Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Ekonomi konuları
Türkiye’nin ekonomisi iyiye mi gidiyor? (66)
Bankacılık sistemimiz nereye gidiyor? (3)
Vergiler adil mi? Hangi vergiler değişmelidir? (6)
Küçük işletmelerin ve esnafların temel sorunları nelerdir? (3)
Ekonomi ile ilgili diğer konular (156)


Ekonomi - Ekonomi ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer ÖZKAYA - (Ziyaretci) 4.02.2018 20:31:38

Yeni ekonomik dinamikler ve Türkiye (1-2)

Yeni ekonomik dinamikler ve Türkiye
Afrin Harekâtı ile birlikte Türkiye ekonomisi de mercek altında. Bir süredir yerel ekonomik bir yavaşlamadan söz ediliyor. Ancak bunun tespit edildiği noktalara Hükümet isabetli müdahaleler yaparak, ekonominin büyük dalgalanmalara uğramadan istikrarlı bir şekilde seyrini sağlayıp kitlelerin de endişelerini gideriyor. Bir yandan liberalizm ve neo-liberalizmin iflası konuşulur ve küresel bir ekonomik ve finansal kriz beklenirken ve hatta inşa edilirken, Türk ekonomisinin temel makro ekonomik göstergeleri, alarm sistemini tetikleyecek negatif piyasalar üretmiyor.
Liberalizmin ve neo-liberalizmin tapınaklarında bu sistemin iflas ettiğinin deklare edilmesine karşılık tüm ülkelerin ``ne oluyor´´ diye ciddi bir sorgulama sürecine girmemesi oldukça ilginç. Eğer dünyanın hegemonları kullandıkları sistemin işlevini yitirdiğini tespit ve deklare ediyorsa, bir süre sonra yaşanacak olan; küresel bir ekonomik, finansal ve siyasal krizler serisidir. İşte tam da bu esnada cari küresel ekonomik rejimin yıkılmasını sağlayacak Bitcoin ve benzeri sanal paralar tavan yaptı. Sonuçta küresel ve yerel likidite ihtiyacını karşılayacak sanal para arzı gerçekleşmedi. Ve sanal paralar da, -ihtiyaç duyulursa canlandırılmak üzere- sıradan finansal enstrümanlar listesine sessizce ekleniverdi.
Sanal paraların uğradığı şu anki akıbet, neo-liberalizmin iflasının ilan metnine konacak kavramlardan biri olabilirdi. Fakat neo-liberalizmin yıkıcısı olabilecek sanal paralar, tam tersi bir sürece hizmet etti ve liberalizm tartelasına yeni bir renk katılmasına zemin hazırladı. Bundan sonrası radikal+liberalizm veya neo-liberalizm devridir artık. Ya da vahşi kapitalizme ve vahşi hedonizme dönüş ki bunlar da zaten radikal+neoliberalizm demektir. Bunun Türkiye ve diğer ülkelere etkisinin ne olacağını kestirmek için egzersiz yapanlar, yeni krizleri inşa edenler. Fakat dünyadaki yeni iletişim ağları ve klasik ekonomi kanalları, paradokslar üretme konusunda tüm öngörüleri boşa çıkarıcı bir parazitlik yapmaktadır.
Ortadoğu`daki ve bağlı coğrafyalardaki gelişmeler, klasik ekonomi koridorlarını devreye alma yolunda önemli mesafeler katetmektedir. Bu yeni süreçten en kazançlı çıkacak ülkelerden biri de Türkiye olacaktır. Osmanlı hinterlandının Türkiye havzasına akma trendi 1980`lerden itibaren ivme kazanmıştır ve bu ivme devam edecektir.
