Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Ata ATUN - (Ziyaretci) 15.09.2017 00:06:55

Yeni bir müzakere olacak mı?

Yeni bir müzakere olacak mı?

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres`in Rum lider Nikos Anastasiadis`e ve KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı`ya gönderdiği resmi mektuplar, BM Genel Sekreterliği tarafından hazırlanmış olan ve bundan sonra yapılacak görüşmeye zemin teşkil edecek bir ``Çerçeve´´nin varlığını ortaya koymakta. Gerçekte Guterres, içeriğinde altı adet değişken olan bu çerçevenin bir benzerini, diğer bir tanımlamayla ilkelini geçtiğimiz Haziran-Temmuz aylarında Crans Montana`da gerçekleştirilen Kıbrıs sorununa ilişkin beşli konferans sırasında ortaya çıkarmıştı. Beşli konferansın çökmesiyle çerçeve resmi geçerliliğini yitirmişti.

Bu ``Yeni Çerçeve´´, Anastasiadis-Akıncı görüşmelerinden süzülerek alınmış mutabakatları ve 2017 yılı içerisinde yapılmış olan iki farklı beşli konferansın ``Al-Ver´´inden oluşmakta. Eğer bir gün taraflar masaya oturacaklarsa veya da oturtulacaklarsa, bu çerçeve ``Anlaşmaya varılması´´ koşulu ile masaya konacak. İçerisinde -benim Türk tarafı olarak yorumuna göre- maalesef ``Güvenlik ve Garantiler Konusu´´ da yer almakta. İşin ilginç yanı ``Yeni Çerçeve´´nin varlığı ve içeriği liderler tarafından bilinmekte ama resmi olarak taraflara sunulmuş değil. BM Genel Sekreterliği bir nabız yoklaması aşamasında şimdilik. Genel Sekreterlikten konu ile ilgili bir yetkili, sözlü olarak ve de telefonla taraflara bu çerçeveyi ``Gayrı Resmi´´ olarak iletti. Çerçeve hem var, hem yok konumunda bu aşamada. Hem olası bir Anlaşma için ``Temel´´ teşkil etmekte, hem de resmen varlığı ilan edilmiş değil!

Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, New York`ta müzakerelerin başlamasına yeşil ışık yakacaklarsa ve masaya oturacaklarsa, görüşmeler Haziran-Temmuz aylarında Crans Montana`da gerçekleştirilen çerçevede değil, yukarıda belirttiğim ve halen taslak haldeki ``Yeni Çerçeve´´de yapılacak.

Rumların masaya oturmak istekleri ise bir yanıltmaca aslında.

Anastasiadis`in ve Hristodulis`in ``Müzakereler başlasın´´, ``Biz masaya oturmaya hazırız´´ benzeri çağrılarının nedeni bu ve hiçbir zaman da bitmeyecek zira hiçbir Rum lider, Kıbrıs adasında egemen bir Türk idaresine onay verebilecek kafa yapısı, inanış, gelenek ve dini inanışlara sahip değil. Kıbrıs Rum toplumunun hayat görüşü ile milli inançları değişmedikçe ve Rum Ortodoks Kilisesinin de ``Kiliselerdeki ayinlerde fırsat bulup yaptıkları Türk aleyhtarı dini telkinler´´ son bulmadıkça, ne Anastasiadis, ne de halefleri, Kıbrıs`ta Türklerin Yönetime etkin bir şekilde ortak olacağı ve kendilerine ayrılmış bir bölge içinde kendilerinin egemen olacakları bir çözümü asla kabul edemez.

Uygulayacakları tek strateji AB`nin güçlü olacağı ve Türkiye`nin de zayıf olacağı bir döneme kadar kerhen masaya oturarak müzakereleri sürdürmek olacaktır. Aynen Yunanistan`ın özgürlüğünü kazandığı ve Girit adasının Yunanistan`a ilhak edildiği dönemde olduğu gibi. Zaten başka bir seçenekleri de yok. Türkiye ve Yunanistan arasındaki Askeri güç, nüfus ve ekonomi dengeler her yıl biraz daha Türkiye`nin lehine, Yunanistan`ın da aleyhine gelişmekte&8230;

Prof. Dr. Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.