Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Ekonomi konuları
Türkiye’nin ekonomisi iyiye mi gidiyor? (66)
Bankacılık sistemimiz nereye gidiyor? (3)
Vergiler adil mi? Hangi vergiler değişmelidir? (6)
Küçük işletmelerin ve esnafların temel sorunları nelerdir? (3)
Ekonomi ile ilgili diğer konular (156)


Ekonomi - Ekonomi ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof Dr. Okan H. AKTAN - (Ziyaretci) 25.05.2016 17:01:26

Atatürk`ün Ekonomi Politikası: Ulusal Bağımsızlık ve Ekonomik Bağımsızlık

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat FakÜltesi Dergisi
Cumhuriyetimizin75. Yılı Özel Sayısı
Atatürk`ün Ekonomi Politikası: Ulusal Bağımsızlık ve
Ekonomik Bağımsızlık
Prof Dr. Okan H. AKTAN
1. GİRİş
Bu yazıda Atatürk`ün ekonomi politikasının temel ilkeleri ve bu ilkelerin oluşumunu
hazırlayan etmenler, bunların arkasında yatan nedenler üzerinde durulacaktır.
Aşağıdaki açıklamalardan görüleceği gibi Atatürk`ün ekonomi politikası herhangi bir
ideolojik öğretiye dayanmamaktadır. Bunlar, geçmişin gözlemlerinden ve tarihin sentezinden
elde edilmiş özgün fikirlerdir. Atatürk Osmanlı İmparatorluğu`nun çöküş nedenlerini
çok iyi analiz etmiş, bu çöküşe katkıda bulunan ekonomik nede,nleri doğru teşhis etmiştir.
Ortaya konan bir politikanın dayandığı gerekçeler ve hedeflediği amaçlar ne kadar
gerçekçi olursa olsun bu politikanın uygulanabilirliğinin sınırlannı ve başan şansını iç ve dış
kısıtlar belirler. Bu nedenle yazının ikinci kısmında Atatürk`ün oluşturduğu ekonomi politikasının
uygulamadaki başansının çok kısa bir değerlendirmesi verilecektir.
2. ATATÜRK`ÜN EKONOMİ POLİTİKASININ TEMELLERI
Atatürk`ün ekonomi politikasını belirleyen faktörleri anlayabilmek için Cumhuriyetin
kurulduğu yıllarda Türkiye`nin içinde bulunduğu ekonomik durumu hatırlamada yarar bulunmaktadır.
Cumhuriyetin Devraldığı Ekonomik Yapı
Cumhuriyetin devraldığı ekonomik yapı asırlardan beri değişmemişti. Nüfusun beşte
dördü doğrudan, veya dolaylı olarak tanmla uğraşmaktaydı. Tarımda üretim çok ilkel yöntemlerle
gerçekleşmekteydi. Köylüler, çoğunlukla, yetiştirdiklerini kendileri tüketiyordu.
Tanmsal ürünlerin pazarlara ulaşmasını sağlayacak ulaşım kanallan mevcut olmadığı için
tarım ürünlerinin diğer ürünlerle değişimi çok sınırlıydı. Bu nedenle şehirler gıda gereksinimlerini
ancak civar bölgelerden karşılıyorlardı. Tren yolu az ve mevcut olanlar da kötü
durumdaydı. Kara yollarının en iyisi dahi ancak kağnılann geçişine izin veriyordu.
H.Ü. İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
29
-_.---
Atatürk` ün Ekonomi Politikası: Ulusal Bağımsızlık ve Ekonomik Bağımsızlık
Ekonomide iç ve dış ticaretin hemen hemen tamamı azınlıkların elinde bulunuyordu.
Sınai üretim el sanatlanndan ibaretti. Batılı ülkelerin bir taraftan elde ettikleri kapitülasyonlar,
diğer taraftan empoze ettikleri serbest ticaret Anadolu`da sanayiin kurulmasını engellemiştir,
ve mevcut olanları da öldürmüştür. Türk halkının sınai ürün gereksinimleri ithal
yoluyla karşılanıyordu. Bu ithalat ise fındık kuru üzüm, incir, tütün gibi sınırlı sayıda tanm
ürünü ve halı gibi bir kaç el sanatı ürününün dış satımı ile karşılanıyordu.
