Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU - (Ziyaretci) 12.05.2017 20:55:38

İFTİRALAR İHANETLER GERÇEKLER ( 21-22)


Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
İFTİRALAR
İHANETLER
GERÇEKLER
( 21 )

`` Ermeni Devrimci Federasyonu (ARF) Bürosu temsilcisi Hrant Markarian Ermenistan`ın yeni anayasasını desteklediklerini, iç istikrarı ve gelişimi sağlamak üzere onun uygulanmasında rol almak istediklerini belirtti&8230;.Kenarda oturamayacaklarını, Cumhurbaşkanı ile işbirliği için bir plan hazırlama konusunda konuştuklarını söyledi&8230;..İktidardaki Cumhuriyet Partisi ile bir koalisyona gidecekler mi sorusuna henüz müzakerelere başlamadıklarını, koalisyonun 2017 seçimlerinden sonra gerçek anlam kazanacağını bildirdi&8230;..Ermenistan Ulusal Meclisi 5 Ocak`ta yarı başkanlıktan parlamenter demokrasiye geçişi öngören anayasal reformu onaylamıştı&8230;&8230;ARF, bağımsızlık kazanıldığından beri bu değişikliği savunmuştu.&8230;.. Yeni sisteme göre mecliste 5 yıllığına seçilmiş 101 milletvekili görev yapacak&8230;..´´
`` DC Toplumu Büyükelçi Tigran Sargsyan`ı uğurluyor´´
`` Arkadaşları ve toplum temsilcileri ayrılan Büyükelçi ve ailesine 14 Ocak günü St. Mary Ermeni kilisesinde bir uğurlama resepsiyonu verdi&8230;.. Sargsyan, Moskova`daki AVRASYA Ekonomik Komisyon Kurulu başkanlığına atandı&8230;.. Sargsyan Washington DC Ermeni toplumuna şartsız destekleri ve geçen Mayıstaki Ermeni sözde soykırımı yüzüncü yıl anmalarındaki yakın işbirliği nedeniyle teşekkür etti&8230;. ABD`ye yeni atanan Ermenistan Büyükelçisi, daha önce Los Angeles Başkonsolosluğu yapmış, şimdiki Meksika Büyükelçisi Grigor Hovhannisyan 1 Şubat`ta yeni görevine başlayacak&8230;.´´
23 OCAK 2016
`` Holokost`ta Polonya`nın hayati rolünü hatırlatma´´ Haber: `` Alman Ordusu 2 nci Dünya Savaşında Polonyayı istila ettiğinde Hitler açıkça ilan etti :`Her şeye rağmen, Ermenilerin yok edilişini bugün kim konuşuyor`&8230;. Şimdi bu söylem önemini kaybetti, pek çok kişi söz konusu söylemi konuşuyor&8230;.. Osmanlı Türklerinin belki bir milyon Ermeniyi öldürdüğü 20 nci yüzyılın sözde ilk soykırımı geçen yıl anıldı&8230;. Türkiye, aynı zamanda katliamlardaki sorumluluğunu kabul etmedi&8230;.. Şimdi Stefan Ihrig`in çarpıcı ve çok okunan kitabı çıktı: &8216;Soykırımı Kanıtlamak: Bismarc`tan Hitler`e Almanya ve Ermeniler`&8230;.. Kudüs Van Leer Enstitüsü`nden Ihrig , sözde toplu katliamların halkın şuuruna sızması için zorla bir asır geçti&8230;.. Uzun süre sır kalmış bir suçtan öte, dedikodular, inkar, sözde soykırım geniş biçimde bilinmekte ve zaman zaman gündeme gelmektedir&8230;. Özellikle Almanya, Türk örneği üzerine kısa zamanda mütecaviz biçimde dayanacaktır&8230;.. Almanya ve Türkiye 1 inci Dünya Savaşında müttefik idiler&8230;. Türkiye`deki Alman diplomatlar sözde sürgün konusunda bilgi sahibi idiler ve bu bilgiyi ülkelerine ulaştırıyorlardı&8230;. Bir Alman misyoner olan Johannes Lepsius &8216;Türkiye`deki Ermeni Halkının Durumuna İlişkin Rapor`adı altında bir kitap yayımladı ve 1916`da 20.000 kopya dağıtıldı&8230;.. Lepsius, Alman Meclisinde parlamenterlere bir konferans vererek &8216;Osmanlı hükümeti dışında hiçbir hükümet Alman hükümeti kadar bu konuda bilgi sahibi olamazlar`demişti.
