Mısır`da yeni oyun ve Mursi`nin direnişi
Mısır`da yeni oyun ve Mursi`nin direnişi 02 Temmuz 2013 Salı 23:59 kocak61mehmet@gmail.com Mısır tarihinin en büyük oyunu ile karşı karşıya. Mısır`da demokrasiyi içine sindiremeyen dış destekli muhalefet cephesi; Mursi`nin iktidardan çekilmesini istiyor. Ordu, darbeye zemin hazırlamak için muhalefeti kullanıyor. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`nin destekçileri ise ne pahasına olursa olsun sonuna kadar direnmeye kararlı olduklarını ortaya koyarak muhalifleri &8216;darbe kışkırtıcılığı yapmakla` suçluyor. Modern Firavun Hüsnü Mübarek`in devrilmesinden sonra 30 Haziran 2012`da Mısır tarihinde ilk defa halk desteğiyle oyların yaklaşık yüzde 52`sini alan Muhammed Mursi, Mısır`da halk desteğiyle seçilen ilk cumhurbaşkanı unvanını elde etmişti. Mursi; demokrasiyi korumak diğer yandan istikrarı sağlamak adına büyük bir mücadele verdi. Çünkü Mısır`da halk devrimiyle sonuçlanan olayların sebep olduğu büyük yıkım ile ülke bir uçurumun kenarına gelmişti. Devlet kasası hızla boşalmaktaydı&8230; Yabancı yatırımcıların yanında yerli üreticiler de ülkeyi terk ediyordu&8230; Ülke ekonomisinin temel dayanaklarından biri olan turizm sektörü ise çökmüş vaziyetteydi... Ayrıca; İstikrarsızlık ordusu çığ gibi büyüyordu. Geçen bir yıl içinde Mısır`da normal kabul edilecek bir an bile yaşanmadı. Mısır sokaklarında yükselen muhalif seslerin ortak noktası ``Mursi karşıtı´´ olmaları oldu. Onunda tek bir sebebi var, Mursi`nin Müslüman Kardeşler`in desteğiyle seçilmiş olmasıdır. Egemen güçler Mısır gibi önemli bir Arap ülkesinde İhvan-ı Müslim`in, yani Müslüman Kardeşler`in desteğinde bir iktidarın varlığını İsrail ve Batı için sakıncalı olarak görmektedirler. Devrimin ardından gelen ilk cumhurbaşkanı, bu ağır yükü kaldırmak için ``yeniden doğuş projeleri´´ hazırladı, ancak ordu ve muhalefet cephesi bu projeleri başlatmasına fırsat vermediler.. Ordu üçüncü taraf olarak resmen devreye girdi ve muhalefet üzerinden iktidarı devirme şansı yakaladı. Demokrasiyi koruma adına muhalefetin yerine Cumhurbaşkanı Mursi`nin üzerine gitmektedir. Öyle ki ordu; Cumhurbaşkanı ve muhaliflere halkın taleplerini karşılamaları için 48 saat süre verdi, aksi takdirde kendi siyasi ``yol haritasını´´ açıklayıp uygulanmasını sağlayacağını duyurdu. Ordu dış destekli muhalefeti göstermelik uyarırken halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`ye resmen muhtıra vermiş oldu. Ordunun bu tehdit ve muhtırasının ardından beş bakan görevlerinden istifa etti, ancak Cumhurbaşkanı Mursi; ordunun bu açıklamasını tanımadığını ilan ederek direnişini sürdürüyor. Mısır ordusu içinde eski yönetimin yandaşları hâlâ varlığını muhafaza etmektedir. Mısır ordusu ve yönetim kadrosu halk desteğiyle gerçekleşen devrim sonrası başlayan değişim ve dönüşüme hazır değildi. Aslında halk devrimiyle beraber Mısır ordusu içinde de bir tasfiye hareketi başlatılmış olsaydı bugün yaşananlar olmazdı. Mısır`da yaşananlar dünya başkentleri olduğu gibi Türkiye olarak yakından izlemekteyiz. Çünkü Mısır halkıyla ortak tarih ve inanç değerlerine sahibiz. Ayrıca da Mısır`da yaşananlara benzer olaylar ve darbe girişimi Türkiye`de denenmişti. Türkiye ve Mısır`daki örtüşen taleplerle sokağa çıkılması bu olayların aynı merkezlerden tetiklendiğinin en bariz örneğidir... Bu olayların asıl sebebi İslâmî muhafazakâr söylemlerin bölgede bu iktidarlar sayesinde yükselişe geçmiş olmasıdır. Taksim`den ülke geneline yayılmak istenen, ancak çok şükür başarılamayan &8216;isyan` amaçlı olayların dış destekli olmadığını düşünmek veya Mısır`da ordunun devreye girmesi egemen güçlerin bilgisi dışında gerçekleştiğini iddia etmek ise, dünyayı ve bölgeyi bilmemektir. Tunus NAHDA Hareketi ve lideri Gannuşi, Türkiye`de AK Parti ve lideri Başbakan Erdoğan ile Mısır`da İhvan Hareketi ve Cumhurbaşkanı Mursi; bu egemen güçlerin hedefindedir. Bu olaylar ne ilktir ne de son olacaktır. Bu üç ülke başta olmak üzere İslâm coğrafyasında farklı zamanlarda ve değişik metotlarla darbeler ve isyanlar denenmeye devam edecektir. Burada doğru olan kutuplaştırıcı ve ötekileştirici dili kullanmadan kucaklaştıran ve birleştiren ortak değerleri öne çıkarmak ve halkı kitlelerini doğru bilgilendirmektir. Egemen güçlere rağmen millî bir politika ile ülkeyi yeniden yapılandırmaya kalkarsanız hem iç ihanetle hem de onların dış destekçileri ile karşı karşıya geleceğinizi de hesaba katmak zorundasınız. Çünkü siz eski köye yeni adet getirerek onların sömürü düzenini bozuyorsunuz&8230;
|