Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10763
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (834) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3425) |

Görüş bildirebileceğiniz Ekonomi konuları
Türkiye’nin ekonomisi iyiye mi gidiyor? (66)
Bankacılık sistemimiz nereye gidiyor? (3)
Vergiler adil mi? Hangi vergiler değişmelidir? (6)
Küçük işletmelerin ve esnafların temel sorunları nelerdir? (3)
Ekonomi ile ilgili diğer konular (156)


Ekonomi - Ekonomi ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömür ÇELİKDÖNMEZ - (Ziyaretci) 13.10.2021 11:33:03

Uluslararası Enerji Piyasasının Ekonomik Yapısı ve Türkiye’nin krizdeki rolü?

Petrol/Doğalgaz rezervlerine sahip ülkelerin bu konumlarını, olmayanlar üzerinde bir üstünlük ve siyasi pazarlık aracı olarak kullandığını bilmeyen var mı? İster kurtlarla dans deyin ister çakallarla dans, bugün dünya kamuoyunun önünde yaşanan küresel enerji denklemindeki oyunun amacı; stratejik enerji kaynağı olan petrol, doğalgaz ve diğer kaynakların bulunduğu bölgelerin kontrol altına alınması ile birlikte enerjinin üretimi ve pazar payının denetimi mücadelesinden başka bir şey değildir. Enerji, ekonomi ve çevre arasındaki karşılıklı bağımlılık, paradoksal görülebilir. Uluslararası doğalgaz sistemleri; rezerv ve üretim kaynakları, iletim, dağıtım ve bağlantı hatları, depolama üniteleri ve ulaştığı piyasa yapısı ile bir bütün oluşturuyor. Bu sistemlerin genel yapısını arz kaynakları, iletim-dağıtım sistemleri ve piyasa gibi başlıca üç ana faktör meydana getiriyor. Gaz piyasasının, doğalgaz arzının çeşitli kaynaklardan, farklı alım koşulları ile elde edilebilmesi, talebin ise çok değişik niteliklerde olması nedeniyle kompleks bir yapısı var. Enerji üretimi için gerekli hammadde kaynaklarının coğrafi olarak tespit edilmesi, rezerv miktarının belirlenmesi, yer üstüne çıkarılması, pazara yakınlığı, ulaştırma çözümleri, dağıtım kanallarının kurulması, piyasa arz talep dengesinin gözetilmesi tedarik zinciri açısından son derece önemli. Türkiye, enerji lojistiğinde çağ atladı… Türkiye’nin bu sektörel başarısı, bugünün meselesi değil. Yarım yüzyıllık bir yol hikayesi bu. Enerji atlasını açın bakın, Ortadoğu, Kafkaslar-Hazar, Orta Asya ve Afrika bölgelerini bu denklemdeki en önemli stratejik noktalar olarak görürsünüz. Dünyadaki enerji tedarik sistemlerine Türkiye’nin ne şekilde dahil olduğunu biliyor musunuz? Neredeyse yarım yüzyılı aşan bir süreçte Türkiye, bu sektörde zoru başardı. Ülkede mevcut fosil yakıtları ve doğalgaz rezervini riske etmeden, bölgesindeki enerji kaynaklarının iletimi üzerinden alternatif çözümler geliştirdi. Bu çerçevede Türkiye, petrol ve doğalgaz piyasasının geçiş güzergahında olan konumunu değerlendirerek, alıcı ve satıcılara maliyet faydası sağlayarak piyasada belirleyici bir rol üstlendi. Bunu nasıl yapabildi? Çünkü Türkiye, enerji kaynaklarına yakın olmanın bölgesel avantajına sahip. Ayrıca 50 yıldır adeta iğne ile kuyu kazarak, alt yapısını oluşturduğu Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, Ceyhan-Kırıkkale Ham Petrol Boru Hattı, Batman-Dörtyol Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ile yine aynı şekilde, Rusya Federasyonu - Türkiye Doğal Gaz Ana İletim Hattı, Rusya - Samsun - Ankara Doğal Gaz İletim Hattı (Mavi Akım), Azerbaycan - Türkiye (Şah Deniz I) Doğal Gaz Boru Hattı, Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı`nın nakliyat işleri BOTAŞ’a bağlı şirket, BOTAŞ International Limited (BIL) tarafından yapılıyor. Botaş bu konuda Internatıonal Safety Guıde For Oıl Tankers & Termınal (ISGOTT) kurallarını çok sıkı uyguluyor. Özellikle 26.10.2002 tarihli, 24918 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ‘Doğal Gaz Piyasası İletim Şebekesi İşleyiş Yönetmeliği’ halen belirleyici. Petrol/Doğalgaz iletimi ve enerji nakil hatlarının kontrolü… Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya bölgesindeki doğalgaz yönetiminin belirlenmesinde, etkili ülkeler arasında yer alan Rusya Federasyonu, ABD, AB, Çin, İran ve Türkiye’nin uyguladıkları politikaların bölgesel ve küresel etkilerini düşündünüz mü? Emperyalist ülkelerin dünya liderliği ve güce sahip olma isteği ile enerji kaynakları arasında doğrudan bir ilişki olduğu söylenebilir. Örnek mi istiyorsunuz? I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı, Kore Krizi, Küba Krizi, Vietnam Savaşı, Arap-İsrail Savaşları, Süveyş Krizi, I. Körfez ve II. Körfez Operasyonu, 11 Eylül İkiz Kulelere saldırı sonrasında Afganistan`ın işgalinde terör bahanesi ile enerji jeopolitiği ve güvenliği perdelenmişti. II. Dünya Savaşı`ndan sonra, petrol ve doğalgazın rezerv, üretim ve iletim kontrol noktaları ile taşıma güzergâhlarının belirlenmesi ve güvenliği konularında, başat (hâkim) gücü ve planlayıcısı rolünü ABD tek başına üstlendi. Petrol ve doğalgaz üretimi, dağıtımı, rafinajı ve perakende olarak satışı açısından dünyanın en büyük sanayisini oluşturur. İstatistiklere göre Amerika Birleşik Devletleri 2007`de tek başına, dünyada üretilen petrolün yüzde 25`ini tüketmiş. Amerika Birleşik Devletleri hükûmeti, petrol şirketlerine petrol sahalarının kiralanmasında, sondaj ekipmanlarının maliyetleri ve sağlanması konusunda, petrol arama ve çıkarmanın hemen, hemen her aşamasında oldukça yüklü bir kamu sübvansiyonu ile vergi indirimi sağladığı gibi küresel güvenlik teminatı da veriyor. Doğalgaz ve petrolün büyük ölçüde deniz yolu nakliyesi, küresel iletimi, ABD`de yerleşik büyük Ro&Ro kartellerinin tekelinde. Doğalgaz piyasasındaki sektörel gerçeklik kapitalist ekonominin ve küreselci özel mülkiyet hakimiyetinin kötü karakterinin gerçek yüzü. Bu sektör, paranın hakimiyetinin en mutlak şekilde, en safi anlamda uygulamaya konulduğu sektörlerden biri ve şüphesiz, şimdiye kadar kapitalizmin tarihinde olmadığı kadar büyük sermayenin birleştiği, dev bir kaç şirketin himayesi altında. Şirket özgürlüğü ve rekabet adına, sırtını devletlerine dayamış birkaç tröst, oldukça bulanıklık, yalanlar, manipülasyonlar ve adımıza yürütülen savaşlar sayesinde hakimiyetini sürdürüyor. Gazolin veya benzin, kerosen, jet yakıtı, motorin, dizel yakıtı, fuel oil, yağlama maddeleri, asfalt, doğal gaz ve sıvılaştırılmış petrol gazı (LNG) gibi ürünlerin yanı sıra tüketici için çok sayıda petrokimya ürünlerin alıcı ülkelere ulaşltırılmasını bu Ro&Ro şirketleri gerçekleştirir. Neden “Ro Ro”!.. Ro-Ro; Roll on ve Roll off kelimelerinin kısaltmalarını simgeler. Ro-ro taşımacılık ise lojistik araçlarının gemiler aracılığı ile bir yerden başka bir yere taşınmasıdır. Bu yükleri taşıyan gemiler “Ro-Ro gemisi” olarak adlandırılır, bu taşımacılık türü de Ro-Ro taşımacılığıdır. Bu taşımacılık şeklinin ortaya çıkmasında öncelikli olarak feribotlar etkili olmuş. Bir yükün kolayca taşınabilmesi, nakliyesinin yapılabilmesi için bilinen geleneksel yol, ekipmanlar yardımıyla gemilere yükleme ve boşaltma işlemlerinin sağlanması olarak ifade edilir. Petrol veya doğalgaz işleme tesislerine boru hattı ile ulaştıktan ve rafine edildikten sonra tanker/mavna, kamyon ve demir yolu taşımacılığı ile son kullanıcısına ulaştırılır. Boru hatları, bir kıtada uzun mesafeler