KARADENİZ VE GÜVENLİĞİMİZ.
Büyük Ortadoğu veya son adıyla Genişletilmiş Ortadoğu Projesiyle Ortadoğu`yu kan gölüne çeviren,Kafkaslar ve Balkanları kontrolu altına almaya çalışan ABD; bukadar geniş bir bölgeye hakim olabilmek,bölgeyi kontrol edebilmek için iki noksanının olduğunu fark etmiştir.Bunların ilki İran`ın kontrolu,diğeri ise Türkiye`nin kontroludur.Bu iki büyük ülkeyi Irak gibi işgal edemeyeceğini bilen ABD,iki ülkenin kontrolünde önemli bir stratejik öneme sahip bir iç deniz olan Karadenizi kontrole çalışmaktadır.Karadeniz`in kontrolü aynı zamanda Balkan ülkelerinin,Rusya ve Ukranya dahil Kafkas ülkelerinin kontrolu demektir.
SSCB`nin dağılmasından sonra Dünya hakimiyeti yolunda karşısında büyük bir güç kalmadığını gören ABD.Afganistan` ve Irak!ıişgal ettikten sonra,sözde İran`da taş taş üstünde bırakmamaya hazırlanırken,Karadeniz ve Hazar Havzasını karıştırmaktan geri durmamaktadır.
Dünya`yı kontrol etme mücadelesinde sahip olduğu enerji (petrol,doğalgaz vb.)rezervleri ve bunların ulaştırma yollarını üzerinde
taşıması nedeniyle ABD bu bölgeleri kontrol altına almak istemektedir.
Bunun için Karadeniz`de kıyısı bulunan Bulgaristan,Romanya,Gürcistan ve Ermenistan`da askeri üs elde eden,Ukranya`yı kendi safına çeken ABD,Azerbaycan`ı da yanına almıştır.
Karadeniz ve Hazar havzasını kontrol etme projesi ABD`de 2002 yılında açıklanan Ulusal Güvenlik Stratejisinde yer almaktadır.Bu stratejideki temel amaç,bölgedeki güç dengelerini kendi lehine çevirerek SSCB`nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Karadeniz,Hazar,ve yeni Orta Asya devletlerini kendi tarafına çekerek,bölgede jeopolitik güç olmaya çalışmaktadır.
ABD`nin Karadeniz-Hazar Havzasını ele geçirmek istemesindeki en büyük hedef Dünya hakimiyetine bir adım daha atmaktır.Bilindiği gibi ABD`nin dünya üzerinde giremediği ve nüfuzunu hissettiremediği tek deniz Karadeniz`dir. Karadeniz ve Hazar denizi ile bunların meydana getirdiği bu havza enerji kaynak ve yolları bakımından,ulaşım hatları h yönünden,jeopolitik konumu ve jeostratejik önemi yönünden dünya`nın merkezi durumundadır,
Diğer yandan ABD`nin Ortadoğu ve Avrasya`da uyguladığı stratejinin başarısı da Karadeniz ve Hazar Havzasını kontrole bağlıdır.
SSCB`nin dağılmasıyla meydana gelen boşluğun Rusya`ya bırakılmaması,AB`nin küresel bir güç haline gelmesinin önlenesi,AB-Çin ilişkilerinin kontrol altına alınması da bu havzanın kontrolünü sağlamaktan geçmektedir.
Bu havzayı kontrol altına almak Rusya`yı güneyden,Türkiye ve İran`ı kuzeyden kontrol ve tehdit etmektir.Yine Kafkas-Hazar enerji kaynakları ile yollarını kontrol etmek Karadeniz`de güç olmaya bağlıdır.Karadeniz`de etkin bir rol oynamak isteyen ABD,en önemli etkenlerden biri olan Montrö Sözleşmesini türlü oyunlarla değiştirmeye çalışmaktadır.
ABD,Türkiye ve Rusya`nın mukavemeti ile kendi bayrağı altında Karadeniz`e girememekte,buna karşı NATO ile girmeye çalışırken,Bulgaristan,Romanya,Ukranya ve Gürcistan gibi kıyısı olan ülkeleri kendisine bağlamak için bir yandan SOROS gibi sivil toplum kuruluşlarını kullanırken,diğer yandan bu ülkeleri Rusya`nın siyasi,ekonomik ve askeri etkisinden kurtarma vaatleri ile elde ettiği üslere asker yerleştirerek,havzayı kontrol altına almaya çalışmaktadır.
Bilindiği gibi Karadeniz Montrö Sözleşmesine göre kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin sokulmadığı yegane denizdir.Bu deniz Hazar havzası ile birlikte Rusya`yı sıkıştırması,Türkiye ve İran`ı tehdit etmesi ve en önemlisi Avrasya ve Ortadoğu`ya hükmetmesi yönünden ABD için paha biçilmez bir değerdedir.
ABD,Karadeniz`e savaş gemilerini sokmak için önünde en büyük engelin Montrö Boğazlar Sözleşmesi olduğunu,Bu sözleşmenin fesih edilmesini sağlamak için "Sözleşeyi Fesih Hakkı"bulunan "Montrö`ye Akit Devlet" sıfatı bulunan Romanya`yı ikna etmeye kısaca kandıraya çalışaktadır.
Romanya,Bulgaristan,Gürcistan ve Ukrayna ABD`nin Karadeniz`e girme isteğine menfaatleri icabı sıcak bakarken, Rusya ve Türkiye başlarına gelecek tehlikeleri bildiği için ABD askeri güçlerini Karadeniz`de istememektedir.Hatta Rusya ABD`nin bu girişimlerine karşı,boğazları da kapsayacak bir şekilde Karadeniz-Hazar Denizi doğrultusunda yeni bir askeri yapilanma içerisine girdiği de bilinmektedir.
ABD`nin Romanya,Gürcistan ve Bulgaristan`dan sonra Azerbaycan`ın Apşeron yarımadasına konuşlandırdığı askeri güçleri ile bir yandan bölgedeki güç dengelerini değiştirmeye çalışırken,diğer taraftan bölgede mevcut "Etnik Çatışmaları" hızlandıracak ve "Dondurulmuş İtilafları da alevlendirecek faaliyetlerde bulunmaktadır.
Özetle,ABD; Karadeniz,Kafkaslar ve Hazar Bölgesini kan gölüne çevirecek senaryolarını bölgede sahneye koymaya başlamıştır.ABD`nin Dünyayı Kontrol Etme arzularından kaynaklanan Afganistan,Irak,Lübnan,Filistin vahşetine,bu defa Kafkas vahşeti eklenerek bölge insanlarını ihtiraslarına kurban edecektir.
|
