Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN, Kıbrıs İlim Ün - (Ziyaretci) 19.02.2024 14:48:40

Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç

Yanlış Strateji, Yanlış Başlangıç
Prof. Dr. Ata Atun

BM Genel Sekreteri`nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın tarafları müzakere masasına oturtabilmek için girişimleri sürüyor ama AB ve başta ABD olmak üzere Kıbrıs konusuna ilgi duyan devletler, Kıbrıs konusundaki beklentilerini çok düşük tutuyorlar. Gerekçesi, BM Genel Sekreteri`nin kişisel temsilcisi aracılığıyla başlatılan yeni çabaların sonuç vereceği konusunda pek iyimser olmamaları.

İyimser olmamalarının nedenleri;
• Neredeyse yarım asırdır devam eden müzakerelerde Kıbrıs Rumlarının, kurulacak yeni ve ortak devlette egemenliği Kıbrıs Türkleri ile paylaşmak istememeleri,
• Rumların, Kıbrıs adasını 1963’de denedikleri gibi silah zoru ile denetim altına alabilmek için Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmak istemeleri,
• Kıbrıs Rumlarının, 2004 yılında yapılan Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türklerinin kurulacak yeni devlette egemenliğe ve yönetime ortak olacakları için “Hayır” oyu vererek Kıbrıs Türkleri ile ortak olmak istemediklerini açık olarak ortaya koymaları,
• Kıbrıs Rumlarının, Türkiye`nin adadan çıkarılması ve adanın tamamını kendi kontrolleri altına almak için her tür girişimi yapmaları,
• Kıbrıs Türkleri, 60 sene önce uğradıkları soykırımı bir daha yaşamak istemedikleri için Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasına karşı olmaları,
• Kıbrıs Türklerinin, günümüzde Gazze’de yaşananların benzerini bir kez daha yaşamak istememeleri,
• Müzakere masasına, Kıbrıs Türklerinin Cemaat veya Azınlık olarak değil, Kıbrıs Rumları ile aynı statüde, eşit, egemen ve uluslararası tanınmış bir devlet olarak oturmak istemeleri,
• Kıbrıs Türklerinin hiçbir zaman ve koşulda, 2017 yılında Crans Montana’da adada Federal bir devletin kurulması için yapılan müzakerelere, Kıbrıs Rumlarının terk ettiği yerden tekrardan başlamak istememeleri.

Kıbrıs konusunda yıllarca etkin bir faaliyet gösteren İngiltere’nin, Kıbrıs Yüksek Komiseri İrfan Siddique’ın son yaptığı açıklamanın arkasından İngiltere Dışişleri Bakanlığının, Kıbrıs sorununun çözümü için diyalogun yeniden başlatılması amacıyla tüm tarafların "esneklik" göstermesi çağrısında bulunması bir tesadüf değil.

BM Genel Sekreteri`nin Kişisel Temsilcisi Maria A. H. Cuellar yeni görevine dört elle sarıldı sarılmasına da, Kıbrıs Türk tarafında sadece Federasyon destekçileri ile görüşme yaparak çok yanlış bir strateji ile başlangıç yaptı. Büyük bir olasılıkla bu strateji ve başlangıç yöntemi, Rumları destekleyen birileri tarafından kulağına fısıldandı.

Kıbrıs Türk tarafındaki federasyon destekçileri, Kıbrıs Türklerinin çoğunluğunu değil, azınlığını teşkil eden ve Atlantik Paktı tarafından her fırsatta maddi destek verilen ve onların ağzından konuşan kişi ve kuruluşlardan oluşmakta. Maalesef Maria hanım, sadece bu kişi ve kuruluşlarla görüşerek Kıbrıs Türklerinin düşüncelerini değil, Atlantik Paktı’nın düşünce, görüş ve isteklerini sanki de Kıbrıs Türklerinin istek ve düşünceleriymiş gibi bu kişi ve kuruluşlardan duydu.

Eğer Maria hanım bu kişilerden aldığı bilgileri Kıbrıs Türklerinin istekleri diye kabul edip stratejisini bunun üzerine inşa ederse, her ne kadar BM ve Atlantik İttifakı BM Genel Sekreterinin Kişisel temsilcisinin görevinin 6 ay ile kısıtlı olduğunu kabul etmemiş olsalar da, şimdiden Maria hanımın 6. ayın sonunu beklemeden duvara toslayacağını söylemek yanlış olmayacak.
Ayrıca Türkiye’de Dışişleri Bakanı Fidan, Yunanistan’da Dışişleri Bakanı Gerapetritis ile görüşen Maria hanım, KKTC’ye geldiği vakit Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu ile görüşme yapmayarak daha ilk tur görüşmede büyük bir stratejik hata ve gaf yaptı.

Eğer burada Altantik İttifakı’nın niyeti, Maria hanımı “Kişisel Temsilci” diye tanıtıp “Özel temsilci” görevlerini yaptırmaksa ve müzakereleri 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden ve içerikten başlatmaksa, Kıbrıs Türklerinin bu tuzağa düşmeyeceklerini ve bu yolda harcanacak çabaların boşuna olacağını herkesin bilmesinde büyük fayda var...

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.