Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10730
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (985) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan Aytar - (Ziyaretci) 30.03.2019 22:49:19

YÜZYILIN ANLAŞMASI VE UKRAYNA


YÜZYILIN ANLAŞMASI VE UKRAYNA

Başkan D. Trump, küresel liberal düzeni Enformasyonel Emperyalizme dönüştürüyor.
Hem gelişmiş ve istikrarlı ülkelerin hem de emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin,
Yeniden ABD ekonomisine yatırım yapmalarını sağlamayı öngörüyor...
Böylece hiçbir ülke veya ülke grubunun ABD önceliğine meydan okuyabileceği fikrinin ne kadar aldatıcı olduğunu göstermeyi,
"Yıldız Savaşları" ivmesiyle Amerikan patentli kapitalizm oyununda Çin ve Rusya`yı yenmeyi amaçlıyor.
Bu düşünceyle uyumlu bir askeri, ticari ve diplomatik strateji izleyerek sabırla ilerliyor ve başarı ile taçlanıyor...


ABD`nin bu hedefinde İsrail`in güvenliğine yönelik taahhüdü en önemli unsurlardan biridir.
Bu taahhüt Ortadoğu`da terörle mücadele stratejisini ve barışı belirliyor.
O yüzden İsrail ile Filistinliler arasında sağlanacak iki devletli barış anlaşması destekleniyor.
Başkan Trump, Aralık 2017` den beri Filistin-İsrail çatışmasına çözüm bulmak için "Yüzyılın Anlaşması" adı verilen bir plan üzerinde çalışıyor.


Bu plan doğrultusunda ABD, Suriye`den çekilirken birbirine zıt tarafları ortak çıkarlar çevresinde buluşturacak bir senaryo yürütüyor.
Orta Doğu`da Erdoğan Türkiye`si ve İran`ın nüfuzuna karşı;
İsrail`i, Suudi Arabistan, Ürdün, Fransa, Suriye Kürtleri ve Rusya`yı bir cephede topluyor.
Bu cephelerde nelerin yapıldığı, neyin amaçlandığını bu makaleden önceki;
"Trump, Golan Tepeleri ve Suriye", "Trump, Golan Tepeleri, Suriye ve Erdoğan" ve "Yeniden Sykes- Picot" başlıklı üç makalede yazmıştım.


Bu sırada 31 Mart`ta Ukrayna`nın cumhurbaşkanlığı seçimleri gündemde dikkat çekiyor.
Ancak seçim kampanyası mevcut siyasi durumun trajik bir iddiasından ileri gitmiyor.
Çoğu aday popülist stratejileri benimsemiş, seçmenler ise tercihlerinde oldukça irrasyoneldir.
Siyasi sisteme güven duyulmamakta, lider aday profilleri aşırı derecede düşük, ülke derinlemesine bölünmüştür.
Ukrayna kendi yapımı olan sürekli sistemik sosyal, politik ve ekonomik bir krizde sıkışıp kalmış ülke görünümdedir.


Kamuoyu yoklamalarının favorisi, henüz anlamlı bir seçim manifestosu sunmayan genç bir komedyen olan Volodymyr Zelenskiy`dir.
Seçmenler arasındaki desteği yüzde 25-28` dir
Bu yüzde cumhurbaşkanı Petro Poroshenko ve eski başbakan Yulia Timoşenko`nun toplayabileceği oyun yaklaşık iki katıdır.
Poroshenko ve Timoşenko`nun yüzde 13-16 desteği görünüyor.


Yine de Zelenskiy`e verilen destek ilk bakışta göründüğünden daha az irrasyoneldir.
Programı diğer başkanlık adaylarının programlarından sadece biraz daha farklıdır.
Ama hiç biri ekonomik gelişme, kamu yönetimi, doğu Donbas bölgesindeki savaşa kalıcı bir son vermek,
Ya da Rusya`nın Kırım`ı ilhak etmesine karşı mücadele için güvenilir stratejiler sunmuyor.


Mevcut adaylarda vizyon ve liderlik eksiktir, bu yüzden kamu kurumlarına duyulan güvenin benzeri görülmemiş bir düşüklükte olması da şaşırtıcı değildir.
Nitekim Ukraynalıların yalnızca yüzde 16`sı şu anki başkana, yüzde 11`i hükümete, yüzde 8`i parlamentoya güveniyor.
Ayrıca, şu anki cumhurbaşkanına yönelik antipati yüzde 50`nin üzerinde duruyor...


Bu seçim kampanyasında, biri coğrafi diğeri jenerasyon olmak üzere iki büyük toplumsal bölünme belirgin hale gelmiştir.
Ukrayna`daki geleneksel doğu-batı bölünmesi, Rusya`nın Kırım`ı ilhak etmesi ve Doğu Donbas`ta isyancılara destek olmasıyla devam ediyor.
Ama doğu ve batı adaylarının birbirleriyle rekabet etmeleri, seçimi bölgeselleştirmeleri ve Zelenskiy`nin yükselişini tehdit olarak görmeleri nedeniyle,
Seçim kampanyası doğu ve batı Ukrayna`da doğrudan bir rekabet haline gelmiyor...


