Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10730
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (985) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 19.02.2014 09:22:38

ÜÇÜNCÜ TUR ÖNCESİ

ÜÇÜNCÜ TUR ÖNCESİ





Cenevre II Barış Konferansı ikinci tur görüşmeleri, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun tek hedefi olan rejimi değiştirme ısrarıyla sonuçsuz kapandı.
Suriye rejimi anayasal, kanuni ve meşru sorumluluk olarak güvenliğin tesis edilmesinden birinci derecede sorumlu olduğunu savlıyor,
Suriye`nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere her türlü desteği veren devletlerin desteklerini kesmesini, sınırların denetimi için bir mekanizmanın oluşturulmasını istiyor -sonra, ulusal bir misak çerçevesinde toplumun tüm bileşenlerinin temsil olacağı genişletilmiş bir hükümetle yeni Suriye`nin siyasi geleceğinin resmedilmesini savunuyordu -ki;


Bilim adamı Stephan Hawking, İngiliz The Guardian gazetesindeki makalesinde dünyanın tüm sağduyulu insanlarına tercüman oldu.
"Suriye`de yaşananlar,tüm dünyanın uzaktan izlediği iğrenç bir durum. Zekâmız, duygulara ve kollektif adalete tepki verme yeteneğimiz nerde? " dedi.


Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun dostları, Barış Konferans`ı görüşmelerinin başlamasından önce rejimin karşısında oturacak tarafın sadece Koalisyon`la sınırlandırılmaması,çeşitli çıkar temsilcileriyle zenginleştirilmesi tekliflerini reddetmişlerdi.

İkinci tur görüşmelerde rejime karşı bir araya getirdikleri ve birbirinden çok farklı gruplar ve bireylerden oluşturdukları -o yüzden,her bir grubun diğer gruplardan ciddi farklılar gösteren bir takım hak ve iddiaları temsil eden Koalisyon yapısının görüşme performansını zayıflattığını gördüler.
Üstelik Özgür Suriye Ordusu da çatışmalarda -gerek, hükümet birlikleri -gerekse, radikal İslamcılara karşı yenilgiye uğramakta, Koalisyon`un elini müzakere masasında zayıf bırakmaktaydı!


İkinci turun, Koalisyon`un düşük performansıyla sonuçsuz kapanması -ardından, bölgesel çıkarları ezilen ABD`de, Beyaz Saray Sözcüsü Jey Kerney Başkan B.Obama`nın Suriye ile ilgili askeri saldırı seçeneğin yer almadığı diğer tüm seçeneklerin yeniden değerlendirilmesini istediğini açıkladı.
İlkin, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun yapısının değiştirilmesine el atıldı.
Sonra,Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad`ın iktidar üzerindeki kontrolünün son bir yılda arttığı, Esad`ın avantajlı bir konumda olduğu sürece Suriye ile ilgili siyasi bir uzlaşının pek mümkün olmadığı düşüncesiyle Suudi Arabistan,Türkiye gibi ülkelerin Özgür Suriye Ordusu gruplarına daha ileri silahları vermesinin yolu açıldı.


Obama`nın kararı, Stephan Hawking`in Suriye`de yaşananlar ile ilgili "Zekâmız, duygulara ve kollektif adalete tepki verme yeteneğimiz nerde? "sorusuna verilen yanıt gibiydi!


ABD, Rusya`nın Esad rejimine verdiği silah ve siyasi desteğin, Esad`ı güçlendirdiği, sivillere saldırmasını tırmandırdığı ve Suriye Sorununun görüşmelerle çözümünü zorlaştırdığından yakınıyor.
Bu çerçevede, aralarında Türkiye`nin de bulunduğu, Esad`ı iktidardan uzaklaştırmaya çalışan ülkelerin istihbarat uzmanlarının katılımıyla Washington`da "gizli bir toplantı" gerçekleştirildiği öne sürülüyor.


