Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 12.09.2021 22:45:40

Tunus’ta ‘karşı devrim’ halk isyanına sebep olur

Tunus’ta ‘karşı devrim’ halk isyanına sebep olur
11 Eylül 2021

Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Tunus’ta Cumhurbaşkanı Kays Said’in yolsuzlukların hesabını sormak ve ülkedeki siyasi istikrarsızlığa son verme iddiasıyla 25 Temmuz’da Başbakan Hişam el-Meşişi’yi görevden alıp Tunus Ulusal Meclisi’nin yetkilerini 30 gün boyunca dondurması ile başlayan bunalım maalesef artarak devam ediyor.

Tunus’u geçmişten günümüze yakından takip etmeye çalışan bir gazeteci olarak yaşanan gelişmelerden fevkalade endişeliyim.

Çünkü yaşanan gelişmeler, yolsuzlukların hesabını sorma ve siyasi istikrarsızlığa çare bulmanın ötesinde diktatör rejimi sonlandıran ‘Halk devrimi’ ile hesaplaşmaya dönüştürüldüğü görülmektedir.

30 gün süreyle sınırlı olacağı duyurulan olağanüstü hal’ ve alınan kararların süresiz uzatılması, bazı milletvekillerin tutuklanması ve Tunus’un demokrasiye geçişindeki en temel siyasi güç olan Ennahda’nın lideri ve faaliyetleri dondurulan Tunus Ulusal Meclisi’nin başkanı olan Raşid el Gannuşi’nin ev hapsinde tutulması, 2014 anayasası yerine bazı maddeleri düzeltilmek suretiyle 1959 anayasasına geri dönmek istemesi, bahaneler üzerinden halk devrimiyle elde edilen hakların hedef alındığının en belirgin işaretleridir.

Kısacası: Anayasanın 80. maddesine dayanarak tüm yetkileri eline geçiren Cumhurbaşkanı Kays Said’in asıl niyetinin karşı devrim olduğu anlaşılmaktadır.

Tunus Ulusal Meclis Başkanı Raşid el Gannuşi, Cumhurbaşkanı Said’in kararını siyasi bir darbe olarak nitelemiş ve karşı çıkmıştı. Şimdi ise güvenlik güçleri tarafından kuşatmaya alınan evinden izinsiz ayrılamadığı gibi basın ile görüşmesine de müsaade edilmiyor.

Tunus’ta demokrasiyi hedef alan faşist girişimlere karşı müdahale edilmez ise halk devrimi ve bunca mücadeleye ihanet edilmiş olunacağı gibi o eski despotiklerin yönetim dönemine geri dönülmüş olunur.

Tunuslular ise buna müsaade etmemekte kararlıdır.

Eğer, Tunus’ta dış destekli karşı devrim girişimlerinden vazgeçilmez ise Tunusluların yeni bir halk isyanı başlatması kuvvetle muhtemeldir.

Çünkü Tunus halkı, ağır bedeller ödeyerek ‘Yasemin Devrimi’yle elde edilen demokratik değerler kapsamındaki hak ve özgürlükleri hedef alan karşı devrimi ihanet olarak görüyor.

Başkan Erdoğan’ın nasıl tepki vereceği merak konusu

Darbelere karşı sert tavırlarıyla dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tunus’taki karşı devrim girişimlerine ve yakın dostu olan Gannuşi’nin ev hapsinde tutulmasına karşı nasıl bir politik tavır takınacağı ise merak ediliyor.

Başkan Erdoğan’ın ve Türk Dış İşlerinin Tunus’taki gelişmeleri gündemlerine almamalarının asıl sebebi, başta Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır olmak üzere Arap dünyası ile ilişkilerini normalleşme çabalarının sürdürüldüğü sürece engel oluşturmaktan kaçınmak istemeleridir.

Bu zaviyeden bakıldığında Başkan Erdoğan ile Türk Dışişleri elbette haklıdır. Ancak Tunus ve Tunuslular sahipsiz kalmamalıdır.



Tarihi bir hatırlatma:

Tunus Eyaleti veya Tunus Beylerbeyliği, 13 Eylül 1574’te II. Selim tarafından kurulan eyalet. Eyalet Osmanlı Devleti’nin elinde 1574 – 1881 yılları arasında kalmıştır.

1705’ten itibaren Tunus’un bağımsızlığını kazanmasıyla Tunus Eyaleti’nin adı Tunus Beyliği olarak Osmanlı Devleti vasalı olmuştur.

1881’de Tunus’u Fransızlar işgal ettiği halde bu beylik 1957’ye kadar devam etti.

Tunuslular ile aramızda oluşan tarihi, dini ve kültürel bağlar, birlikteliğimizin tarih boyu devam etmesini sağlamıştır.

Bu kadar güçlü bağlarımızın olduğu Tunus içinhiçbir şey yapmamak, köşesine çekilip gelişmelere seyirci kalmak bize millet ve ülke olarak yakışmaz.

Ülkemizin âli menfaatleri nazari dikkate alınarak demokratik haklar ve özgürlükler üzerinden Uluslararası Toplum ile hareket edilerek Türkiye uzlaştırıcı bir rol üslenmelidir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.