Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
H.Prof.dr.Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 27.02.2012 11:10:44

SURİYE HEDEF. NEDEN VE KİM ADINA

Nurullah AYDIN

27 Şubat 2012-ANKARA





SURİYE HEDEF: NEDEN VE KİM ADINA!



Bunlar; Müslüman mı yoksa kan içici vampir mi sorusunu sormak daha doğru olsa gerek.

Evet Konu; Suriye. Konu; Vampirler, kana susamışlar, yağmacılar yeniden işbaşında.



Irak, Afganistan, Libya Mısır, Yemen kanları yetmiyor, Suriye`de de kan istiyorlar



Sizce kan isteyen kim? Doğal olarak batı diyeceksiniz.



Yani ABD-İngiltere-Fransa üçlüsü. Peki Türkiye`ye ne oluyor? Tarih boyunca; Balkanları ve Ortadoğu`yu batılı haçlılara karşı koruyan Türkiye`ye ne oluyor da batılı haçlıların ağzıyla konuşuyor?



Utanç verici bir şekilde, tarihi geçmişini inkar ederek, İslam`ın cihat edilecek kesimi bırakıp onlarla yani kan, yıkım, gözyaşı isteyenlerle birlikte kardeşlerini öldürmek isteyenler, Müslüman olabilir mi?



Utanç verici olaylar yaşanıyor.

Tarihe not düşecek açıklamalar, ibret verici.



Türkiye Dışişleri bakanı ABD öncülüğünde Tunus`ta düzenlenen Suriye toplantısı sonrası açıklama yapıyor.

Diyor ki; Şunu bilin her şey masada. Diplomatik çabaları artıracağız. İnsani yardım koridoru oluşturulursa onun da korunması gündeme gelebilir. Ama uluslararası toplumun sessiz kalması söz konusu olamaz. Biz Libya gibi bir iç savaş istemiyoruz. Ama önümüzde çok riskli bir dönem var.



Türkiye`nin geçmişte uluslararası topluma yön vermekte etkisiz kaldığının örnekleri Minsk süreci, Dayton Barış Anlaşması, Saddam sonrası Irak. Eskiden aman bize bulaşmasın denirdi. Minsk sürecini düşündüğümde için yanıyor. Oysa Türkiye Madrid`de masada olmalıydı. Dayton süreci de başka yerlerde belirlendi, zorunlu müdahil olduk. Irak`ta, Ankara Süreci dışında etkili olduğumuz dönem yok. 2004-2005`e kadar Irak`taki gruplarla temas dahi yoktu. Ama bundan sonra biz masada olacağız, söz söyleyeceğiz. Tıpkı Somali`de olduğu gibi.



Eğer bir Suriye masası varsa doğal olarak en önde olmamız lazım. Artık küresel bölgesel ölçekte tüm masalarda varız. Tüm çabalara rağmen Rusya ve İran ile görüş ayrılığımızı gideremedik. Ama bunun sorumluluğu bizde mi? Sürecin başında İran`a gittim, ABD`den önce Rusya`ya gittim. Biz dedik ki bu süreçte kimse negatif rol oynamasın, uluslararası toplum birlikte hareket etsin. Ama böyle bir kan akarken görüş ayrılıkları var diye yürüttüğünüz inisiyatiften geri kalamazsınız. Birileri buna göz yumuyor diye bizim susmamızı kimse beklemesin.



Biz geriye çekilip ne olursa olsun demiyoruz. BM`de kabul edilen kararı benimseyen ülkelerle aktif diplomasi yürütüyoruz. Yolun bittiği yerde yeni yol açacağız. Rusya ve İran`la görüşmeye devam edeceğiz ama bunun sorumluluğu bizden gitti. Bu kadar aktif olan ülkenin konjonktürel sıkıntıları olacak, mülteciler gibi görüş ayrılıklarına düşeceksiniz. Ama görüş ayrılığı var diye inisiyatif almaktan geri duramazsınız. Esad`ın bir B Planı da varsa uygulanmaması için her şeyi yapacağız.



Mantığa bakın. Büyük Ortadoğu projesi eşbaşkanlığının gereğini yapmaya söz vermişler, gereğini yapacaklarmış.



ABD Başkanı Barack Obama ise; ABD ve müttefiklerinin Suriye`de masum insanların katledilmesini önlemek için baskıyı artıracağını ve eldeki tüm araçları kullanacağını, Uluslararası toplumun bir araya gelmesi ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad`a değişim zamanının geldiği yönünde net mesaj göndermesinin bir zorunluluk olduğunu, Tunus`ta düzenlenen "Suriye`nin Dostları" toplantısındaki gelişmelerin cesaret verici olduğunu söylüyor.



Kan dökücüler bunları dile getiriyor. Bölge ülkelerini kimler yönetiyor? İbretle düşünülmesi gereken bakış, görüş ve uygulamalar var.



Demokrasi adına, insan hakları adına, insan hakları çiğneniyor, insanlar katlediliyor, ülkeler yağmalanıyor. Ajanlar, işbirlikçiler, halkların uyanmaması için hertürlü iğrenç yollara başvuruyorlar. Şimdi siz bunlara nasıl insan dersiniz. Halk bunları hala nasıl kendinden görebiliyor?



Bu gerçekleri halka kim anlatacak, kim halkı aydınlatacak? Olan bitenlere kim dur diyecek.

Kardeşi kardeşe düşürenleri, toplumda kin ve nefret tohumları ekenleri tarih affetmeyecek.



Günün Sözü: Stratejisi olan, hızlı hareket eden ve hedefe kilitlenenler zafere ulaşır.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.