Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 17.07.2015 15:23:46

NÜKLEER ANLAŞMA VE ORTADOĞU

NÜKLEER ANLAŞMA VE ORTADOĞU
İran ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya`nın yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü Tahran`ın nükleer programına ilişkin müzakereler ekonomiden siyasete, bölgesel ve küresel etkileri olabilecek tarihi bir anlaşma ile sonuçlandı.Bir anda dünyaya "İran`ın dünya politikasına eklenmesi" ve "Ortadoğu`da istikrarın oluşması" gibi fikirler yayıldı.
Anlaşmanın BM Güvenlik Konseyi`nin, ABD Kongresi ve İran Parlamentosunun onayından sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.Ancak ABD Kongresi`nin İran`ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan ama nükleer altyapısına dokunmayan anlaşma formülünden rahatsız olduğunu kaydetmek gerekiyor...
Anlaşma ile İran nükleer enerjiyi kullanma hakkını kabul ettirmiş, nükleer silah elde etmeye çalışmadığını kanıtlamıştır.Batı`nın ağır yaptırımlarının iptali İran`ın kendi doğal kaynaklarını kullanmasına ve ekonomik olarak ayağa kalkmasına ve Ortadoğu`da etki gücünü arttırmasına neden olacaktır.
ABD ise İran`ın nükleer programını ertelemiş, sıkı bir denetim mekanizmasını kurma olanağını yakalamıştır. Üstelik bu anlaşmanın tek alternatifinin de İran`a askeri saldırı olduğu anlaşılmıştır.
Anlaşmanın 40 yıldır ikili ilişkilere sahip olmayan İran ve ABD arasında ikili ilişkileri tesis eden bir adım olarak yorumlanması güçtür.Çünkü bir tarafta, İsrail; anlaşmayı "Dünya için tarihi bir hata" şeklinde değerlendirmekte,Öte yanda İran; hem 400 nükleer başlık ve bomba ile donatılmış İsrail`i bütün bölge ülkelerinin varlığını tehdit eden terörist bir ülke olarak tanımlamakta,Hem de Suudi Arabistan`ı bütün İslam ülkelerinde terörist grupları örgütleyip beslemekle suçlamaktadır.Bu yüzden ABD ve İran`ın kısa vadede normal diplomatik ilişkilere sahip olamayacağı öngörülmelidir.
Fakat güçler ilişkisinde önemli değişiklikler olmadan, başlangıçta güvenlik alanında IŞİD`le ortak mücadele gibi bazı işbirliği girişimleriyle ikili ilişkilerin şekilleneceğini düşünmek gerekiyor.Başta İsrail-Filistin arasında çevre ülkeleri de kapsar bir barış planının yürütülmesinin kolaylaşacağı,İran`ın, özellikle İsrail`i ve bölgeyi ateşe sürükleyecek bir politika yürütmekten alıkonulacağı gibi bir umud yükseliyor.İran`ın İslam devrimini yaygınlaştırmaktan vazgeçmesi halinde Filistin`de, Lübnan`da, Suriye, Irak ve Bahreyn`de etkisini sürdürmesine yol verilmesi kaçınılmaz görünüyor.
Nitekim ABD, bir süredir Ortadoğu`daki gücü Suudi Arabistan ve İran arasında dağıtmanın yolunu oluşturuyor. 1955` te Sovyetler Birliği`nin Ortadoğu`ya nüfuz etmesini önlemeye yönelik olarak NATO`nun bir uzantısı olarak kurulan "Bağdat Paktı"nın yeni bir açılımla hayata geçirildiğine ilişkin belirtiler gözleniyor.Bu kez İran; hem SSCB`nin o dönemki rolünü üstlenmekte, hem de Ortadoğu`da nüfuz ettiği alanlarda karşısında Sünni Arapların oluşturduğu, arkasında NATO`nun olduğu bir savunma örgütünü buluyor!
İşte, 26. Arap Birliği Zirvesi`nde barışa yönelik bölgesel bir güvenlik tehdidi durumunda devreye girmek üzere birleşik bir Arap gücü kurulmasında mutabakat sağlanmıştır.Bu suretle Ortadoğu`da Suudi Arabistan- İran ekseninde, NATO`nun desteklediği Suudi Arabistan liderliğinde Sünni Arapların "Ordulaşma"sı sağlanırken,Hem İsrail`in müttefiki Arap`ların güvenliği, hem de İsrail`in İran Şii Ordusuna karşı güvenliğinin teminat altına alınması öngörülüyor.
Üstelik ABD, Hürmüz Boğazı`nda İran`ı caydırmak ve körfez ülkelerini korumak için donanmalarına yüklediği ve operasyonel hale getirdiği Füze Savunma sistemiyle birlikte konuşlandırdığı tüm serilerinde Patriot bataryalarını,Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Küveyt, Katar, Umman`a sağladığı veri bağlantılarıyla birleştirilen, İsrail ve Türkiye`de konuşlandırılan füze savunma sistemleri ve patriot sistemleriyle "tek tetik" oluşturan ve bölgedeki kendi sistemine entegre ettiği füze kalkanını Rusya`ya yönlendirerek daha güvenilir ve işlevsel hale getiriyor...
Bu noktada bir NATO üyesi olarak Türkiye, hem askeri anlamda Sünni ve Şii eksenindeki ordulaşma sürecinde potansiyel arabulucu olabilme,Hem de ekonomisi büyük oranda petrol ithalatına bağlı olan ve yaptırımlar nedeniyle büyük ekonomik sıkıntı çeken İran için hidrokarbon kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa`ya taşınmasında alternatifsiz olması hüviyetiyle kilit ülkedir.
Ne ki, bir diğer alternatif ise giderek İran`ın İsrail`in denetiminde olan Suriye, Irak ve Türkiye Kürdistan`ı ile kuracağı stratejik birlikteliklerde,Kürdistan kaynaklarını da yanına alarak, kendi savunma çerçevesi ve yeterli stratejik- asimetrik tamponları kapsamında Türkiye`yi çok rahatlıkla by-pass edebilme gücüdür.
Bu halde İran, İsrail`in yayılma politikasını belirleyen ve "Nil Nehri`den Fırat`a kadar" sloganıyla belirlenen mitinin önünü güya kesmiş olmakla, kıyamete kadar kendini avundurabilir...
17.7.2015

" Efendim, Ramazan Bayramı iyi umutlarınıza, esenliğinize ve hepimizin gönencine vesile olsun."










Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.