Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 8.09.2018 10:54:01

Tahran`da net bir karar yok

Tahran`da net bir karar yok
08 Eylül 2018 Cumartesi



Başkan Recep Tayyip Erdog&774;an, I&775;ran Cumhurbas&807;kanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Bas&807;kanı Vladimir Putin`in katıldığı Astana süreci olarak bilinen Suriye`deki soruna çözüm bulmak adına izlenen siyasi sürecin devamı olarak zirvenin gerçekleştiği Tahran dünyanın ilgi odağı haline geldi.
Diğer bir ifadeyle dünyanın gözü kulağı Tahran`daydı.
İdlib vilayeti konusunda Türkiye, zirvede &8216;ateşkes`te ve saldırıların durdurulmasında ısrarcı oldu.
Rusya ve İran ise topu taca attı.
Putin ve Ruhani diplomatik ve muğlak ifadelerle &8216;ateşkes` sonuç bildirgesine girmesini engellemiş oldular.
Yani belirsizlik hâlâ devam ediyor. Net ve açık bir karar alınamadı.
Ruhani nazik bir üslup ile ateşkes konusunda ``Erdoğan`a katılıyorum´´ demekle yetinirken, Putin, zirvede Beşar Esed gibi bir tavır takındı.
Tahran`da Rusya ve İran, operasyonda kararlı ancak ABD ile Fransa`nın kimyasal silahlar kullanıldığı bahanesiyle karşı operasyonlar başlar endişesi nedeniyle işi zamana yayma yolunu seçtikleri anlaşılmaktadır.
Rusya`nın hava desteğiyle Suriye ordusu büyük operasyon yerine muhalif güçleri zayıflatma operasyonlarını sürdürmek niyetinde oldukları sahada görülmektedir.
SAVAŞSIZ ÇÖZÜM İSTEYEN TEK ÜLKE TÜRKİYE`DİR
Türkiye, İdlib`e müdahaleyi durdurmak için büyük çaba harcamaktadır.
Çünkü Türkiye`nin çok ciddi endişeleri var.
3.5 milyon kişinin yaşadığı bölgeyi geri almak için Suriye ordusunun düzenlemeyi planladığı askeri operasyonunun toplu katliamlar ile büyük bir göç dalgasına yol açmasından endişe ediliyor.
Ne hazindir ki, Türkiye`nin dışında İdlib`e saldırı düzenlenmesine karşı olan bir başka ülke yok.
Yine, Türkiye dışında Suriye`de aktif olan hiçbir ülkenin varlığı meşru değildir ve de devletler hukukuna aykırıdır.
Ve yine Türkiye dışında hiçbir ülke Suriye`nin toprak bütünlüğünden yana değildir.
Suriyeli sivil halkın korunması için kapılarını açan ve insani değerler acısından insani yardımlar ulaştıran tek ülke yine Türkiye olduğu dünya kamuoyunun takdiridir.
Ancak Türkiye, kendi halkını katleden, ülkesini yakıp yıkan ve yanlış politikalarıyla ülkesini bir uçurumun başına sürükleyen diktatör Beşar Esed`siz bir Suriye isteğini her fırsatta hatırlatarak, ilişki kurmama konusunda ısrarlı olmuştur.
Bu gerçekler nazar-ı dikkate alındığında Türkiye`nin Suriye`deki varlığı hem meşrudur hem de yasaldır.
Türkiye başından beri bu görüşleri temel esas alarak hareket etmiştir.
ATEŞKES SONUÇ BİLDİRİSİNDE YER ALMADI
Başkan Erdoğan sonuç bildirisinde kullanılan diplomatik terimleri destekleyecek &8216;Ateşkes` ifadesinin yer verilmesindeki ısrarı ve itirazı maalesef destek bulmadı.
Böylece Rusya ve İran garantörlük kozunu Şam lehine kullanmış oldu.
3 maddede en etkili ifade ``İdlib meselesi Astana Mutabakatı ruhuna sadık kalarak çözüme kavuşturulmalı´´ ibaresidir.
Bu ibare de Türkiye`nin girişimiyle metne alınmış oldu.
Kısacası; Türkiye`nin silahlı müdahale dışında çözüm bulunması şeklindeki önerisi kısmi kabul buldu.
Zaman içinde her şey olabilir. Bundan sonra yaşanacak üzücü gelişmelere BM-Güvenlik Konseyi`nin bir çözüm bulamayacağı açıktır.
Rusya ve İran, sivillerin korunacağı, operasyonların nokta atışı ve hedef gözetilerek yapılacağı söylense de BM`de Suriye için başlayan toplantı ve Tahran`daki üçlü zirve devam ederken Rusya`nın havadan, Suriye Ordusunun ise karadan bombardımanının devam ettiği ve Barış Ofisinin hedef alındığı gibi sivillerin katledildiği haberleri ajanslara düştü.
Masa başında ifade edilenlerin sahada bir karşılığı olmadığı açıkça görülmektedir.
Uluslararası Toplum adına BM Güvenlik Konseyi eğer barışı ve güvenliği sağlayacak adımları atmaz ise İdlib`de bir insanlık faciası (Allah korusun) yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
BM-Güvenlik Konseyi ise yapısı itibarıyla bana göre böyle bir irade beyan etme gücüne sahip değildir.
Kısacası Tahran`dan net bir karar çıkmadı ve belirsizlik hâlâ devam etmektedir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.