Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN, Kıbrıs İlim Ün - (Ziyaretci) 31.03.2023 10:32:33

Rumların “çözüm” modeli!

Rumların “çözüm” modeli!
Prof. Dr. Ata Atun

Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın uluslararası baskılara boyun eğmemesi, sözde Kıbrıs sorununun çözümü için 46 yıldır konuşulan, ABD ile AB tarafından dayatılmak istenen, yönetiminde Kıbrıslı Türklerin sadece figüran olacağı “Federasyon” içerikli müzakereleri reddetmesi ve sadece “Eşit, egemen uluslararası tanınmış iki devletli çözümü konuşurum” demesi, Rum lider Hristodudilis’in uykularını kaçırdı zira Rum lider Hristodudilis’in aklındaki federasyon içeriği, nalıncı keseri gibi sadece tek tarafın çıkarına yönelik bir Federal devlet modeliydi.
KKTC yönetiminin iki devletli çözümü laf ola ortaya koymadığını görünce ilk işi sahtekarlıkla kendilerini üyeliğe kabul eden Avrupa Birliğine koşmak ve hem Türkiye’ye hem de KKTC’ye baskı yapıp masaya oturtmalarını ve “Federasyon” içerikli müzakereleri başlatmaları için Türk tarafına baskı yapmalarını istemek oldu.
Hristodudilis’in uluslararası diplomatik arenada ve AB toplantılarında anlattıklarına göre Kıbrıs sorunu sadece 4 maddeden oluşmaktadır ve çözüm için de aşağıdaki isteklerinin yerine getirilmesi gerekmekte.
1- Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasındaki Garantilerin kaldırılması,
2- Türk askerinin Kıbrıs adasından çıkarılması,
3- KKTC’nin lağvedilmesi,
4- Kıbrıslı Türklerin sadece vatandaşlık hakları ile Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşları olmaları.

Rum lider Hristodudilis’in yukarıdaki istekleri yerine getirildikten sonra, Kıbrıslı Türkler sadece yeni kurulacak federal devletin vatandaşları olacaklar. Çoğunluk kimi seçerse adayı seçilenler yönetecek, yani Kıbrıslı Rumlar adanın tek sahibi ve yöneticileri olacaklar. Kıbrıs adası da 1 Mayıs 2004 tarihli “Onuncu Protokol” içeriğince tümü ile AB’nin hükümranlığı altına girecek. Adalar Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’de AB üyesi Yunanistan ve AB’nin yeni üyesi “Kıbrıs Federal Devleti” Münhasır Ekonomik Bölgelerini birleştirecek. Sevr Haritası benzeri çöpe atılmış olan Sevilla Haritası yürürlüğe girecek ve Türkiye’nin Adalar Denizi’nde ve Doğu Akdeniz’de hiçbir hakkı olmayacak!

Yeni seçilen Rum lider Hristodudilis’in aklındaki, ABD’nin ve AB’nin de uygulamaya koymak istedikleri çözüm aynen bu içerikte. Yani Rumların “çözüm” dedikleri, Kıbrıs’ın tamamını almak, yönetmek, Kıbrıs Türklerini azınlık yapmak.

20. Yüzyılın son yarısında Türkiye’yi adam yerine koymayan ve her istediklerini zorla empoze eden ABD ve AB, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde güç kaybederken, Türkiye’de tam tersine güçlenerek bölgesel güç haline geldi. Şimdi her ikisi de artık Türkiye 20. Yüzyıldaki uysal çocuk olmadığını ve baskı ile kendisine hiçbir yaptırımı empoze edemeyeceklerini iyi biliyor.

Tabi, Rum lider Hristodudilis’in ve sözcüsünün yaptıkları açıklamalar bizi bağlamıyor. Tabirle Hristodudilis, tribünlere oynuyor. Tarafgir Rum basını da Hristodudilis’in geçen hafta yaptığı AB ziyaretini ve yetkililerle yaptığı görüşmeleri allayıp pullarken, AB’nin resmi açıklamaları tam aksini söyledi. Brüksel’de görüştüğü muhatapları Hristodulidis’e BM`yi adres göstererek AB’nin “destekleyici bir rol” oynamaktan başka bir seçenekleri olmadığını, müzakereleri yeniden başlatmak için AB’nin üstleneceği herhangi bir girişimin, Ankara üzerinde nüfuz kullanmakla veya ricacı olmakla sınırlı olduğunu söyledi kibarca.

Büyük hayallerle AB’ye giden ve “Federasyon” içerikli müzakerelerin başlatılması için derhal Türkiye’ye baskı yapılmasını talep eden Hristodulidis, belli ki ne kendisi ne de anası Yunanistan’ın tüm girişimlerine rağmen AB’den bekledikleri desteği alamamış. 1950’lerden bu yana -Milletler Cemiyeti’nden başlayarak- kapı kapı gezip bıkmadan usanmadan yorulmadan Kıbrıs’ın kendilerine verilmesi gerektiğini söyleyen bu milletin “hem suçlu hem güçlü” tavrına şaşırmamak elde değil. Neyse ki güçlü bir Anavatanımız var da, bunlar gezdiğiyle kalıyor.

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.