Türkiye`de İçişleri Bakanlığı`nın 1934 tarihli raporunda ekonomiye empoze edilen
serbest ticaretin etkileri şu şekilede açıkça ortaya konulmaktadır:
"Gümrük kapıları ardına kadar açık tutulduğu dönemde Avrupa`dan
ithal edilen ipekli kumaşlar Bilecik dutluklarının harab olmasına
neden oldu. 1821`de 600 adet el tezgahına sahip bulunan
Üsküdar`da 40 tezgah kaldı. Aynı şekilde 1812`de 3000 tezgah
bulunan Tırnova`da tezgah adedi 1000`e indi. Mensucat
(dokuma) sanayiinin çöküşü diğer sanayi dallarını da etkiledi.
Memlekette sanayinin bir gün tekrar canlanacağı ümidi hemen
hemen yok gibiydi."
Bütün bu olumsuz yapıya ek olarak Anadolu topraklan savaşlardan büyük hasar görmüştü.
Tarım alanları İtalyan, Fransız ve Yunan istilası sonucunda, ve kurtuluş savaşında
büyük hasar görmüştü. Lozan Anlaşmasından sonra Yunanistan ile Türkiye arasında yapılan
nüfus değişimi Anadoluda bir çok el sanatı, sanayi ve ticaretin olumsuz bir şekilde etkilenmesine,
hatta yok olmasına neden oldu. 1926 yılına kadar Türkiye`yi terkeden ve tüccar, esnaf
ve zanaatkarlardan oluşan 1.3 milyon Y unanlıya karşılık Batı Trakya` dan gelen 400 bin
Türk temelde çiftçiydi. Anadolu tarımı bunlan ancak güçlükle absorbe edebildi.
Atatürk`ün ekonomi politikası üzerindeki görüşleri
Atatürk, ekonomi politikası üzerindeki görüşlerini çok net bir şekilde İzmir İktisat
Kongresi `nin açılış konuşmasında belirtmiştirl. Bu konuşma, zamanın çok ötesinde görüşler
taşımasının yanı sıra, daha Cumhuriyeti ilan etmeden, Atatürk`ün 17 Şubat 1923 tarihinde
böyle bir kongreyi toplaması başlı başına önem taşımaktadır. Aynı zamanda, Atatürk, İzmir
Kongresini topladığı zaman Lozan Konferansı devam ediyordu ve istilacı ülkelerle barış
yapılmamıştı.
Bu yazıda Atatürk`ten yapılan alıntıların tamamı İzmir İktisat Kongresi`ni açış konuşmasından alınmıştır.
Metinler, A. Afet İnan`ın Türkçeleştirdiği ve sadeleştirdiği "Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devrimi", ss. 105-
l19`dan alınmıştır.
30
.-.._----
OkanH.AKTAN
Atatürk ekonomi politikasını iki kavram üzerine oturtmuştur:Tam bağımsızlık ve
ulusallık. Bu politikalar, uygulamada kaldığı süre içinde, ulusal ve uluslararası konjonktürdeki
değişmelere göre şekillenmiş ve gelişmiştir, fakat bu iki ilkeden hiç bir zamar.ödün
verilmemiştir. Bu kavramları ele almadanönce Atatürk`ün ekonomininönemi konusundaki
görüşlerine yer vermek istiyorum.
Ekonominin önemi
Atatürk, ekonominin önemini şu sözlerle açıklamaktadır:
"Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin
ekonomik durumudur. Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta
kalan bu hakikat, bizim milli yaşantımızda ve milli tarihimizde,
tamamen kendisini göstermiştir. Gerçekten de Türk tarihi incelenecek
olursa, gerileme ve yıkılma nedenlerinin, ekonomik
problemlerden başka bir şeyolmadığı derhal anlaşılır."
Ulusal politikanın önemi
Atatürk, o güne kadar ekonomimize gereken önemi vermediğimizi, bunun nedeninin
ise Osmanlı İmparatorluğu`unun ulusal bir yönetime sahip olmamasına bağlamaktadır.
"Osmanlı tarihinde bütün çabalar ve bütün çalışmalar milletin
arzusu, emelleri ve gerçek ihtiyaçları gözönünde bulundurularak
değil, şunun bunun kişisel hırslarını, emellerini yerine getirme
yönünde yapılmıştır".
Atatürk, bu durumdan kurtulmının yolunun ekonomik ve politik alanlarda kararlarını
ulusun kendisinin vermesinde görmektedir. Bu nedenle iktisat kongresinde alınacak kararlann,
temsilcileri yoluyla, halk tarafından alınmasını gerekli görmüştür. General Kazım
Karabekir başkanlığında toplanan kongreye bütün illerden tüccar, sanayici, esnaf, çiftçi ve
işçi temsilcilerinden oluşan 1135 temsilci katıldı. Burada da Sivas ve Erzurum Kongrelerinde
olduğu gibi ulusun geleceğinin halk tarafından belirlenmesi ilkesi temel alınmıştı.