Bu dinamik özellikle güneydoğuda belirgindir.
Eski cumhurbaşkanı V.Yanukoviç`in halefi olarak görev yapan Muhalefet Bloğu`ndaki mücadele, ülkenin o kısmının çıkarlarını temsil edecek tek bir adayın seçimini engelliyor.
Güneydoğu`da seçimin önemi, Kırım`ın ilhak edilmesi ve Dombas`taki işgal göz önüne alındığında,
En popüler güneydoğu adayı Yuriy Boyko`nun bile Ukrayna`daki desteği yalnızca yüzde 11`de kalıyor.


İkinci bölünme jenerasyonla ilgili olarak, Zelenskiy`i Ukrayna`nın tüm bölgelerinde 18-40 yaş arasındakiler destekliyor.
Zelenskiy ayrıca 40-50 yaş grubuna da liderlik ediyor.
Ama 50 ila 60 yaşındakiler arasındakiler daha çok cumhurbaşkanı Poroshenko`dan yanadır.
Bununla birlikte Zelenskiy, 60 yaş üstünden hiç destek almıyor...


Bu göstergeler Zelenskiy destekçilerinin yeni yüzler ve yaklaşımlar arzusunu ve Ukrayna kamu sektörünün uzun süredir sistemik yolsuzluklarından rahatsız oldukları,
Poroshenko`nun "dil, ordu ve kilise" sloganı altında yürüttüğü muhafazakar politikayı reddettikleri anlamına geliyor.
Çünkü gençler bugün 2004 Portakal Devrimi ve 2013 Yevromaydan protesto hareketinin Ukrayna`da inandırıcı sosyal, ekonomik ve politik temsilinden yoksundur.
Mevcut politikalarla medya sansürü güçlenmiş, sivil toplum sindirilmiş, anayasada devlet ve kilisenin resmi olarak ayrılmasına rağmen,
Eğitim ve kültür daha dindar hale getirildi.
Bu açıkça daha yaşlı kesime hitap ederken, birçok genç seçmen için baskın tutum ``Poroshenko`dan başka biri´´ oldu...


Ukrayna`nın 31 Mart cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu ne olursa olsun,
Ülkenin uzun süren krizlerine ``hızlı bir düzeltme´´ yapmaya ihtimal vermiyor.
Ne Poroshenko`nun ikinci dönemi, ne de Timoşenko ya da Zelenskiy`nin Ukrayna`nın sorunlarını çözemeyeceğine inanılıyor.
Hiç birinin ülkenin ortak bir vizyonla birleşmesini, dağılmış sosyal sözleşmenin yenilenmesini sağlayamayacağı öngörülüyor.


Bu sırada Financial Times, "ABD ve Avrupa, 31 Mart`ta Ukrayna devlet başkanlığı seçimlerinden kaygı duymuyor.
Ukrayna`nın yeniden Rusya`nın etki alanına girme ihtimalini arttıyor" yorumunda bulunuyor.
Seçimlerden sonra Ukrayna`da 2014`ten bu yana elde edilen yolsuzlukların azaltılması ve ekonomideki gidişat gibi tüm kazanımların sıfırlanması,
Avrupa doğal gaz pazarında da Rus Kuzey Akım-2 gaz boru hattının tamamlanmasının ardından, Ukrayna`dan Avrupa`ya giden diğer boru hatlarının kapatılması,
Böylece Kiev`in yıllık yaklaşık 3 milyar dolarlık doğal gaz transit gelirinden mahrum kalması konuşuluyor.
Üstelik Doğu Dombas, Kerç Boğazı krizi de dahil olmak üzere Rusya ile devam eden düşmanlıklar, Ukrayna`yı silah üreticilerine açmıştır.
Seçimlerden sonra binlerce paramiliterin Ukrayna- Rusya çatışmasını canlı tutmayı sürdürmesi söz konusudur.


Ama Başkan Trump`ın Orta Doğu`da terörle mücadele stratejisini ve barışı belirleyen "Yüzyılın Anlaşması"`nda,
Rusya`nın statüsünün güçlendirilmesi öngörülüyor.
Buysa;
Rusya`nın, Suriye`den İran`dan Hizbullah`a yapılan lojistiği kısıtlaması,
İran`ı Suriye`de sınırlama konusunda taahhütlerini yerine getirmesi,
Kuzey Suriye`de Kürt topraklarındaki hidrokarbon kaynaklarının ABD, Fransa, İngiltere, Rusya petrol şirketleri vasıtasıyla uluslararası hukuka dahil edilmesi,
Böylece Federal Suriye kurulmasına rıza göstermesi,
Karşılığında ABD ve Batı`nın Rusya`nın Kırım`ın ilhak edilmesiyle ilgili baskısının zayıflatılması anlamındadır.

30. 3. 2019










Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.