Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 12.03.2011 12:28:27

KUZEY AFRİKA VE ORTADOĞU`NUN YAPILANMASINDA TÜRKİYE OLMALIDIR


Kuzey Afrika ve Ortadoğu`nun yeniden yapılanmasında Türkiye olmalıdır



Mehmet KOÇAK



Mağrip; diğer bir tabirle Kuzey Afrika ülkelerindeki değişim ve hareketliliklerle, yakın gelecekte olması muhtemel gelişmeler ile yeniden şekillenen Kuzey Afrika ve Ortadoğu üzerinde kafa yormalı. Yaşanan gelişmeleri sebep ve sonuçları dikkate alarak tüm ayrıntıları ile değerlendirilirken, kısa ve uzun vadede olabilecek muhtemel siyasi gelişmeler üzerinde de yol gösterici tahliller yapılmalıdır.

Çünkü coğrafi anlamda bir değişiklik söz konusu değil ancak bu ülkelerde yöneticiler, yönetim biçimleri ve kadrolar yenileniyor.

Bu gelişmeler Kuzey Afrika ve Ortadoğu`da taşların oynamasına sebep olduğu gibi; Arap dünyasını çok ciddi anlamda sarsmıştır. Tunus ve Mısır enkazı kaldırıp yeniden inşa ve yapılanma ile meşgul. Ancak bölgede hala harekete geçmeyen fay hatları var. Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri başta olmak üzere bazı Arap ülkeleri harekete geçmesi muhtemel fay hatlarını durdurmak amacıyla bir takım tedbirlere baş vuruyor. Diğer yandan artçı şokların ara ara kendini hissettirdiği Fas, Suriye, Bahreyn ve Yemen de yakın bir zamanda büyük olaylara gebe. Zalim diktatörler koltuklarını koruma adına inanılmaz yollara baş vurarak özgürlükler ve sosyal yardımlar konusunda vaatlerde bulunuyorlar. Libya`da ise herkesin bildiği ve gördüğü gibi büyük bir felakete doğru sürükleniyor.

Arap dünyasındaki despotçu diktatörler bir bir devrilirken, geçmişin kalıntıları kadrolar ve rejimler de yerini yenilerine bırakmaya başladı. Bu değişim süreci sancılı olmakla birlikte istenilen seviyede olmasa da, özgürlükçü demokrasi ve hukuk devleti anlayışı bir ölçüde Arap dünyasında kendine kısmen de olsa yer bulacaktır.

Emperyalist güçlerin bu gelişmelerden en iyi şekilde istifade etme adına Arap halklarının Lidersiz ve teşkilatsız başlayan bu &8216;silahsız halk devrimi` hareketleri sayesinde, ağır bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımlarını ve sahiplenip Kuzey Afrika ve Ortadoğu`yu yeniden kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda şekillendirme girişimlerine şahit oluyoruz.

ABD ve müttefiklerinin Libya`ya müdahale yollarını aramasının sebebi bu planın bir parçasıdır. Libya`ya karşı BM Güvenlik Konseyi`nden çıkartılan yaptırımın ardından askeri müdahale için zemin hazırlanıyor. &8216;Uçuşa yasak bölge` ilan edilmesi seçeneği askeri müdahalenin ilk aşaması. Bazı AB üyesi ülkelerin karşı çıkar gibi tavırlarına bakmayın. Onlar aslında işgal sonrası oradan elde edilecek ganimetlerin paylaşımından daha fazla pay almak girişimleridir. Yani bu karşı çıkış pazarlık gücünü arttırmak içindir.

Demokrasi getirecekleri vaatleri ile işgal edip korkunç bir kaosa sürükledikleri Irak, Afganistan`ı gibi Libya`yı da benzer bir felakete hazırlıyorlar. ABD ve İngiltere`nin yanında Fransa başta olmak üzere AB üyesi ülkelerinin muhaliflerin ilan ettiği geçici hükümeti muhatap kabul ederek muhaliflerin başkenti kabul edilen Bingazi`ye Büyükelçilikler açma girişimi Kaddafi`yi tasfiye konusundaki kararlılığın bir işaretidir.

Maalesef Kaddafi, ABD ve Batı emperyalizminin bu politikalarına yanlışlarıyla çanak tutuyor. Halkının hak ve özgürlük arayışına direnmesi, kendine yakın insanları silahlandırıp elindeki askeri güçlere, kendi halkına karşı, kara ve hava saldırısı emrini vererek ülkesini işgale hazırlanan ABD`nin eline müdahale hakkını veriyor.

Kaddafi bir cinnet hali yaşıyor. İktidar hırsı, gururu ve kibirliliği onu yanlışlara ittikçe itiyor. ABD ve Batılı emperyalistler müdahale şartlarının oluşması için onun daha büyük bir çılgınlık yapmasını bekliyor. Ancak onların niyeti bu çılgını durdurmak suretiyle Libya`nın demokratikleşip Libyalıların insani, haklarına kavuşmasına destek olmak değil, Onların asıl niyeti despotçu Kaddafi`nin aptallıklarından yararlanarak Libya petrollerini kontrole alıp sömürmektir.

Emperyalist güçler için insan hakları ve özgürlükler araçtır ve işgal için bir bahanedir. Evrensel değerler yerine evrensel çıkarlar ve menfaatler yeri geldiğinde onlar için yer değiştirir.

