Suriye denkleminde yeni dönem ve yeni roller
Suriye denkleminde yeni dönem ve yeni roller
ABD`nin Suriye`den çekilme kararı Orta Doğu`nun Suriye ayağında dengeleri sarstı. Şimdi, ABD`nin boşaltacağı alanlara kimler yerleşecek? Yeni denklem oluşturulurken hangi aktörler nasıl bir rol üstlenecek sorularına cevap aranıyor. Suriye üzerinden Orta Doğu üzerinde hesabı olan ülkelerin siyasileri, istihbarat ve diplomatik ekipleri açık-gizli pazarlıklara dayalı önemli temaslar gerçekleştiriyor. Türkiye ile Amerika`nın bu yeni dönemde yakınlaşması, belli konularda anlaşmaya varılması hatta ortak bir strateji üzerinde görüşmelerin devam ediyor olması; Rusya, İran, İsrail ve S. Arabistan ile Fransa başta olmak üzere AB tarafından da dikkatle izlenmektedir.
Çin, şimdilikderin bir sessizlik içinde ilgisiz bir tavır görüntüsü verse de, zamanı geldiğinde kendi çıkarlarını korumak ve geliştirmek üzere devre dışında kalmayacaktır. Dünya başkentlerinde ``bundan sonra neler olabilir?´´ konusunda bazı komplo teorileri seslendiriliyor ve faklı senaryolar yazılıp çiziliyor. ABD`DEN SONRA RUSYA... ABD`nin askerini Suriye`den çekmesi Türkiye ve İran`a kısmi avantajlar sağlayacak olsa da bu çekilme en çok Rusya`nın işine yarayacaktır. Rusya, ABD`nin çekilmesi sonrası doğan fırsatı akılcı politikalarla değerlendirerek daha etkin ve dengeleyici yeni bir aktör olmaya hazırlanıyor. Bu süreçte, ABD tarafından ortada bırakıldıklarına ve aldatıldıklarına inanan terör örgütü PKK`nın Suriye kolu PYD/YPG şimdi, Rusya ve Şam ile gizli pazarlıklar içindedir. Rusya, emrinde olan Şam yönetiminden sonra terör örgütü PKK`nın Suriye kolu PYD/YPG`yi de kontrolüne alır ise Suriye`de çok daha güçlü bir pozisyona ulaşmış olacak. Türkiye-ABD yakınlaşmasından rahatsız olması halinde Rusya, bu sefer Şam rejiminin yanında terör örgütleri PKK-PYD/YPG kozunu kullanarak Türkiye`yi zor durumda bırakabilir. Yani, ABD`den sonra benzer sorunlar, Rusya ile yaşanması ihtimal dahilindedir. Bu gerçekleri nazarı dikkate alan Türkiye, ABD`nin çekilmesi sonrası bir durum değerlendirmesi yapmaküzere Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığında bir heyet Moskova`ya gönderildi. İhtimal dahilindeki her konu masaya yatırılacak ve Türkiye`nin beklentileri iletilecek. ABD`nin baskıcı ve dışlayıcı politikalarını artırdığı bir dönemde, Türkiye ile olumlu ilişkilere kapı aralayan Rusya`nın jestini unutmamalı. Türkiye, son zamanlarda ABD ile Suriye`de üzerinde bir ortak yol haritasını belirlerken, Rusya ile var olan olumlu ilişkilerine zarar verecek girişimlerden de uzak durmalı ve Rusya`yı kızdıracak veya üzecek bir gelişmeye yol açmamak için çok dikkatli olunmalıdır. Ancak ABD ve Rusya başta olmak üzere herkes Türkiye`nin bağımsızlık ve genelliği ile toprak bütünlüğünü tehdit eden terör örgütlerinin himaye edilmesi veya bahaneler üzerinden silahlandırılıp desteklenmesi Türkiye`nin kırmızıçizgisi olduğu gerçeği bilinmeli ve kabul edilmelidir. ABD, terör örgütleriyle ilişkiler kurma ve desteğinin çok yanlış olduğunu zaman içinde anlamış ve bu yanlıştan dönme adına Suriye`den çekilme kararı almıştır. Şimdi, aynı sınavdan geçme sırası Rusya`da. PYD/YPG`nin Moskova irtibat bürosu halen aktif olarak faaliyette olduğu ve PKK, bu büro üzerinde Rus İstihbarat Teşkilatı ile ilişkiler içinde olduğu, Türkiye`nin bilgi notları arasındadır. Türkiye, hiçbir güce karşı teslimiyetçi olmayan, karşılıklı çıkarlara dayalı, dengeli ve de onurlu politikalarını sürdürürken, muhatabı olan ülkelerinde aynı samimiyet içinde olmasını beklemektedir. Bu yeni dönemde Rusya`nın Suriye politikalarında ABD`nin düştüğü yanlışları tekrar ederek terör unsurlarıyla bir işbirliğine girer mi? Türkiye`nin terör unsurlarına yönelik operasyonlarına ABD gibi bu sefer Rusya, kalkan olmaya kalkar mı? Arzumuz, bu soruların cevapları olumsuz ve üzücü olmamalıdır. Dileğimiz, daha önce sürekli eleştirdiği ABD`nin yanlışlarına Rusya`nın düşmemesidir.
|