Bu noktada toplantıya katılan Türkiye`nin Suriye politikasını kısaca hatırlamak gerekiyor.
Batı ülkelerinin Suriye`ye askeri saldırı kararından geri adım atmasıyla,Türkiye`de AKP iktidarı Suriye ile ilişkilerini düzeltmek ya da önceki düşmanca politikalarını sürdürmek gibi iki durum arasında bir seçim yapma durumuna gelmişti.
Bir yandan, Cenevre II Barış Konferansına mesafeli yaklaşılıyor- bir yandan da, Suriye krizinden kaynaklanan tehditler ve Irak`ta şiddet olaylarının tırmanmasının milli güvenlik üzerindeki etkilerinden rahatsızlık duyuluyor ve içine düşülen diplomatik inziva nedeniyle oluşan güvenlik krizinden çıkış yolları aranıyordu...


Daha o günlerde dahi AKP iktidarının İsrail,Suriye,Irak,Mısır,Filistin,İran ile sürdürdüğü diplomasiden dönüp ilişkilerini düzeltmesi pek olası görülmüyordu.
Reyhanlı`ya düzenlenen terör eylemini El-Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi terör örgütünce üstlenilmesi -ardından,Özgür Suriye Ordusu`nun birçok bölgede mevzi kaybetmesiyle birlikte Kürtlerin Demokratik Özerklikleri doğrultusunda savaşmaları ve Suriye genelinde ağırlık göstermeye başlayan Irak-Şam İslam Devleti örgütünün (İŞİD) Özgür Suriye Ordusu`na karşı topyekün bir savaş başlatması durumunun Türkiye sınırına yakın bölgelerde hüküm sürmesi endişe oluşturuyordu.
O yüzden Milli İstihbarat Teşkilatı İŞİD ile müşterek çalışıyor, İŞİD`İn yalnız kalmaması, saldırmaması ve Türkiye sınırına operasyon yapmaması -fakat,
Kürtlerin sınırdan 50 km.içerilere sürülmesi karşılığında Özgür Suriye Ordusu`nun mevzilerinin dağıtılması, kontrolündeki bölgelerin IŞİD`in eline geçmesi gibi garip bir durum alabildiğince destekleniyordu.


Madem El Kaideci örgütler destekleniyor -o yüzden,dünyanın her yerinden gelen cihadçılar bir süre sonra Suriye`ye savaşa sürülmek üzere Türkiye`de iktidara yakın sivil toplum örgütlerince misafir ediliyordu.
Bu durum, El Kaide`nin Türk topraklarını kullanma kabiliyeti, NATO üyesi olan Türkiye`nin Suriye`deki iç savaşta oynadığı rol hakkındaki soruları uyandırıyor ve
Türkiye -hangi gerekçe ile olursa-olsun, devletlerin uluslararası ilişkiler açısından görevlerini belirleyen BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen kararlara aykırı davranmakla itham ediliyordu.


Şimdi,Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu`nun dostları,Türkiye`nin bu ithamlar dolayısıyla Suriye`de daha itidalli bir politikaya yönelmesi yüzünden
ana çatışmaları Suriye`nin güneyine,Ürdün ile sınır bölgelerine kaydırıyor.
Bu bölgelerde Suriye hükümetinin büyük askeri birlikleri bulunuyor.
Bir askeri senaryo gündeme getirilmektedir -eğer, silah gücü arttırılmış Özgür Suriye Ordusu bizzat Esad`a ya da bu bölgedeki hükümet birliklerine zayiat verirse rejimin avantajlarına son verileceği planlanıyor.
ABD Cenevre II Barış Konferansı üçüncü turu için güç toplamaya çalışıyor -iken;


Stephan Hawking ve dünyanın tüm sağduyulu insanları " Hey! Zekâmız, duygulara ve kollektif adalete tepki verme yeteneğimiz nerde? " diye isyan ediyor...

19.2.2014




Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.