SAPMIŞLIK VE SAPKINLIK
SAPMIŞLIK VE SAPKINLIK
Nâr`ın ya da kötülüğün ya da taş kalpliliğin ardarda basılı birer kopyası gibidirler.
Türkiye`de "Sultan",Mısır`da "Firavun" olmak istiyorlar.
Harikulâde İslam dinini ılımlı İslama dönüştürmeye ve bir ılımlı İslam Ümmeti oluşturmaya şartlanmışlar,her tür düzeni kurmaktan kendilerini alamıyorlar.
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş,Başbakan Erdoğan`ın 1 milyar TL`lik örtülü ödeneğinin dokuz ayda tükenmesi üzerine paranın nereye,ne amaçla harcadığının açıklanmasını istiyor.
"Acaba bu para Suriyeli muhaliflerin silahlandırılması için mi kullanılıyor"diye soruyor.
Yanıt alamayınca"Sükut ikrardan gelir,demek ki bu olağan üstü harcama yasaya uygun biçimde yapılmamış"diyor.
Genelkurmay Başkanı Org.Necdet Özel Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ün mesajını Suudi Arabistan`da Kral Abdullah bin Abdülaziz`e iletmek üzere veliaht Prens Salman bin Abdülaziz`le birliktedir.
Ardından Suudi Genelkurmay Başkanı Hüseyin bin Abdullah el-Kabil ile iki ülke arasında askeri ilişkilerin geliştirilmesi,askeri eğitim ve işbirliği gibi konuları görüşüyor.
Az sonra Suudi Arabistan Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Prens Bender bin Sultan "Özgürlük ve İslam Ülkesi" sloganıyla Suriye`ye gönderilmek üzere dünyanın her yerinden kiralık katiller-pardon,milisler toplamaya başlıyor.
O sırada Türkiye Suriye ile 877 km`lik sınırında en az 5 km.derinlikli uçuşa yasak bölge oluşturmak üzere NATO`dan Patriot füze savunma sistemleri talep etmektedir.
Bu hamleye -mesela, Rusya`nın "Türkiye Patriot sistemleriyle Suriye sınır bölgelerinde uçak kullanımını engellemek şansını elde ediyor ama Suriye`ye ait sınır bölgeleri Türkiye`nin değil"itirazına aldırmıyor.
Almanya`nın kısa zamanda 4 adet Patriot bataryası ve 160 askeri personelini Suriye sınırında Şanlıurfa`ya konuşlandıracağı konuşuluyor.
Şanlıurfa`nın Ceylanpınar ilçesi Suriye`nin Haseki iline bağlı Rasulayn ilçesinden aralarında geçen sadece bir tren rayı ile ayrılıyor.
Kısa süre önce tren rayının bir adım ötesinde Suriye Kürdistan`ı ya da Arapça tâbiriyle Cez&523;re bölgesinde yer alan Rasulayn ilçesinde Kürtler ile muhalifler arasında çok yoğun çatışmalar yaşandı.
Bugün Ceylanpınar`ın çoğunluğu Kürt olan yerleşikleri hem düşen mermilerden hem de şehirlerinde elini-kolunu sallayarak gezen Suriye`de Kürtlerle savaşan bilumum milliyette silahlı milislerin dolup- taşmasında korkuyla evlerini terketmiştir.
Şimdi Ceylanpınar, Rasulayn çatışmalarında savaşmış muhaliflere her türde lojistik merkezi görevi yapıyor...
Rasulayn,Türkiye`nin Suriye ile 877 km.lik sınırında en az 5 km.derinliğinde uçuşa yasak bölge oluşturmak üzere NATO`dan Patriot füze savunma sistemlerini talep ettiği şu sırada çok önemli bir stratejik noktada bulunuyor.
Hem Türkiye destekli muhaliflerin sınır boyunda uçuşa yasak bölge altında en az 5 km.derinlikte güvenlikli bölge oluşturmaları-bu suretle,önce Halep yolunun açılmasında başlangıcı oluşturuyor.
Hem de Kuzey Suriye`de Kürt federalizminin önemli bir kalesidir-ki, PKK destekçisi Suriyeli Kürtlerin Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve askeri kolu Halkçı Koruma Birlikleri(YPG)nin kontrolü altında bulunuyor.
Halep`in düşürülmesi için muhalif kara birliklerinin önce Doğu`da başlangıç noktası Rasulayn`ı ele geçirmeleri ardından sınır boyunca batıya doğru Tall al Abyat, Ayn al Arab,Cerablus, Azaz, Harim,Bab şehirlerini kontrol etmek ve Halep`e en kısa mesafede Tel-et Temr karayoluna hakim olmaları gerekiyor.
Nitekim bu strateji uygulanmak üzere-işte,birkaç gün önce Rasulayn`da hayata geçirilmiş bulunuyor...
Lübnan Al-Manar Tv`de bildirilene göre 4 ay önce Rasulayn`a saldırı tertiplenmesi için Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu subaylar ve MİT görevlileri, 2 milyon dolar bütçe ile el-Bekkara aşireti lideri Nevvaf el Beşir ile temas kuruyor.
Buna göre muhalif Özgür Suriye Ordusu militanları Rasulayn kentini tutan Suriye Kürtlerine saldırırken,Türk Silahlı Kuvvetleri değişen angajman kuralları sayesinde Suriye Hava Kuvvetleri uçaklarını bölgeden uzak tutacak ve ihtiyaç halinde özel kuvvetleriyle muhaliflere destek verecektir.
