Sınırötesi tabiri zayıf kaldı
Önce meseleye "sınırötesi"tabiri ile girmek istiyorum. Bu tabir kafi değil. Çünkü neticede bize Irak`tan bir saldırı yapılıyor. Bu saldırı elbetteki sınırımız neredeyse oradan olacaktır. Yapılan saldırı havadan olmayınca nereden olacak? Geçmiş yıllarda Saddam döneminde bize yapılan terorist saldırılarda, Saddam bize "ne yaparsanız yapın" diyordu. İkincisi ve en önemlisi çoğunlukla ülkemiz toprakları içinde bize saldıran teröristler kaçıp Irak`ın kuzeyine gidiyorlardı. Burada bir kovalamaca söz konusuydu ve sınırötesi hareket anlamıyla birlikte kendiliğinden doğuyordu. Ama Irak`ta yönetim değiştikten sonra durum çok farklı oldu. PKK`lılar Irak`ın kuzeyinde çok amaçlı birden çok kamp açtılar.Orada eğitim gördüler. Orada yğınak yaptılar. Orada silahlarını çoğalttılar.Ve bütün bunlar Irak yönetiminin bölgesel yetki verdiği Barzani`nin kontrolu altındaki yerlerde oldu. Böyle olunca Türkiye`nin hedefi Irak olmalıydı.Tezkere çıkarken "sınırötesi" gibi zayıf bir tabir kullanmak yerine daha kararlı bir metinle dünya kamuoyunun önüne çıkmalıydı. Uluslararası anlaşmalarını da bu paralelde yapmalıydı.ve PKK`yı nerede yakalarsam oraya kadar giderim demeliydi. Şimdi ABD ile yapılan anlaşma neticesinde havadan kamplar vurulmaktadır. Mevsim şartları da böyle bir harekatı belki zorunlu kılmaktadır. Fakat baharda muhakkak karadan kararlı bir harekat yapılmalıdır. Daha doğrusu PKK mensuplarının Barzani`nin geçici askeri olmaları önlenmelidir. Irak`ın kuzeyinde Barzani`nin bir devlet kurması bitirilmelidir.Aksi takdirde yapılanlanlar geçici bir rahatlık sağlayacaktır. Bilgehan GÖKTUĞ
|