Her ekonomik kriz, yeni eko-sistemler, yeni eko-kültürler ve eko-refleksler üretmektedir. Ve bunun sonucunda ekonomik sistemler tartelasına yeni renk tonlamaları eklenirken, bunun panzehiri yeni sosyal değerler de toplumsal geçişmeler yolu ile oluşmaktadır. Dolayısıyla ekonomik krizlerin arzulanan sonuçları üretmesi her zaman gerçekleşmemektedir ve hatta kitlelerin krize karşı bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Bu durumda Çinlilerin krizi, fırsat olarak görme ve değerlendirmedeki isabetli analizi de krize karşı kitleleri yeni teknikler, yollar ve enstrümanlar üretmeye sevk edecektir. Türkiye`nin Afrin Harekâtı gibi beka merkezli çıkışları, krizler üretmekten çok fırsatlar da üretebilir.
Yeni ekonomik dinamikler ve Türkiye (2)
Dünya artık tam bir insan vücudu yapısına kavuşmuştur. Dün yerel veya bölgesel krizlerin tüm küreyi etkilemesi için daha uzun bir süre gerekirken bugün artık etkilenme anında tüm dünyada hissedilebilmektedir. Öte yandan her krizin tüm ülkeleri, bireyleri, şirket ve piyasaları olumsuz etkilemediği de artık bilinen bir başka sırdır.
Türk ekonomisi, Türkiye`nin eşsiz jeopolitik konumu gibi eşsiz bir hinterlandın tüm imkânlarından yararlanmaktadır ve tabii aynı zamanda bu konumundan dolayı hedefe konulmaktadır. Bugün Türkiye üretim çeşitliliği ve kriz anlarında birbirbirini besleyebilecek sektörleriyle küresel ekonomik dalgalanmalardan hem en az etkilenecek ülke hem de pozitif etkilenecek bir ülkedir. Bu arada Türkiye`de geçmişte uygulanan birçok ekonomik ve finansal önlemin 2008 ve 2009 krizlerinde diğer ülkelerde kullanıldığını da bilmekte fayda vardır.
Dünya ekonomik sistemi dün bir milyon puzzledan oluşurken bugün yüz milyar parçalı bir puzzledan söz etmekteyiz. İlginçtir ki bu büyüklük, bugünün bilişim teknolojileri ve bilimleri ile 3-5 parçalık ilkel bir oyuncak legoya dönüşmüş durumdadır. Dolayısıyla ekonomik yapıların sahip ve yöneticileri için bu hem ``eşsiz imkânlar´´ ve hem de ``eşsiz tehlikeler´´ evrenini ortaya koymaktadır. Zaten böyle olmasaydı inşa edilen ve beklenen krizler serisini çoktan yaşamış olurduk.
Öte yandan vücuttan hasta ya da sağlıklı bir organı almak ya da vücudu manipüle etmek de artık çok kolay. Ancak küresel ve bölgesel bir aktörü yok etmek ve zayıflatmak ya da tersi bir durum, şimdi imkânsıza yakın bir işleme evrilmektedir. Dün aktörleri yok etmek üzerine kurulu sistemler, dönüşerek, aktörleri kendi istedikleri özelliklerle donatıp kullanmaya doğru ilerlemektedir. Bunun neredeyse tek istisnası Türkiye`dir ve işte bundan dolayı Sayın Erdoğan`ın sık sık dile getirdiği bir bekâ sorunumuz vardır.
Dünya sisteminde hemen her istediklerini yapma yönünde muktedirler olduğu gibi bunlara engel olma vasfına sahip muktedirler de vardır. Türkiye`yi ve adları onunla birlikte zikrolunan ülkeleri oyunun ve hatta tarihin dışına atmak veya kendi istedikleri yapıya dönüştürerek kullanmak üzerine enerji sarf edenlerin; ekonomik, siyasi, askeri, istihbari vs tarihleri tekrar okuyup analiz etmeleri ve ortaya çıkan tablonun avantajlar listesini gözden geçirmeleri gerekmektedir. Şüphesiz robotlar ile mankurtlaştırılmış robotlar aynı değildir. Bu bağlamda içimizden devşirilen bazı topluluklar, başkaları tarafından, bünyeye alınan virüsler şekline sokulabilir.
İşte böylesi öngörülemez bir dünyada jeopolitik, stratejik ve ekonomik yeni atmosferler kurma çalışmaları, yeni ve muazzam riskleri de beraberinde getirmektedir.
Yarın devam edelim.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.