Teminen Haseke,Hama,Kamışlı`da muhalif kanat ve Türkiye`ye yakın Kürt Azadi Partisi ve Araplara ağır silahlar,uçaksavarlar veriliyor,MİT`le işbirliği yapan Kuzey Irak Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani`den de istihbari ve lojistik destek alınıyor.
Sonra bu planın sınır boyunca -işte,Tall al Abyat, Ayn al Arab,Cerablus, Azaz, Harim,Bab şehirlerinde de işletileceği ve Tel-et Temir karayoluyla Halep`in ele geçirilmesi düşünülüyor.
Ne ki Suriye rejimi istihbarat almıştır, Kürtler ile ordunun Rasulayn kentinden çekilmesi hususunda anlaşıyor -bu suretle, muhaliflerin kente saldırmaları için uygun ortam hazırlıyor.
Nitekim 18 Kasım`da Nevvaf el Beşir Müslüman Kardeşler Örgütüne bağlı Sünni Cebhat An-Nusra Cephesi ve El Kaide örgütüne bağlı Afganistan`da savaşmış Gurabaa Aş- Şam örgütüyle birlikte Rasulayn`a saldırıyorlar.
Bu örgütler ile muhalifler ve PYD`e bağlı Halk Savunma Birlikleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
23 Kasım`da Suriye Hava Kuvvetleri uçaklarının TSK angajman kurallarına rağmen Rasulayn`a bombardımanıyla, muhalifler çok büyük kayıplarla ağır bir yenilgi alıyor ve Ceylanpınar`a sığınılıyor.
Bu durumda Esad, Türkiye`yi Kürtlerle, Kürtleri de rejime muhalif kesimlerle karşı-karşıya getirmenin stratejik kazancını sağlıyor.
Başlıca talepleri federalizm olan Suriye Kürtleri de bu fırsatla Arap Kuşağı projesiyle kuzeydoğu`da topraklarına iskan edilen Araplar karşısında güçlenmiş ve Suriye`de etkin hale gelmişlerdir.
Rasulayn`da günlerce süren şiddetli çatışmalardan sonra sığınılan Ceylanpınar`da-şimdi, Şanlıurfa Valisi, MİT personeli ve bölgedeki Türk askeri birlik komutanının birlikte Suriye`den yeniden derlenen silahlı militanları,Libya`lı canileri ve Suudi Prensi Bender bin Sultan`ın "Özgürlük ve İslam Ülkesi"sloganıyla dünyanın türlü yerlerinden bulduğu kiralık katilleri -hepsi için birden bir pardon,milisleri, yeniden organize etmeye çalıştıkları söyleniyor.
Bir yandan da PYD güçleriyle anlaşarak taraf değiştiren üzerlerinde ağır silahları ve uçaksavar silahı montajlı araçlarıyla kimi muhalifin bir şekilde Ceylanpınar`a dönmeleri çağrısı yapılıyor!
Ceylanpınar`da Türk Silahlı Kuvvetler birlikleri toplarının,tanklarının ve uçaksavarlarının namlularının ucu Rasulayn`a çevrilidir-ki,muhaliflerin 25 Kasım saat 13`te PYD ile ateşkeste anlaştığı haberi alınıyor.
Cumhurbaşkanı Beşar Esad,İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile yaptığı görüşmenin ardından ulusal siyasi diyalog için çaba harcamanın yanında ulusal güvenliğe zarar veren terörle mücadeleyi sürdüreceğini açıklamaktadır.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov,"Biz,Türkiye ve Suriye arasında doğrudan diyaloğun kurulmasını teklif ettik.Maalesef,teklif henüz yerine getirilmedi ama halen yürürlüktedir.Bu tür mekanizmanın oluşturulmasında yardımımıza ihtiyaç olursa,sağlamaya hazırız"diyor.
22 Kasım`da Türkiye Rusya`ya Suriye krizinin siyasi çözümüne ilişkin arayış çabalarını birlikte koordine etmeye hazır olduğunu açıklıyor.
Ne yani, o tarihten sonra Rasulayn`da olanlara rağmen -bu, Suriye krizinin çözülmesinden tarafların çatışmaları tamamen ve güvenilir bir şekilde sona erdirmeleri ve Suriye halkının kendi kaderini kendilerinin belirleyeceği bir ulusal diyaloğun başlatılmasını öngören 30 Haziran Cenevre Bildirisinin işletileceği anlamına mı geliyor?
Pekalâ, Patriot Füze Savar Sistemi kimi-kimden korumak için getiriliyor?
Ya da Mısır`daki Firavun dellendi mi -ki,"Allah beni bu geminin kaptanı yaptı"diyor?
Ya da Bay Davutoğlu hâlâ neden,"Kaygı duyulması gereken bir husus varsa,o da Esed`in kendi halkını hala hava bombardımanıyla yok etme,tasfiye etme,kendi şehirlerini yıkmasından doğan bir risk var"diyebiliyor?
Bu durumda akıllarımıza sahip olabilmek için önce Allah`tan af dilemek,
Sonra Büyük Atatürk`ün,"Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir" sözünü bir an olsun unutmamak ve gereğini yapmak gerekiyor.
26.11.2012
Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com
|
