Tunus’ta karşı devrim girişimleri ve belirsizlik
Tunus’ta karşı devrim girişimleri ve belirsizlik 08 Eylül 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Son zamanlarda dünya Afganistan’daki tarihi değişime kilitlenince Tunus’ta yaşanan ve karşı devrim emareleri taşıyan gelişmeler dikkatten kaçtı, kaçıyor.
Hâlbuki Tunus’ta yaşananlar öyle sanıldığı gibi sıradan olaylar değildir. Tunus’ta yaşananların anlaşılabilmesi için ‘’ yakın zamanda’’ Tunus’ta neler oldu sorusuna cevap ayalım. Anlaşılabilmesi için yakın zamanda yaşananları hatırlayalım:
Tunus’ta, belirli aralıklarla ve farklı şiddetlerde devam eden sosyal, ekonomik, politik ve kontrolden çıkmış, bilhassa Covid 19 salgınının da sağlık krizi nedeniyle ülkede siyasi kaosa sebep oldu.
Son 10 yılda (2011 yılından sonra) Tunus’tan yurt dışına 120 milyar dinar (40 milyar dolar) kaçırıldığına ilişkin haberlerin önce ABD ve Avrupa medyasında sonrasında Tunus basınında yer alması toplumsal tepkilere sebep oldu.
Bazı siyasi partiler ve Sivil Toplum Kuruluşları ile sendikaların öncülük ettiği kitlesel gösteriler düzenlenmişti. “Tunuslular 25 Temmuz 2021 ‘de kitleler halinde sokağa çıkmıştı” manşetleriyle bir kısım medya sürece destek verdi.
Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkenin tehlikede olduğunu iddia ederek kendisine olağanüstü yetkiler tanıyan ‘Anayasa’nın 80. Maddesi’ni hayata geçirdiğini duyurarak bir dizi kararlar almıştı.
İlan edilen kararlara göre; Raşid Gannuşi başkanlığındaki Tunus Parlamentosu’nun çalışmaları askıya alındı ve milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Ayrıca Başbakan Hişam el-Meşişi görevden alındı, Cumhurbaşkanı Said başsavcı olarak atandı ve tüm yetkileri elinde topladı.
Ülke içinde bazı kesimler Said’in bu kararını desteklerken, meclis içindeki partilerin çoğunluğu Cumhurbaşkanı’nın bu kararlarıyla “Anayasa’yı ihlal etti”ğini iddia ederken, diğer bazı kesimler de süreci “anayasal bir darbe girişimi” olduğu görüşünü seslendirdi.
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından bir kısım milletvekilleri ifadeye çağrılmış, bazıları gözaltına alınmış ve aralarında üst düzey bürokratların da yer aldığı bazı isimler hakkında ev hapsi kararı verilmişti.
Cumhurbaşkanı Kays Said, kararının 30 gün geçerli olacağını duyurdu ancak bir aylık sürenin dolmasının ardından Said, 23 Ağustos 2021 akşamı bir kararname yayınladı ve Meclisin çalışmalarının durdurulması dahil, olağanüstü yetkileri elinde topladığı kararların “süresiz” uzatıldığını duyurması sadece halkın belli kesimlerini değil, aynı zamanda kendisine ve aldığı kararlara destek verenleri de rahatsız etti.
Bu gelişmeler siyasi iktidarsızlığa ve ülkedeki belirsizliğin aşılmasına engel oluyor.
Olağanüstü halin kalıcı bir duruma dönüşmesi, denetim araçları olmadan kaldırılması, parlamentonun faaliyetlerine son verilip yargının baskı altında tutulması, hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesi anlamına gelmekte olduğu konusunda halkın kahir ekseriyeti hem fikir.
Ülkedeki siyasi kaosu bahane ederek anayasanın ihlal edildiği, bunun ise farklı bir ‘karşı devrim’ olduğu görüşünden hareket eden siyasiler içindeki önemli bir kesim, gelişmeleri yönlendiren Cumhurbaşkanının hukuk ihlali girişimlerinin diktatörlüğe dönüştüreceğinden endişe ediliyor.
Meclis Başkanı Gannuşi, “Karşı devrime müsaade etmeyiz”
Siyasi durumu saran belirsizlikten ötürü Tunus’da halk devrimiyle elde edilen kazanımların yok edileceğinden derin bir korku duymaktadır.
Meclis’in en büyük partisi Nahda Hareketi’nin lideri Raşid el-Gannuşi, Meclisin çalışmalarını dondurma ve başbakanı görevden alma kararları nedeniyle Cumhurbaşkanı Kays Said’i darbe yapmakla suçluyor.
Tunus’taki sivil toplum kuruluşları ve siyasiler, Cumhurbaşkanı’nın tüm yetkileri elinde tutmaya ısrarlı olması ve olağanüstü önlemler adı altında hak ve özgürlükleri kısıtlayan kararnamesindeki kararları süresiz uzatması ile 2014 anayasası yerine 1959 anayasasına geri dönme girişimleri onun hak ve özgürlük kazanımlarından yavaş yavaş vazgeçileceği korkusunu beraberinde getirdiği ifade eden Gannuşi, “Karşı Devrime” Tunus halkı müsaade etmez” uyarısında bulundu.
Nahda Hareketi’nin lideri Raşid el-Gannuşi, “yolsuzlukların hesabı elbette sorulmalı ancak bir kesimin yanlışları üzerinden devletin kurumlarını genelleme mantığından ve toplu ceza prensibini tesis etmeye yönelmek, 2014 anayasasına değiştirmeye kalkışmak tarihi bir hatadır.
Unutulmasın ki; devrim sonrası halkın büyük desteğiyle kabul edilen 2014 Anayasası’nın askıya alınmasını yeni bir halk isyanına sebep olur. Çünkü 2014 anayasası Tunus halkının devrim zaferinin bir kazanımıdır”.
Dileğimiz: Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ömrünü zalim yönetimlere karşı halkının özgürlüğüne adayan, demokrasi, adalet ve İslam ahlakının mücadelesini veren büyük mütefekkir ve siyaset adamı Nahda Hareketinin lideri Raşid el-Gannuşi’nin bu tarihi uyarılarını dikkate alarak karşı devrim adına anayasayı değiştirme meclisi ve millet iradesini devre dışı bırakma yanlışlarından vazgeçmesi suretiyle devam eden belirsizliğin son bulmasıdır.
|