Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Ekonomi konuları
Türkiye’nin ekonomisi iyiye mi gidiyor? (66)
Bankacılık sistemimiz nereye gidiyor? (3)
Vergiler adil mi? Hangi vergiler değişmelidir? (6)
Küçük işletmelerin ve esnafların temel sorunları nelerdir? (3)
Ekonomi ile ilgili diğer konular (156)


Ekonomi - Ekonomi ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer ÖZKAYA - (Ziyaretci) 4.05.2017 18:37:00

Ekonomik istihbarat (1)

Ömer Özkaya
omerozkaya@gunes.com
30 Nisan 2017



Ekonomik istihbarat (1)
2 .Dünya Savaşı`ndan sonra, gelişmekte olan ülkeler, tekrar bir savaş çıkacağı korkusuyla, zihinsel enerji, zaman ve kaynak israfına sevk edilirken, gelişmiş ülkeler arasında silahlı mücadele, yerini teknolojik ve ekonomik istihbarat savaşlara bıraktı. 
2. Dünya Savaşı`ndan sonra Türk Ordusu içindeki Almanya yanlısı paşalar tasfiye edilmeye başlandı. Kalanlar (95 general) da 27 Mayıs Darbesi`yle ihraç edildi. Ordu, Almanya`da yaşayan Türklere bile itidalle yaklaşır hale getirildi. İngiltere, ordu üzerinde ağırlık kazandı. Bunun üzerine Almanya, İngiltere`yle mücadelesini, kendisini daha güçlü hissettiği ekonomik sahaya kaydırdı, Türkiye`ye şirketleriyle yöneldi (1945-1960), girişte Türk ortaklar kullanıldı. 
Aynı dönemde ABD, Türkiye`de yeni idi, hem Almanya hem de İngiltere kadar Türkiye bilgisine sahip değildi, burada henüz hâkimiyet tesis edememiş, bunu temin maksadıyla da Safehaven Programı ile ``Nazi altınlarını arıyoruz´´ diyerek, kayıtlarda gözükmeyen ama Türkiye`nin elinde öteden beri var olduğu iddia edilen altın rezervinin ve de Ergenekon`un peşine düşmüştü. 
Londra, Berlin`in Türkiye`ye ve dünyaya şirketleriyle geri dönmesinden rahatsızdı. Almanya`nın itibarıyla oynamak, ona bir ders vermek isteyen İngiltere, Temmuz 1955`te ABD`den, Almanya`nın hammadde-maden tedarikçilerinin şemasının çıkarılmasında istihbarat desteği istedi. Bu şema İngiltere`nin elinde gerçekten yoktu.  
Almanya, ihtiyacı olan kritik maddeleri dış dünyadan endirekt yollardan sağlıyordu, yani tedarik zinciri deşifre değildi. Mesela Kobalt`ı Ekvator`dan Monaco`ya, Monaco`dan Uganda`ya, buradan da Tayvan`a, oradan Almanya`ya çekiyorlardı. Bu döngü, en az 9 ay sürüyordu. 
Kalay, dünyanın en stratejik madenlerinden biriydi, çünkü fiyatı konusunda rekabet imkânı yoktu ve sağlanmasında kısıtlama ve güçlük söz konusuydu. Otomotiv endüstrisinde motor yataklarında, kaporta, radyatör, yağ ve hava filtrelerinde kullanılıyordu. Uçak ve gemi endüstrisi ile elektrik ve elektronik sanayiinde geniş bir kullanım alanı vardı. Kimya sanayiinde boya, parfüm, sabun, üretiminden diş macunu yapımına kadar geniş bir alanda tüketiliyordu. Bunların yanında matbaacılıkta, cam endüstrisinde de kullanılmaktaydı. Almanya bütün bu alanlarda faaliyet gösteriyordu ve bu nedenle de Kalay, Almanya için stratejik bir madendi. 
Bu arada hurdacılar vasıtasıyla Anadolu`dan toplanan kullanılmayan kalay kaplı parçalar, gizlice endüstri ülkelerine aktı. Kalay, savaşlarda yapay sis yapmak için de kullanılıyordu. 
Dünya Kalay rezervinin sadece 4,8`i gelişmiş ülkelerde, 63`ü fakir ülkelerde, 32`si de Çin ve SSCB`nin elindeydi. Kalay tüketimi lideri ülkeler ise ABD, Almanya, Japonya ve İngiltere idi. Başlıca istihsal sahaları olan Malezya, Endonezya, Tayland ve Bolivya, Hollanda ve İngiltere`nin sömürge sahalarıydı. Dolayısıyla dünya kalay piyasası, bu iki ülkenin ama daha çok İngiltere`nin kontrolü altındaydı. 
Kalay, sanayi toplumu için çok önemli bir yere sahiptir ve birçok uygulamada tamamen uygun alternatifi yoktur. Kalay, 4-5 bin yıl önce de stratejik bir madendi. Anadolu, tunçtan sağlam silahlar yapabilmek için ihtiyacı olan kalayın karşılığında Mezopotamya`daki Asur Krallığı`na altın ve gümüş verirdi. Asur Krallığı`nın Anadolu`daki şehir devletlerine satış yapacak kadar bol kalayı hangi kaynaktan sağlamıştı, bu soru hâlen cevapsızdır. Çivi yazılı belgelere göre dışalımı sağlanan kalayın Anadolu dışına çıkartılması yasaklanmıştı. 
Tedarikçilerinin deşifre olmaması için Almanya`nın başvurduğu bir başka yanıltma taktiği ise şöyleydi: Malın, kaynak ülkeden çıkışı ve güzergâhtaki ülkelere de giriş ve çıkışı, resmi kayıtlara sokulmaz, Almanya hesabına çalışan kaçakçılar üzerinden yapılırdı. Kaçakçılar, Almanya`nın mallarının Almanya`ya ait olduğunu bilmezlerdi. Almanya kaçakçıları özellikle kalay nakliyatında kullanırdı. Ayrıca en çok Ukrayna`ya kalay aldırıyor, aldırdığını işlenmiş gibi gösterip Almanya`ya çekiyordu. Kalay, Alman sanayisinin temel ihtiyacıydı. Keyifle bindiğimiz araçlar, işte bu dolambaçlı yollardan taşınan madenlerin Almanya`da toplanıp bilgiyle işlenmesiyle ortaya çıkıyordu. İngiltere bu dolambaçlı yolların şemasının peşindeydi. 
Yarın devam edelim. 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.