Bağımsızlık
Aynı konuşmada Atatürk, ekonomik bağımsızlık olmadan politik bağımsızlIlığın
gerçekleşemiyeceğini şu sözlerle ifade etmektedir:
Tam bağllT)slzlık için şu prensip vardır: Milli Egemenlik. Ekonomik
Egemenlikle pekiştirilmelidir Siyasi ve askeri zaferler, ne
kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa
kazanılacak başarılar yaşamayaz, az zamanda söner."
31
Atatürk`ün Ekonomi Politikosı : Ulusal Bağımsızlık ve Ekonomik Bağımsızlık
Emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık savaşının tarihteki ilk örneği olan Kurtuluş
Savaşını büyük bir zaferle sonuçlandıran Atatürk, bu başarıyı Lozan`da kolayca tescil ettireceğini
beklerken emperyalist ülkelerin, İngilizlerin önderliğinde, ekonomide sömürülerini
devam ettirmeye yönelik direnme ve baskıları ile karşılaştı. Bu gelişmelerin Atatürk`ün
oluşturacağı politikaların belirginleşmesine katkısı olduğu kesindir. Bu bağlamda İsmet
Paşa ile Lord Curzon arasında geçen konuşma ilginçtir. İ.İnönü, hatıralarında, Lozan konferansı
sırasında bir gece Lord Curzon ve Amerika murahhası Mr. Chaild ile aralarında
geçen konuşmayı şu şekilde aktarmaktadır (İnönü (1998) s.BO):
Lord Curzon bana dedi ki:
"Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız.
Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi
makulolduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın kabul etmiyorsunuz.
Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık
ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz
haraptır. imar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya ihtiyacınız
olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada
bir bende var bir de bu yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederseniz
hepsi cebimdedir. Nereden para bulacaksınız, Fransızlardan
mı?"
Ben evet dedim. Curzon sözlerine devam etti:
"Para kimsede yok. Ancak biz verebiliriz. Memnun olmazsak
kimden alacaksınız. Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız?
ihtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz
zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer
çıkartıp size göstereceğiz."
Bu konuşma emperyalist ülkelerin niyetlerini açıkça gösteriyor: `Evet, bize karşı bir
zafer kazandınız, fakat ulusal (ekonomik ve politik) bağımsızlılığınız için gerekli bütün
koşulları sağlamanız bizim çıkarlarmızla uyuşmaz. Eğer bunda direnecekseniz bunun bedelini
ilerde size ödetiriz. Harab olmuş ülkenizin imarı için bize muhtaç olacaksınız. Bizden
alacağınız yardımın karşılığı ekonomik ve politik tavizler olacaktır`. Nitekim Lozan konferansında
müttefikler, Türkiye`nin gümrük tarifelerini yükseltme hakkını 1929 yılına
kadar ertelemiştir.2 Atatürk, emperyalistlerin Osmanlı İmparatorluğuna empoze ettIikleri
kapitülasyon`ların ülkeyi sömürge durumuna getirdiğini İktisat Kongresinde şu sözlerle anlatmaktadır.
2 Emperyalist ülkeler, sömürgelerinde sömürü mekanizması olarak kendi mallarının bu ülkelere kolayca girmesini
sınırlayacak olan gümrük tarifeleri ile korumacılığı engellemişlerdir. A. Maddison, 20. yy. başlarında zirveye
ulaşan sömürgecilik konusunda şunları söylemektedir. "(İngiltere ve Hollanda) kontrolü altındaki çok geniş
koloni imparatorluklarında ve Çin, Mısır, İran, Tayland ve Türkiye gibi nominal olarak bağımsız ülkelerde
serbest ticareti empoze etmişlerdir. Bu son gruptaki ülkelerde gümrük tarifeleri üzerindeki otonomilerinin kısıtlanması,
bu tarifeleri düşük bir düzeyde tutan anlaşmalarla sağlanmıştır" (A. Maddison, The World Economy
in the 20ıh Century", OECD, 1989, s. 45).
32
_...-----
Okan H. AKTAN
"Bir devlet ki kendi uyruğundaki halka koyduğu vergiyi yabancılara
uygulayamaz; bir devlet ki kendi gümrük resimleri ve
her türlü vergi işlemlerini düzenleme hakkından alıkonulur; bir
devlet ki kendi kanunlarına göre yargı


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.