İlk bakışta, Ihrig`in iddiaları çağ aşımı olarak görülebilir&8230;.Her şeye rağmen 1944`e kadar bir Polonyalı Yahudi olan Raphael Lemkin`in Nazilerin Avrupa`da Yahudilere yaptıklarına ait kitap yazana kadar jenosid kavramı yoktu&8230; O halde, Alman yetkilileri Osmanlı Ermenilerine uygulanan suçlardan haberdardılar ve diğer bir deyişle bu tip suçların soykırım karakteri taşıdığını biliyorlardı&8230;.Ihrig, geriye giderek Alman raporlarının soykırım kelimesinden kaçınıp &8216;halkın öldürülmesi, yok edilmesi`kelimelerini kullandıklarını gösteriyor. Alman yetkililer, Türklerin sözde zulümlerinin Ermeni halkının koordineli yok edilmesinden pek farklı faaliyetler olmadığını kabul ediyorlar&8230; Eski Osmanlı Sadrazamı ve zulümlerin esas planlayıcısı Talat Paşa 15 Mart 1921 &8216;de Berlin`de kalabalık bir caddede Soghomon Tehlirian adlı bir Ermeni öğrenci tarafından silahla vurularak öldürüldü.
Polis tarafından yakalanan Tehlirian Berlindeki duruşmada öldürdüğünü kabul etti, ancak, suçlu olmadığını, öldürdüm ama o bir katildi diyerek savunma yaptı. Davada Osmanlı İmparatorluğu ve kurban Talat Paşa muhakeme ediliyorlardı. Kısa muhakeme, (mahkeme) sonunda şaşırtıcı biçimde Tehlirian`ın beraati ile sonuçlandı&8230; Tehlirian`ın durşması Almanya`da büyük bir tartışmaya yol açtı: Zulüm yapıldığına dair raporların doğru olup olmadığı önemli değil, önemli olan zulümlerin gerekçelendirilmesi idi. Alman gazetelerinin özellikle politik sağdakiler, Ermenilere karşı yer aldılar. Bu, ulusalcı yayın organlarının bir müttefiki savunmaları biriydi. Bu düşünceler içinde Alman tarihi yazıldı : &8216;Ölümler savaş zamanı meydana geldi ve Ermeniler Türkleri büyük çapta provoke ettiler, 5 inci kol Türkleri sabote etti.
VE HALENDE EDİYORLAR.
Avrupalı bir ulusun kendisini Müslüman çoğunluklu bir ülke ile Hristiyan azınlığa karşı ittifak yapması eşi olmayan bir durumdu. Ihrig, Alman anti- Semitizmi ile anti &8211; Ermeni klişeleşmiş buluşmasını açıkça meydana koyuyor&8230;.Bu iki gurup Sami Kuzenleri olarak algılanıyor. Ihrig, Ermeni sözde soykırımı ile Holokost arasında tam bir bağlantı yapmaktan genel olarak kaçınıyor. Sonuçta; &8216;Naziler, Genç Türklerin basit taklitçisi değillerdi. Fakat, çağdaş bir ülkenin yapabileceği gibi Türkiye de hoş karşılanmayan bir azınlığın maruz kaldığı sorunları çözebilirdi` diyor&8230;..´´
Armen Press `` Ermeni sözde soykırımına ithafen Reims Belediyesinde sempozyum yapılacak´´
Haberin `` Ermeni sözde soykırımına ithafen Paris`li tarihçi Claire Mouradian`ın girişimi ile 25 Ocak`ta Reims Belediyesinde sempozyum yapıtı. Sempozyumun başlığı &8216;Geçmiş, şimdi, gelecek`&8230;. Claire Mouradian, 19 &8211; 20 nci yüz yıllar Ermenistan ve Kafkasların sosyal ve politik tarihinde uzman&8230;.. Sovyet öncesi, Sovyet Ermenistanı ve sözde soykrım konusunda pek çok eseri bulunmakta ve tamamen hayal ürünü ile aldatmayı seçmiştir.´´
Armenianweekly ARS Gençlik NYU`ne Bohjalian, Zaman ve Ozbenian`ın yer alacağı &8216;Kültürel Direnç ve Bilinçli Aktivizm`in keşfini sağlayacak diye hayal kurdular.
Ermeni Yardım Derneği Gençlik Bağlantı Programı 11 &8211; 12 Mart`ta New York Üniversitesinde yapılarak &8216;Kültürel Direnç ve Bilinçli Aktivizm`konusunda sunuşlar ve tartışmalar yapıldı. Konuşmacılar arasında Chris Bohjalian, Türk gazeteci Amberin Zaman ve çevre aktivisti Serda Ozbenian da yer alıyordu. Chris Bohjalian çoğu New YorkTimes`ın en çok satan kitab olmak üzere 18 kitabın yazarıdır. Amberin Zaman, Washington Post`ta geniş çapta Türk politikası, Kürtler, Ermeni &8211; Türk ilişkileri konusunda yazdı. Serda Ozbenian 11 yıllık tecrübesi olan çevre ve sosyal konularda çalışan bir araştırmacı geçiniyordu.
