Türkiye, şartlar oluşmadan Libya’dan çekilmez
Türkiye, şartlar oluşmadan Libya’dan çekilmez 09 Ekim 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Libya’da, 24 Aralık’ta düzenlenmesi planlanan genel seçimlere ilişkin parlamentoda yaşanan anlaşmazlıklar ‘seçimlerin yapılıp yapılamayacağı’ tartışmalarını beraberinde getirdi.
Parlamento ve siyasi kulisler tartışmalara sahne olurken, Libya’nın siyasi arenasındaki tüm aktörler ve bu aktörlere yön veren kabile ve aşiret yetkilileri, seçimlerin belirlenen tarihte yapılması gerektiği görüşünde hemfikirler.
Çünkü adil seçimler yapılması, Libya’nın ve Libyalılar için tek çıkış yoludur.
Geri dönüş ise, Libya’nın tekrar iç savaşa sürüklenmesine sebep olur.
Türkiye; Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde yürütülen siyasi sürece verdiği destek çerçevesinde, Libya’nın siyasi geleceğine ve bu geleceğe nasıl ulaşılacağına yalnızca Libyalılar karar vermeli görüşünde ısrarlıdır.
Emperyalist güç odaklarının, Libya’da seçim arefesinde yeni oyunlar peşinde olduklarına şahit oluyoruz.
Gizli hedefleri, oyunlarını rahat oynayabilmeleri ve seçimler üzerinden kendi çıkar ve sömürü politikalarını hayata geçirebilmeleri için Türkiye’yi Libya’da devre dışı bırakmaktır.
Her türlü hukuk dışı girişime başvuran bu güç odakları, şimdi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin yalan dolu raporu üzerinden BM’yi devreye sokmaya çalışıyor.
BM İnsan Hakları Konseyi’nin raporuna göre, “Libya’daki iç savaşta Suriyeli çocuk savaşçıları da kullanan Türkiye, bu “çocuk savaşçıları Libya’ya götürüp savaştırmaktadır.”
Özel hazırlatılmış bu yalan dolu rapor ile o ‘şer ittifak’, bir itibarsızlaştırmanın ötesinde Türkiye’yi suçlu duruma düşürmeyi amaçlıyor.
Bu ve bunun gibi çeşitli entrikalar ve oyunları içeren senaryolar devreye sokulmuştur.
Bu şer güçlerin asıl ve gizli hedefleri, Türk askeri güçlerini Libya’dan çıkarmaktır.
BM öncülüğünde uzun müzakereler sonucu oluşturulan Libya Geçici Hükümeti’ne de bu konuda büyük baskı yapmaktadırlar.
İsyancı güçlere destek vermek üzere Libya’da bulunan paralı askerlerin ve meşru hükümetin daveti olmaksızın Libya’da bulunan yabancı güçlerin ülkeden ayrılması, Libyalıların en büyük arzusudur. Zira BMGK’nın 2570 sayılı kararı başta olmak üzere uluslararası kararlarda yer alan maddeler meşru olamayan yollardan gelen ve halen Libya’da bulunan güçler için bağlayıcıdır ve bu konuda Uluslararası Toplum gereğini yapmalıdır.
Altını çizerek ifade etmek isterim ki, Türk askeri gücü diğer askeri güçlerle asla mukayese edilemez.
Çünkü Türkiye; Libya’da bir işgalci güç olmadığı gibi meşru hükümetin daveti ve Viyana Devletler Sözleşmesi ile BMGK kararlarına uygun anlaşmalar sonucu, Libya halkına ve meşru hükümetine yardım için Libya’dadır.
Libya’nın toprak bütünlüğü ve Libya halkının bölünmezliğini savunan ve destekleyen Türkiye, dış destekli isyancı General Halife Hafter’e karşı BM tarafından Libya’nın meşru hükümeti kabul edilen Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni desteklemiştir.
Kısacası; Türkiye, dış müdahaleler olmadan 24 Aralık’ta adil bir seçimlerden sonra kalıcı ve birleşik bir Libya hükümeti kurulmadan ve tüm silahlı güçlerin birleşerek bu hükümetin emrinde yeni bir ordu kurulmadan Libya’dan çekilmeyecektir.
Ayrıca Türkiye, Libya üzerinde sömürü planları olan bazı ülkelerin, birtakım siyasi oyunları sonucu Libya’dan çekilip Libya halkını yalnız bırakma gibi bir yanlışa düşmeme konusunda kesin kararlıdır.
|