boyunca ürünün taşınmasında en ekonomik taşımacılık ve ulaştırma yöntemidir. Tanker ve mavnalar genellikle uluslararası taşımacılıkta uzun mesafeler için kullanılır. Demir yolu ve kamyonlar da uzun mesafelerde taşıma için tercih edilebilir. Ancak bu taşımacılık türü daha çok kısa mesafeler için tercih edilir. Doğalgazın boru hatları ile taşınmasının teknik ve ekonomik açılardan mümkün olmadığı yerlerde, gemi ve kamyon tankerlerle nakliyesi yapılıyor. Doğalgazın sıvılaştırılması sırasında, içerdiği ağır hidrokarbonlardan arındırılması, LNG’nin boru doğalgazına kıyasla daha temiz ve daha yüksek enerji değerine sahip olmasını sağladığı söyleniyor. Doğalgaz, işlenmiş petrol ürünlerinin tedariğini, iletimini kim hangi güç engelliyor? ABD’den zaman zaman emformatik akış sağlayan Gusan Yediç, ilginç paylaşımlar yapıyor. Aşağıdaki görseller ve bilgi notu da onlardan. Yeşil oklar kargo gemilerini, kırmızı oklar da petrol gemilerini gösteriyor. Bilinçli olarak malzeme ve petrol sevkiyatı yapılmıyor ve fiyatlar o nedenle artıyor. Şu anda ABD ve Avrupa ülkelerinin etrafı, mallarını indirmek için bekleyen şilepler ile dolu ve medya, bu konuda tek bir haber bile yapmıyor. Kendisine “sebep” diye sorduğumda şunları söyledi Gusan Yediç; “Suni kaoslar yaratarak devletleri sert önlemler almaya mecbur bırakmak ve akabinde de halk hareketleri ile sokakları karıştırmak. Çünkü başka türlü halka YDD`yi güzellikle kabul ettiremeyeceklerini biliyorlar. Avustralya`da şu anda yapılmakta olan da bu. Avustralya hükümeti Nazi Almanyası yöntemleri ile polis kuvvetlerini halkın üstüne saldı. Diğer taraftan da halk hareketlerini destekliyorlar. Kaos olmadan YDD oturtulamaz. Bunu çok iyi biliyorlar, çünkü halk Covid olaylarına insanlar artık sağlık sorunu olarak bakmıyor, despotizmi oturtmak için gerekçe olarak görüyor.” Londra bankerlerinin fonladığı, pandemi paniği üzerinden kurulmak istenilen Küresel Krallık tabilerinin işi bunlar. Bir sonraki adım, suni bir gıda krizi. İngiltere’deki sorun; bazen yaktığın ateş ters rüzgarla sizi yakar!.. Emekli Albay Ersan Ergün; "K.Irak, Suriye ve Libya Petrolü zaten ABD ve Rusya kontrolünde... Bu anlamda da bu ülkelerin petrolünü şileplere koyup açık denizlerde bekletmek bir anlam ifade etmez. Ekonomik anlamda bakacak olursak böyle bir tutumun fayda mahzurları şöyle olabilir: 1. Lojistik gemilerindeki yükleri indirmemek bu firmaları zengin eder müşterilerini zora sokar. 2. Sigorta şirketlerini zora sokar. vs vs. İngiltere’ye yaşatılan sorun, dış müdahale ile değil. Kendi uygulamalarından kaynaklanan bir problem. Yani bazen yaktığın ateş ters rüzgarla sizi yakar. İngiltere, dünya üzerinde en stratejik en uzun ve en etkili plan ve stratejileri hayata geçiren ülkedir. Buna rağmen İngiltere, kendi kurduğu tuzağa düştü. Halkına sunduğu refah düzeyi öyle bir hal aldı ki alt tabakada zor zanaatları ve işleri icra edecek kalmadı” görüşünde. Dünyanın belli başlı lojistik firmaları arasında Alman patentli işletmeler, listede ilk sıralarda yer alıyor. ABD orijinli firmalar da öyle. Buna rağmen Avrupa’yı, sıkboğaz eden bu güç, kimin kontrolünde? Yaklaşan sadece küresel ekonomik kriz mi yoksa tüm dünyayı kasıp kavuracak bir savaş mı? Türk Devletinin kurmayları, umarım gerekli tedbirleri almışlardır, yoksa vay halimize? . Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

OKU, YORUMLA ve PAYLAŞ == dikGAZETE.comhttps://www.dikgazete.com/uluslararasi-enerji-piyasasinin-ekonomik-yapisi-ve-turkiyenin-krizdeki-rolu-makale,3943.html

dikGAZETE.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.