Ermeni Eğitim Vakfı 65 inci yıl dönümünü kutluyor´´

( 22 )
Ermeni Eğitim Vakfı (AEF) 31 Ock 2016`da 65 inci yıl dönümünü Beverly Hills`de kutladı&8230;1950 Yılında Kaliforniya Ermenileri tarafından Ermeni öğrencilerini ve Ermeni eğitim kurumlarını geliştirmek ve desteklemek üzere kuruldu. 1950 ve 1960 yıllarda Orta Doğudaki Ermeni okullarını desteklemeye başlamış olup desteklemeye hala devam etmektedir. 1970 ve 80`li yıllarda ABD`deki Ermeni okullarını, Ermenistan`ın bağımsızlığını kazanmasını müteakip Ermenistan ve Karabağ`daki okulları ve eğitim kurumlarını da desteklemeye başladı. AEF, 185 okulun onarımını yapmış, bilgisayar temin etmiş, binlerce öğrenciye eğitim malzemesi ve finansal yardımda bulunmuş, yüzlerce üniversite öğrencisine 4 yıllık burs sağlamıştır&8230; 65 Yıllık başarılarını kutlamak üzere AEF 31Ocak`ta Gala Banketi düzenleyecek&8230; Gala, Beverly Hills Hotel`de yalnız başarıları kutlamak için değil, aynı zamanda, yıllarca AEF`i desteklemiş iki kişinin de ( Mr. Ralph Tufenkian ve Mr. Hacop Baghdassarian) onurlandırılması için yapılacak ve madalya ile ödüllendirilecekler&8230;Bu kişiler AEF dışında Ermeni kermes ve kuruluşlarını da desteklemişlerdir. ( Bizdeki FETÖ` NÜN BİR BAŞKA VERSİYONU) Gala`da Profesör Richard Hovanissian da konuşma yapacak&8230;. Diaspora Ermenileri ve Ermenistan için burs ve yardım sağlamak üzere AEF`in kontrolunda 12 bağış fonu bulunmaktadır. Okul onarımları 1988 depreminden sonra deprem bölgesi için başlatıldı&8230;.Daha sonra sınır köylerineki okullar onarıldı&8230;. AEF, bugüne kadar okul onarımları için 4,4 milyon dolar harcandı&8230;..´´
Armen Press HABERİ ŞÖYLE GEÇTİ `` İstanbul &8211; Ermeni Entelektüeli kapalı cezaevine konuldu´´
`` 24 Eylül 2015`te Sultanhisar Açık Cezaevine konulmuş olan İstanbul Ermenisi ünlü dilbilimci Sevan Nişanyan tekrar kapalı cezaevine konuldu&8230;. Nişanyan`ın avukatı bu değişikliğin nedenini bilmediklerini, Pazar günü kendisini ziyaretinde öğreneceğini bildirdi&8230;. Nişanyan, 11 Ocak 2014`te inşaat ihlali nedeniyle 11 yıl hapis cezası almıştı&8230;.Fakat, medyanın iddiasına göre hükümeti tenkit ettiğinden cezalandırıldı&8230;.Türkiye`de devamlı olarak Ermeni sözde soykırımını gündeme getirmekteydi&8230;.´´
Times.am`deki haberin başlığı : `` Amal Clooney Türki ülkelere karşı kan davası gütmekle itham ediliyor´´du
``Guardian`a göre, Amal Clooney Britanyalı insan hakları avukatı, cezaevindeki Azeri gazeteci Khadija Ismayilova davasını üstlenmek sureti ile Azerbaycan`ı öfkelendirmekle suçlandı. 39 Yaşındaki Ismayilova Aralık 2014`te birlikte çalıştığı kişiyi intihara teşvik suçu ile tutuklandı&8230;..Dava düşmesine rağmen tutukluluğu devam etti. Haqqin.az Azeri haber ajansı, Amal Clooney`in etnik Ermeni olduğunu ve AİHM`de Ermeni çıkarlarını temsil ettiğini bildirdi&8230;.Avrupa mahkemesi kurallarına göre, dava, AİHM`den önce Azerbaycan Yüksek Mahkemesine gitmelidir&8230;. Amal Clooney 2015 &8216;deki Türk politikacı davasını kaybetmişti&8230;
24 OCAK 2016
`` Devlet Bakanı : Ermeni sözde soykırımını inkarın cezalandırılması görüşmeleri Fransa`da devam ediyor´´
Gelilşmeden ve Frankofon konularından sorumlu Devlet Bakanı Annick Girardin Erivandaki Tsitsernakaberd Anıtını ziyaret etti&8230;. Bayan Girardin anıta çelenk koyarak sözde soykırım kurbanları onuruna saygı duruşunda bulundu&8230;.. Daha sonra Sözde soykırım Enstitüsü &8211; Müzesini gezerek sözde soykırım tarihi konusunda bilgi aldı&8230;.Girardin, basın mensuplarının sorusu üzerine: &8216;Burada gördüklerimden ve duyduklarımdan şoke oldum. Fransa`dan bir mesaj getirdim: Fransa, dost Ermenistan ile omuz omuza. Ülkemiz Ermenistan`ı destekledi ve arka çıktı, bu tutumunu devam ettirecek. Sözde soykırımın inkarına ceza verilmesi ile ilgili olarak görüşmeler duvarların ötesinde Meclis ve Senatoda devam etmektedir. Fransa sözde soykırımı tanımıştır. Cumhurbaşkanı Hollande, yüzüncü yılı anma etkinliklerine Erivana`a iki defa gelerek katılmıştır. Fransa, Ermenistan`ın ekonomi, turizm ve eğitim konularını geliştirmeyi görev addeder`&8230;..´´ diyordu.
