerle boğuşan dünya, bir çıkış yolu arıyor
09 Nisan 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Dünya Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizle yatıp kalkıyor.
Rusya’nın 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna işgalinin sebep olduğu gerilim, iki ülke sınırlarını çoktan aştı ve uluslararası düzeyde köklü değişimlere yol açmaya başladı.
ABD, Rusya, Çin ile Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri ve daha birçok ülkenin de dahil olduğu bir sürece dönüştü.
Hızla değişen dünya şartları içinde sarsılan sistem ve dengeler içinde ‘başat güç’ olmaya yönelen emperyalist ülkeler, yeni konseptlerle hegemonik mücadelelerinde yeni hamleler geliştirmeye çalışıyorlar.
ABD ve Batılı ülkeler, Rusya’yı yaptırımlar yoluyla çöktürmeye çalışırken, Soğuk Savaş sonrası oluşan dengeler de şimdiden sarsılmaya başladı.
Bazı ülkeler, Ukrayna krizinden sonra yeni gelişmelere göre pozisyonlarını belirlemeye çalışırken, sürpriz tavırlar geliştirmeyi seçti.
Geleneksel olarak Rusya’nın müttefiki konumunda bulunan Çin, Ukrayna krizinde daha temkinli bir tavrı seçti. ABD ile iletişim kanallarını açık tutan Pekin, dünyanın dört bir yanına yayılan ekonomik kazanımlarının korunmasını önceliyor. Çin’in pozisyonu, Soğuk Savaş sonrası dönemdeki en belirgin dönüm noktalarından biri olarak değerlendiriliyor. Çin ayrıca, ABD’den çeşitli nedenlerle uzaklaşan ülkelerin de yeni partneri sıfatıyla öne çıkıyor.
•
Bugün, Yemen faciası tüm olumsuzluklarıyla devam ediyor. Tunus’ta Cumhurbaşkanı farklı bir yöntemle ülke yönetimine el koymuş durumda. Libya yeniden iç savaşın eşiğindedir. Pakistan’da ABD destekli post modern bir darbeyle Başbakan İmran Han görevinden uzaklaştırıldı. Viyana’da devam eden İran ve ABD öncülüğündeki 5+1 ülkeleri arasındaki nükleer müzakerelerinden hâlâ bir sonuç alınamadı. Sudan’da Ömer El Beşir yönetimine karşı gerçekleştirilen darbe sonrası ülkede istikrar bir türlü sağlanamıyor. Lübnan ve Irak’ta siyasi istikrarsızlık devam ederken, Afganistan’da Taliban ile başlayan yeni dönemde hâlâ taşlar yerine oturmuş değil.
Filistin’de İsrail devlet terörü ve Doğu Türkistan’daki Çin zulmü devam ediyor.
Bütün bu olumsuz gelişmelerin sebep olduğu krizler aynı zamanda buğday başta olmak üzere hububat ve diğer hammaddelerde sıkıntı yaşanacağı öngörülmektedir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan krizin, tarım ürünlerini de olumsuz etkilemesi bekleniyor.
BM raporlarında bu yıl 300 milyondan fazla insan kıtlık sınırına yaklaşacak. 950 milyon kişinin ise kronik açlık çekeceği gibi açlık ölümlerinde çok ciddi bir artış olacağı belirtiliyor.
Kısacası dünyanın çeşitli coğrafyalarında saldırı ve işgaller ile insan hakları ihlalleri ihlal edilirken, dünya barışı, huzur ve güvenini sağlama sorumluluğu olan Birleşmiş Milletler (BM), adaletsiz yapısı nedeniyle asli görevlerini yerine getirememektedir.
Ayrıca BM raporlarına göre dünya genelinde 2021 yılında 35 milyon insan açlıktan öldü. Bu yıl açlık ölümlerinde temel gıda maddelerinde yaşanacak sıkıntı nedeniyle artış olması bekleniyor.
•
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra şimdi dünya benzer bir savaşla karşı karşıya gelmek üzeredir.
Dünyanın içinde bulunduğu şartlar yeni bir dünya düzenini sağlayacak, adaleti temel esas alan ve daha etkin bir Birleşmiş Milletler (BM) benzeri bir kuruluşa ihtiyacı olduğu bir gerçektir.
Milletler camiasını temsil edecek olan bu yeni teşkilat ‘5’li Çete’den (BM-Güvenlik Konseyi daimi üyeleri) kurtarılmalıdır.
Çünkü BM, mevcut yapısıyla küresel çapta etkisi olacak kararları alıp uygulama kapasitesi olan bir teşkilat olamadığı görülmüştür.
21. Yüzyılda sorumluluklarını yerine getirmekten aciz kalan bir BM’nin dünya barışını, huzur ve güvenini sağlaması mümkün değil.
Özetle ifade etmek isterim ki; temsil kabiliyetine sahip, adaleti temel esas kabul eden yeni bir dünya teşkilatının oluşumu ile dünyanın barışı, huzur ve güvenliği ancak sağlanabilir.
|
