Lübnan`da iç savaş başlar korkusu (!)
Lübnan`da iç savaş başlar korkusu (!)
Lübnan siyasi krizlerin yanı sıra ekonomik çalkantılarla da boğuşuyor. Korona salgınının etkisini sürdürdüğü bir dönemde meydana gelen patlamanın ülkedeki ekonomik istikrarsızlığı daha da tırmandıracağı açıktır. Ancak Lübnanlılar, ekonomik istikrarsızlıktan daha çok patlamanın ülkede toplumsal öfkeyi tetiklemesinden korkuyor. Patlama, ekonomik sıkıntıların zirvede olduğu ve son üç yıldır protesto mitinglerinin aralıksız devam ettirildiği, hiç kimsenin mutlu olmadığı gibi her kesimin birbirini suçladığı bir döneme denk gelmesi Lübnan geleceğini yeniden tartışılır hale getirdi. Korkunun asıl sebebi ülkenin yapısı ve geçmişte yaşanan acı olaylardır. Farklı etnik, dini ve mezhebi farklılıkların sebep olduğu siyasi istikrarsızlık, beraberinde ekonomik sıkıntıları getirdiği gibi ülkeyi uzun süreli bir iç savaşa sürüklemişti. Kanlı iç savaşın başlangıcının üzerinden 46 yıl geçti. Lübnanlılar maalesef hâlâ savaşın bugüne ulaşan siyasi, ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadele ediyor. On beş yıl süren iç savaşta 150 binden fazla kişi öldü, bir milyondan fazla kişi Lübnan`ı terk etti. İç savaş sona erdi ancak iç savaşı tetikleyen sorunlar hâlâ aşılamadı. Resmi verilere göre halkın yüzde 45`inin yoksulluk sınırının altında olduğu Lübnan`da ekonomik sıkıntıların artmasından, siyasi krizlerin körüklenmesinden endişe ediliyor. Patlamanın sorumlusu kim? Patlamanın sebebi, tahminen 2 bin 750 ton tehlikeli bir madde olan amonyum nitratın gerekli güvenlik önlemleri alınmadan depolanmış olması. Yetkililerden son gelen açıklamalara göre patlamada şimdiye kadar 137 kişi can verdi. Kentte 4000`den fazla da yaralı var. Patlamanın yakınında yaşayanların çoğunun evi ya yıkıldı ya da hasar gördü. Bu da yaşanan travmanın üzerinde bir de barınma problemini getirdi. Beyrutlular patlamayı Hiroşima`ya benzetiyorlar. Patlamaya sebep olduğu düşünülen amonyum nitrat maddesinin insan vücudunda yıkıcı etkileri olduğu ve vücutta tepkilerinin birkaç yıl sonra görüldüğünü belirten uzmanlar, patlamanın etkisi ve izlerinin daha uzun yıllar devam edeceği uyarısında bulunuyor. Cumhurbaşkanı Michel Aoun patlamaya neden olduğu tahmin edilen amonyum nitratın yeterli güvenlik önlemi alınmadan altı yıldır liman bölgesinde tutulduğunu açıklaması, ``Bu ihmalde suç kimde?´´ sorusunu akla getirdi. Riskli olduğu bilinmesine rağmen kimyasalların bölgede tutulmasından Lübnan hükümetlerinin sorumlu olduğu bir gerçektir. Hükümetler diyorum. Çünkü Lübnan`ın çok çeşitli etnik, dini ve mezhebi faklılıklardan oluşan kozmopolit yapısı nedeniyle hükümetler sık sık değişmektedir. Gelen hiçbir hükümet bu tehlikeyi ya görmedi veya görmek istemedi. Patlamanın ardından sorumlular araştırılmaya başlansa da gerçek suçluların ortaya çıkarılacağına hiç kimse inanmıyor. Çünkü Lübnan halkı hukukun işletilmediğine inanıyor ve hükümet yetkililerine ise güvenmiyor. Lübnan yeni bir iç savaşa sürüklenir mi? Lübnan halihazırda mezhep siyaseti ve yolsuz politikacılara duyulan öfkeyle çalkalanmaya devam ediyor. Patlama ise ülkedeki gerilimi yeni bir boyuta taşıyacağı ihtimal dahilindedir. Bu kaotik duruma çare bulmak için Uluslararası Toplum üzerine düşeni yapmak üzere harekete geçmez ise Lübnan ve Lübnanlılar içinden çıkılmaz bir girdabın içine sürüklenecektir. Gidişat bunu gösteriyor. Çünkü, ülkedeki öfke patlamak üzeredir. Lübnan halkı birlik içinde değildir. Farklılıkların kültürel zenginlik yerine çatışma sebebi olarak kabul eder düzeyde karşılıklı suçlamalar söz konusudur. Ülkelerde her kesimi etkileyen büyük olumsuz olaylar yaşandığında farklılıklar bir kenara itilerek çeşitli halk katmanlarında bir birliktelik oluşur. Ancak bunu Lübnan halkı için söylemek ve düşünmek maalesef çok zor. Dileğimiz ve duamız Lübnan`daki patlamanın bir hesaplaşma yerine ülkenin geleceği adına halk arasında bir birlik ve beraberliğe vesile olmasıdır.
|