MANÜPLASYON EKONOMİSİ-KREDİ KONUSUNDA FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK
İnsan odaklı olmayan ,insana değer vermeyen bir ekonomi anlayışı kesinlikle yürümez,yürütülemez.Bazı medya grupları tarafından vatandaşlarımıza dayatılmaya çalışılan,dayatılan neredeyse tamamen yönlendirme amaçlı ekonomi haberlerine bakıyoruz,ülkemiz ekonomik açıdan neredeyse Japonya,Singapur ve İsviçre gibi ülkelerle eşdeğer.Bu yönlendirme haberlere bakıldığında ülkemiz ekonomisinde adeta bayram havası var,üreticiler ve tüketiciler neşeden dört köşe.Ama üreticiler ve tüketiciler olarak içinde bulunduğumuz,yaşadığımız sanal olmayan gerçek ortamda aklı olan,düşünebilen herkesin rahatlıkla idrak edeceği,göreceği gerçek ekonomik durum var.Bu gerçek ekonomik tablo hiç de iç açıcı ve iyi değil.Bu görüntü ülkemiz ekonomisi için kısa ve orta vadede büyük olumsuzluklar içeriyor. Konunun detayları aslında çok büyük.Bugün,burada konunun vahameti açısından sadece vatandaşlarımızın aldığı krediler ve diğer borçlar konusuna değineceğim.Bankaların açıkladığı son rakamlarda,tüketicilerin bankalara olan borçları 100 milyar ytl yi aştı.Kredi kartlarındaki harcama miktarı 2007 ye oranla 2008 yılında(bu zaman hesap alınarak)yüzde 36,3 artış gösterdi.Kredi kartı kullananlarda, mart ayında bir önceki aya göre yüzde 12,5 luk kesim borçlarını ödeyemedi.Aynı şekilde genel olarak kredi kartı boçlarını ödeyemeyenlerin sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 18,2 arttı.2007 yılı ağustos ayında açıklanan banka verilerinde,Banka kredisiyle araba ve ev alanların yüzde 30 u aldıkları kredileri ödeyemez duruma düşmüşlerdi ve bu rakamın ilerideki aylarda artacağı özellikle belirtiliyordu(ama şu anda bunlarla ilgili rakamlar bankalar tarafından hernedense verilmedi) Şimdi gerçekten sormak lazım;ülke ekonomisi geçen yıl yüzde 4,5 büyüdü,enflasyon yüzde 8(güya),işsizlik yüzde 11(güya) peki kredi kartlarında,araba,ev ve tüketici kredilerindeki artarak büyüyen geri dönmeyen krediler,ödenmeyen borçlar nasıl çözümlenecek.Ve 2. esas sorunda global ekonominin ve buna bağlı olarak ekonomimizin sıkıntılı günlere gebe olduğu bir süreçte,likititenin neredeyse ortadan kalktığı piyasalarda,ihtiyaçlar için sürekli borçlanan toplumumuzun bu borçlarını nasıl ödeyeceği.
|