Yüksek moral
Yüksek moral Asgari ücretin 2.020 Lira olması çalışan kesime ilaç gibi geldi. Toplumun tüm kesimleri ekonomik, sosyal, eğitimsel ve kültürel değişim ve gelişmelere uyum sağlamak için takdir edilecek bir performans ortaya koymaktadır, bu çabanın takdir edilmesi elzemdir. Dövizdeki anormal kur hareketliliğinin ekonomik, ticari, mali, sosyal ve sair alanlarda tetiklediği zincirleme moral bozukluğu, hükümetin aldığı önlemler paketi ile önemli ölçüde azalmıştır. Değişen ekonomik ve sosyal yapının en önemli göstergelerinden biri de tarımsal sektördür. İncir ve zeytin hasatları için çalışan kesimin profili gerçekten Türkiye`deki değişimin en çarpıcı örneğini teşkil etmektedir. Şehre göç eden köylüler ve diğer tarımsal üreticiler, otomobillerine binip şimdi zeytin hasadına gitmektedirler. Bundan dört ay önce de aynı üreticiler incir hasadına kentten otomobillerine binerek gidip geliyorlardı. Tarımdaki yüksek teknolojili makinalaşma, genç tarımsal nüfusun ziraî üretimden uzaklaşarak hizmet sektörüne yönelmesine sebep olmaktadır. Bu sebeple köylerde ve kasabalarda tarımsal üretim, orta ve orta yaş üstü anne-babalara kalmıştır. Hem kendilerini hem de kentteki oğullarını ve kızlarını finanse etmek, bu orta ve orta yaş üstü anne babalara kalmıştır. Şu an asgari ücretten sonra önemli bir sorun sahası işte bu köylü ve çiftçilerin kredi ve sair finansal seçeneklerini çeşitlendirmektir. Tarımsal sektörlerde çalışanların kredi notlarındaki olumsuz gelişmeler onların kredi ve finans bulma alanında ciddi sıkıntılar yaşamasına sebep olmaktadır. Asgari ücretin beklentileri önemli oranda karşılamasından sonra, tarımsal sektörlerde çalışan üreticilerin de kredi notlarındaki düşüklüğün sebep olduğu kredi ve finansal darlığa da bir çözüm bulunması durumunda ticaret, reel sektör ve genel olarak ekonomi, yeni bir dinamizm kazanacaktır. Bu da yüksek moralle tekrar ekonomiye katkı olarak geri dönecektir. Çarşıdaki pazardaki moralleri yükseltmek için köydeki, kasabadaki ve hatta kentteki tarımsal üretimde çalışanlara da ek kredi ve finansal imkânlar sağlamak, toplumu demoralize etmeye çalışanlara da iyi bir cevap olacaktır. Türkiye`nin sosyal ve ekonomik gelişimi ve değişimi, tarımsal ve kırsal nüfus kavramını da değiştirmektedir. Artık akşama kadar tarlada, ovada ve dağda çalışan tarımsal nüfus, iş bitimi kente dönmektedir. Tarımdaki yüksek teknolojili makinalaşmanın ürettiği bu kentli tarımsal üreticiler de önemli bir nüfusa tekabül etmektedir. Türkiye`deki değişimi anlamak için köylerdeki, belde ve kasabalardaki otomobil sahiplik oranına bakmak yeterli olabilir. Köylerde önünde otomobil ve traktör olmayan hane bulmak neredeyse imkânsızdır. Bu üretici kitle aynı zamanda kentlerdeki diğer aile efradını besleyerek ya da çeşitli şekillerde onlara katkıda bulunarak özellikle kriz dönemlerinde sosyal bir sigorta işlevi görmektedir. Birçok ekonomik, sosyal, finansal, ticari, siyasi ve sair sarsıntıları kolayca atlamamızı işte bu tarlada, ovada, dağda ve otlaklarda çalışan alnı terli çiftçilere de borçluyuz. Bu kesimin de sorunlarına eğilmek, esnafın, sanayi sitelerinin ve KOBİ`lerin sorunlarına da çözüm bulmak demektir. Hükümetin tarımsal sektöre desteği ise gerçekten önemlidir. Fakat gelinen nokta buradaki konjonktürel sorunlara da el atmayı zaruri kılmaktadır. Alınan tedbirlerle millet yüksek bir morale adım adım ulaşmaktadır. Bu yüksek moralin oluşturduğu sinerji, Türkiye`nin önünü açacaktır. Toplumun tarımsal ve zanaâtkar üretici kesimi, ağaçların kökleri gibi milletin kökünü oluştururlar. Kök desteklenirse koca çınar olmak kolaydır.
|