MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ…
MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ… Bedrettin KELEŞTİMUR Muş Alparslan Üniversitesine ve mutlaka kampüsüne gelmenizi, benim nazarımda; “Doğunun Parlayan Yıldızını…” görmenizi dilerim. Muş- Diyarbakır Kulp Yolu Üzerinde; Muş Ovasına nazır her bakımdan alt-yapısını tamamlamış sizleri cezbeden bir yerleşkesi/ kampüsü mevcut! 2007 yılı içerisinde kurulan Muş Alparslan Üniversitesi 15 yıllık mazisi içerisinde; Öğrenci, İdari ve Akademik personelle birlikte, “14 bin nüfusu aşan ilme, bilime, irfana yürüyen bir aile…” Muş Alparslan Üniversitesi, 15 yılı bulan akademik hayatıyla; “Eğitim, Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, İletişim, Mühendislik-Mimarlık, İlahiyat, Spor Bilimleri, Uygulamalı Bilimler ve Diş Hekimliği Fakülteleri…” ile ‘aydınlık Türkiye’ye Merhaba’ diyor. Burada, Meslek Yüksek Okullarını ve Enstitüleri de belirtmeliyiz. Birçok yazılarımızda ifade etmişimdir. İslâm Dünyasında; Hz. Mevlana’nın doğduğu Belh Şehri, büyük Hadis Âlimi Buhari’nin yetiştiği Buhara ve Malazgirt-1071 Zaferini bu millete armağan eden Alparslan’ın ordugahı Ahlat Şehri, “Kubbet-ül İslâm Şehirleridir!” O manevi iklim üzerinde kendisini geleceğe hazırlayan, Muş Alparslan Üniversitesi bu bağlamda konumu itibariyle de, Muş İlimizi geleceğin bir bilim merkezi olacağı görüşünü bizlerde de hâkim kılıyor. Muş insanımız kendilerini, kendisinden sonra gelecek nesillere bu tarihi emaneti hazırlamalılar. Malazgirt-1071, bizim nazarımızda, Çanakkale kadar önemlidir. Millet olarak, Malazgirt’ten Coğrafyayı Vatan yapan bir kutlu serüveni birlikte yaşadık… Rahmetli Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun bu tarihi serüveni anlatan romanı; “Kilit, Anahtar, Kapı, Konak, Çatı, Üçler-Yediler-Kırklar, Bu Atlı Geçide Gider…” Malazgirt’ten başlayan yolculuğun kıyama kalkışı, “Feth-i Mübin’dir…” Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde artık, “Malazgirt Zaferi…” hak ettiği şekilde her yıl idrak edilmektedir. Harput, bizim tarihimizde; “bir ilim, irfan, kültür, sanat, edebiyat merkezi…” olarak anılır. Elâzığ Şehri, ecdadın kendilerine bıraktığı, ‘kutlu mirasla…’ geleceğini inşa ediyor! Coğrafyayı bizlere Vatan yapan Malazgirt’in kutlu mirası üzerinde bir şehir düşünecek olursanız şüphesiz ki ilk hafızalara, “Muş Alparslan Üniversitesi…” gelecektir. Bu ilim ve irfan yolculuğunda Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat ve ekibinin bu şuur, inanç, gayret ve heyecanla; ‘sadece bugünleri değil…’ bir bakıma, ‘geleceği inşa yolunda…’ olduklarını da canı yürekten ifade etmek isterim. MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİNİN LOGOSU VE… Üniversite Yerleşkesinin en muhkem yerinde, “T.C. Muş Alparslan Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi…” yer alıyor. Gözlemimiz, bu mekânda sürekli ‘akademik, bilimsel, sosyal, kültürel faaliyetlerin oluşu…’ Üniversitenin, ‘Öğrencisiyle, İdari Personel ve Öğretim Üyeleriyle kaynaştığı cıvıl cıvıl bir mekân…” Bu mekânlar, doğasıyla da, ‘şehirle de; Kamu- Sivil Kurum ve Kuruluşlarıyla da bütünleşen mekân oluşu oldukça önemli…’ Kültür ve Kongre Merkezinin hemen girişinde ışıklı bir levha dikkatlerinizi çekmiştir. Muş Alparslan Üniversitesi’nin Logosu ve kısaltılmış şekilde ifade edilişi; “MAUN…” Birkaç dosta söyledim, “MAUN” nedir diye? Bizlere verilen cevaplarda, ‘hafızalarda yer alan bir cevap oluyor’ O cevap, “Muş Alparslan Üniversitesi…” MAUN’un açılımı! Evet, saygıdeğer okurlar; Kur’an’da; “7 ayetten oluşan MAUN Suresi…” Namaz Surelerinden biri olarak bilinir. MAUN, “zekât, sadaka, itaat, ihtiyaç manalarını taşır!” MAUN Suresinin Meali de şöyle; “Dini (hesap gününü) yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakandır Yoksulu doyurmaya da teşvik etmez Artık vay o namaz kılanların haline! Ki onlar, namazlarından gaflet edenlerdir (ona ehemmiyet vermezler) Onlar ki, riyakârlık (gösteriş için ibadet) ederler Ve maun’u (zekâtı) men ederler” Bizleri titreten bir çağrı, “emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” Sultan Alparslan ne diyorlar; “Bizler bidat bilmeyen saf ve temiz Müslümanlarız!” Ben gerçekten Sayın Rektörümüzü ve ekibini kalbi dileklerimle kutlarım… MAUN’da, ‘güzel ahlakı, samimiyeti, dürüstlüğü, gönül seferberliğini, liyakati, ehliyeti, emaneti, infak kültürünü, hayırla yarışan bir topluluğu, bilumum erdemli değerlerimizi bir bütün olarak düşünüyorum! Tebessüm eden yüzlere Selam ve muhabbetle… HER İNSAN BİR ÂLEMDİR Elif, ayakta… Dal, rükûda… Mim, secdede… adem… Elif, Allah.. Lam, Cebrail.. Mim, Muhammet.. alem… Yaradılış Rahlesi.. Tevhit lisanında; kalem… Ayakta, Oturuşta, Yan üstü yatışta; Es-Selam…
|