Küresel panik yoğunlaşırken (3)
Küresel panik yoğunlaşırken (3) Küresel paniğin yoğunlaştığını gösteren temel göstergelerin başında Çin olgusuna yönelik spekülasyon ve çarpıtmalar geliyor. Çin`e hiç düşünmediği bir takım küresel misyonlar atfedilmeye çalışılıyor. Pekin bunların bir kısmına sıcak, bir kısmına ise temkinli yaklaşıyor. Ardından da Rusya`nın, ABD`nin siyasal elitlerini ve başkanlarını belirlediği yönünde ABD tarafından ciddi ithamlar yapılıyor. Bilişim, bilişim bilimleri ve disiplinlerinin merkezi ABD, Rusya`yı internet üzerinden ABD başkanlık seçimlerine müdahale etmekle suçluyor! Eğer bu iki vaka üzerinden bir değerlendirme ve analiz yapılırsa ABD ve Batı tümü ile -güya- Çin ve Rusya`nın kuşatması altında. Bir de Kuzey Kore`nin sürekli her yeri füze ile vurabileceği yönündeki tehditleri var ki ``buyurun cenaze namazına´´ türünden bir cümle kurmamak mümkün değildir. Çok basit bu üç gösterge ``El Kaide ve Daeş çok sırıttı ve ciddiye alınmadı, bari bu sefer ülkeler bazında bir küresel tehdit algısı yaratalım ve daha radikal bir dizayn yapalım´´ denmiş olma olasılığını kuvvetlendirmektedir. Bütün bu senaryoların aslında bir sakıncası yoktur ve küresel bir dizayna da ihtiyaç olabilir ve hatta Çin, Rusya ve Kuzey Kore, bazı ülkeler için ve hatta dünya için ciddi tehdit de olabilir. Burada önemli olan küresel çapta etkiler yaratan bu ülkelerin aslında elbirliği ile yeni bir uluslararası ilişkiler sistemine ihtiyaç duyulduğunu deklare etmeleridir ve yeni sistemin inşasında askeri güç kullanma gereğinin çok yüksek boyutlarda olduğunun hissettirilmesidir. İkinci önemli vurgu ise bilişim teknolojilerinin küresel bir tehlike oluşturduğunun ve bunun da asimetrik bir güç olarak etiketlenerek devletlerin hem hedefi hem de müttefiki olarak nitelendirilmesidir. Yani bilişim teknolojisi üreten şirketlerin Rusya`da olduğu gibi ABD devlet mekanizmasının yanında yer alması gerektiğinin ikazının yapılmasıdır. Yani bilişim teknolojileri ve bilimlerinin aynen Rusya, Çin ve Kuzey Kore gibi ayrı/karşıt bir güç merkezi olarak işaretlenmesidir. İşte özellikle son cümle küresel paniğin odağını oluşturmaktadır. Bilişim bilimleri denilen ve sınırları tanımlanamayan uçsuz bucaksız bir yeni evren, ciddi bir küresel paniğin oluşmasında en önemli etken olarak görülmektedir. Gerçekten de Facebook, Twitter, Instagram gibi birçok bilişim platformu, bireylerin; tepkilerinin, onaylarının ve desteklerinin giderek devletlerinin ve milletlerinin temel siyasetlerinin dışında gelişerek kollektif bir küresel değerler sistemi inşa edilebileceğini ortaya koymuştur. Bu gerçekten küresel bir paniğin nirengi noktası da olabilir, küresel bir umudun nirengi noktası da&8230; Burada küresel paniğe yol açacak çeşitli deneylerin küresel çapta yapıldığını ve bunun sonucunda bazı alanların küresel çapta denetlenmesi yolunda ciddi sistem arayışlarının geliştiğini belirtmek gerekir. Sonuçta artık gelişmeler hiper-geometrik oranda olmaktadır, eskiden uzun yıllar gerektiren çeşitli değişimler şimdi öngörülmedik hızda olabilmektedir. Gelişmenin bu yeni doğası, doğal olarak bireyleri, şirketleri, milletleri ve devletleri farklı şekillerde ve yoğunluklarda irrite etmektedir. Küresel paniğin, bu olağanüstü halin olağanlaşma eğilimine karşı verilen bir tepki olduğunu söylemekte zaruridir. Bu durumda en büyük risk, küresel panik yoğunlaşmasının küresel zincirleme bir aklı ve bilimi iptal cinnetine dönüşme olasılığıdır. Bunun örnekleri yakın siyasi ve askeri tarihte vardır. Devletlerin kendilerini bir anda küresel siyaset, ekonomi, finans ve askeri anaforda/girdapta bulma olasılığı hiç bugünkü kadar yüksek olmamıştır. Yapılması gereken buz gibi bir akılla gelişmeleri karşılamak ve üstesinden gelmektir ki bunun yapılması da olağanüstü bir birikim gerektirir. (bitti)
|