Unutulmasın ki; ``Arap dünyası demokrasiye hazır değil´´ bahanesi ile yıllardır zalim diktatörleri destekleyerek bölgenin siyaseten mesafeler almasına engel oldukları gibi zengin kaynaklarına rağmen masum halkların sefil bir hayat sürmelerine sebep olan da yine onlardır.

Şu bir gerçek ki; Batı dünyasının milli politikaları icabı; Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasında içselleştirilen ve uygulanan bir ``ileri demokrasi´´ beklentisi yok. Türkiye ve İslam dünyasının güçlenmesi ve her alanda gelişmesi onların menfaat ve çıkarlarına ters düştüğü için asla tercihleri, kabulleri ve arzuları olmamıştır; olamaz&8230;



LİBYA`YI İŞGALE HAZIRLANAN EMPERYALİST GÜÇLER

GANİMET PAYLAŞIMINDA KIYASIYA PAZARLIKLAR YAPIYORLAR



Kim ne derse desin bu işlerde ABD, AB ve NATO olmamalı diyemeyiz. Denme sinin de bir anlamı yok. Çünkü bunlar bir şekilde varlar ve biz istesekte, istemesekte var olmaya devam edeceklerdir. Asıl olan biz Türkiye olarak bu gelişmelerin neresindeyiz?. Etkimiz ve yetkimiz nedir? Kuzey Afrika ve Ortadoğu`da bundan sonraki yapılanma ve yeni oluşturulmaya çalışılan sistemlerin inşasında payımız olacak mı?

Türkiye adına bu suallere cevap ararken bir şekilde ama mutlaka ,bu süreçte yerimizi almalı ve oluşumu başlatılan &8216;Kuzey Afrika ve Yeni bir Ortadoğu`da varlığımızı göstermeliyiz.

Bu gerçeklerden hareketle Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül`ün Mısır`ı ziyareti, Başbakanımız Sayın Erdoğan`ın dış müdahalelere karşı çıkması ve Dış İşleri Bakanı Sayın Davutoğlu`nun bölgeye yönelik politikaları takdire şayan olmakla birlikte daha fazla inisiyatif ve sorumluluk üslenerek yeni hamlelerin başlatılması milli çıkarlarımız acısından elzemdir. Aksi halde yeniden yapılandırılan Kuzey Afrika ve Ortadoğu konusunda bir arpa boyu yol alamayız.

Biz emperyalistler gibi bir yaklaşım içinde değiliz ve olamayız. Çünkü bizim tarihimizde ezmek, sindirmek ve sömürmek yoktur. Asimile etmek hiç yoktur. Bu nedenle biz; uzlaşmacı ve arabulucu olmak zorundayız. Devlet tecrübemiz, demokratikleşme kazanımlarımız ve tarihi birikimimizi onlarla paylaşarak bölgede dönüşü olmayan bir hukuk devleti sisteminin inşasına öncülük etmeliyiz. Bölge halkların bize bakışı ve bizden beklentisi de bu yöndedir.

Elbette biz kendi başımıza bölgede henüz her istediğimizi yapma kudretine sahip olmadığımız gerçeğinden hareketle rotamızı doğru belirlemeliyiz. Her söyleneni ve her isteneni yapmak zorunda değiliz. Bir yere kadar onlarla hareket edebiliriz ancak kendi doğrularımız ve beklentilerimizin de dikkate alınması için ince nüanslı politikalar geliştirmeliyiz. Bizi ve bölge ülkelerini sıkıntıya koyacak hiçbir girişimin içinde olmamalıyız.

Amerika ve Batı emperyalizminin bölgeye yönelik beklentileri ve hesapları vardır. Biz konjonktür gereği Uluslararası Toplum ile beraber hareket etme mecburiyetimizi nazar-ı dikkate alarak doğru zamanda doğru yer alarak hem Kuzey Afrika ile Ortadoğu` nun hem de kendi milli politikalarımızın gereğini yerine getirmiş oluruz.

Bu gelişmeler ve paralelindeki yeni yapılanmalar Ülkemiz, Kuzey Afrika ve Ortadoğu için bir tarihi fırsattır. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek zorundayız. Kuzey Afrika ve Ortadoğu`daki yeni yapılanmada barış, huzur ve istikrarın hakim olmasında, Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğun hakkıyen yerine getirilmesi konusunda iktidar, muhalefet ve devlet kurumları olarak ortak hareket etme mecburiyetimizin bilicinde hareket etmeliyiz. . Çünkü bölge halkları ile beş asra yakın beraberliğimizin sonucu oluşan ortak değerler bugün hala kendini gösterdiği herkesin kabulüdür. Kuzey Afrika ve Ortadoğu`yu yeni yapılandırmaya kalkan güçler Türkiye`nin bu gücüne ihtiyaç duyacaklardır. İzlenecek doğru politikalar ve yerinde yapılacak girişimlerle emperyalistlerle karşı karşıya gelmemiş olacağımız gibi Kuzey Afrika ile Ortadoğu`da varlığımız kabul ettirmiş oluruz.



Unutulmasın ki&8230;

Türk Milleti olarak en büyük arzumuz savaşsız bir Kuzey Afrika ve bir Ortadoğu`dur. Ve unutmayalım ki; bizsiz bir Kuzey Afrika ve Ortadoğu yapılanmasında barış, huzur ve sürdürlebilinir bir istikrar olmaz&8230; Bu gerçek tarihin derinliklerinde mevcuttur.






Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.