Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10783
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2272) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3428) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (274)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1669)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 27.08.2022 11:54:44

Ukrayna, tarihi hatasının ağır bedellerini ödüyor…

Ukrayna, tarihi hatasının ağır bedellerini ödüyor…
27 Ağustos 2022



Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com




Referandumda 92 kabul oranıyla 1991’de bağımsızlığını kazanmasından itibaren Ukrayna, yolsuzluk skandalları, ekonomik kötü yönetim ve Rusya müdahalesi gibi nedenlerin sebep olduğu istikrarsızlık ve kaos girdabından sıyrılamadı.

Yani Ukrayna, 1991 yılının sonunda elde ettiği bağımsızlığını tam anlamıyla yaşayamamıştır

Son yıllarda Ukrayna’nın ABD ve Avrupa ile bağları geliştikçe Rus tehditleri de peşi sıra yoğunlaştı.

Ukrayna, bağımsızlık yıl dönümünü Rus işgal savaşının başlamasından altı ay sonra hava saldırısını haber veren siren sesleri altında ve küçük bir grubun katılımıyla marşlar eşliğinde göndere çekilen bayrakla kutlayabildi.

Nitekim ağır Rus füze saldırıları devam ettiği için toplu etkinlikler yasaklanmıştı.

Ukrayna bugün Rus saldırılarının acı verici sonuçlarıyla karşı karşıyadır.


Yakılıp, yıkılan Ukrayna, topraklarının 30’u Rus işgali altındadır ve 9 bin askerini kaybetmiş bir ülkedir. Savaş tüm şiddetiyle devam ettiği için yarınlarda daha neler olacağı ise belirsizdir.

Avrasyacılık’ın fikir babası olan Lev Gumilev’in görüşlerinin izlerini süren eski KGP ajanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e göre, “Ukraynalılarla Ruslar aynı tarihsel ve ruhsal (spiritual) alana aittir; tek bir ulus oluştururlar. Bugün farklı uluslar gibi durmaları tarihsel bir trajedi, esas olarak Bolşeviklerin yarattığı, Rus ulusuna ihanet anlamına gelen bir durumdur. Ukrayna gerçek bir ulus ve devlet değildir.”

Bugün Ukrayna’daki Rus işgal savaşının bazı özel sebepleri olsa da ideolojik dayanağı işte bu görüştür.

Zira, bu bir savaş değil, bu Ukrayna halkının yıkımıdır.




Budapeşte Memorandumu; 5 Aralık 1994 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen AGİT konferansında imzalayan taraflarca Belarus, Kazakistan ve Ukrayna’nın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nın adıdır.

Belarus ve Kazakistan gibi Ukrayna’nın da telafisi mümkün olmayan en büyük hatayı bu anlaşmayı imzalamasıyla başlar.

Şöyle ki; Aralık 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’nin dağılmasıyla birlikte dünyada en büyük üçüncü nükleer güce sahip ülke Çin, Fransa ya da İngiltere değil Ukrayna idi.

Sovyetler’den kalan miras nedeniyle nükleer silah ile birlikte 170 kıtalararası balistik füze ve 5 bine yakın nükleer başlıklı silah vardı. Depolarda, Hiroşima’yı yerle bir eden bombadan çok daha güçlü olan 10 termonükleer savaş başlığı taşıyan uzun menzilli füzeler ile bombardıman uçağı bulunuyordu.

Zamanın Kiev yönetimi 1994 yılında bu dehşet verici cephanelikten ABD’den aldığı 500 milyon dolar para ve Rusya’nın saldırmama sözü karşılığında vazgeçti ve 5 bin nükleer silahın Rusya’ya geçirilerek orada sökülmesi ve etkisiz hale getirilmesi sağlandı.


1994’te Rusya, Ukrayna, İngiltere ve ABD tarafından imzalanan Budapeşte Protokolü ile hiçbir ülkenin Ukrayna’ya karşı güç veya tehdit kullanmayacağı ve ülkenin egemenliğine ve mevcut sınırlarına saygı duyacağı sözü Kiev yönetimine verildi.

Mayıs 1996’da Ukrayna, nükleer silahlarının sonuncusunu Rusya’ya geri nakletmişti.



Ukrayna Parlamentosu’na seçilen eski bir nükleer üs komutanı olan Volodymyr Tolubko, Kiev’in atom gücünden asla vazgeçmemesi gerektiğini savunarak Nisan 1992’de Ukrayna’nın kendisini nükleer olmayan bir devlet ilan etmesinin “romantik ve erken” olacağını söylemişti. Tolubko ayrıca uzun menzilli savaş başlıklarının “en azından bir kısmının” elde tutulması gerektiğinin altını çizmiş füzelerin “herhangi bir saldırganı caydırmak” için yeterli olacağını söylemişti.

Ancak onun uyarıları 2014’te Vladimir Putin liderliğindeki Rusya’nın Kırım Yarımadası’nı işgal ve ilhak etmesi ile anlaşıldı ancak iş işten çoktan geçmişti.

Çünkü Putin, Budapeşte Memorandumu’nu “geçersiz ve hükümsüz” saydığını açıklayarak tehdit ve siyasi baskılarını 24 Mart 2022’de işgal savaşına döndürmüş oldu.

Eğer Ukrayna, elindeki nükleer gücükaybetmemiş olsaydı, Rusya işgal savaşını başlatamazdı.

Kısacası Ukrayna, elindeki o büyük caydırıcı gücü Budapeşte anlaşması ile kaybetmenin ağır bedellerini ödüyor…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.