`` Ermeni sözde soykırımı Holokost`u nasıl şekillendirdi´´
Sürgündeki Alman Sosyal Demokratlar &8216;Almanya Raporları`başlıklı raporlar ile devamlı olarak Alamanya`daki durumu bildiriyorlardı&8230;Şubat 1939`da şu şekilde ikaz ediyorlardı: &8216;Almanya`da bir azınlık şiddetli katliam vasıtaları, inanılmaz derecede büyük acı, yağmalama, saldırı ve kıtlık yoluyla durdurulmaz biçimde yok ediliyor&8230;.Türkiye`de Ermenilere yapılanlar şimdi Yahudilere karşı daha yavaş ve daha sistemli biçimde uygulanıyor . Aynı zamanda meşhur Alman &8211; Yahudi yazar Franz Werfel`in 1932 &8211; 1933 yıllarında yazdığı Ermeni sözde soykırımı ile ilgili &8216;Musa Dağında Kırk Gün`de gösterilebilir&8230;. 20 nci Yüzylın iki büyük soykırımını birbirine bağlamak için açık bazı şeyler vardır&8230;.. Ancak, yüzüncü yılında sözde Ermeni soykırımı 20 nci yüzyıl şiddet tarihinin kenarında kalmış bir konudur. Konu, sanki Ermeni diasporası için partizanca ve bazıları için müphem bir olaydır&8230;.Fakat, sözde Ermeni soykırımı insanlığın en karanlık yüzyılına ait tarihin bir parçasıdır&8230; Her ne kadar tarih kitapları iki soykırım için yer ve zaman açısından büyük fark nedeniyle ayrı olaylardır derse de şüphesiz Holokost`un ön tarhinin önemli bir parçasıdır&8230;. Ermeni sözde soykırımı gerçekliği üzerindeki şüpheli ve mutasavver uyuşmazlık veya daha doğru olarak Türkiye`nin tanımama kampanyası, bu iki soykırım arasındaki büyük fark (zaman ve yer) onları ayrıştırıyor anlayışına katkıda bulunuyor&8230;.Esasında Hitler`e atfedilen &8216;Her şeye rağmen bugün Ermenilerin yok edildiğini kim konuşuyor?`sözü somut örnektir&8230;Bazıları için Hitler`in bunu söylemiş olduğu açık değil. Ermeni sözde soykırımı ile Holokost arasındaki ilişki tarihin iki döneminde açıkça bellidir.
Birincisi, Almanya`da, harpteki müttefiki Osmanlı İmparatorluğunun Ermenileri yok ettiğine dair 1920 başlarındaki tartışmalardır&8230;.İkincisi, Naziler iktidara gelince etnik temizlik sonrasına bakıp Türkiye`yi rol model olarak almalarıdır&8230;..Bütün bunları anlamak için Almanya`nın tarihine bakmak lazım&8230;.. Bismarck zamanından beri Almanya, Ermeniler gündeme gelince Osmanlının Avrupadaki kalkanı olmuştu&8230;. 1890`lardaki Hamidiye Alaylarının onbinlerce Ermeniye karşı yaptığı sözde katliamlar Almanya için bir problem, ancak aynı zamanda da Osmanlılara sevimli görünmek için (ekonomi v.b) de bir fırsattı&8230;.1 inci Dünya Savaşında Almanya yine Osmalının resmen müttefiki idi, Ermeniler söz konusu olduğunda yine kalkan görevi yapıyordu&8230;.Ancak, bu sefer şiddet çok yüksek boyutlara ulaşmıştı&8230;.1919 Yazında Alman Dışişleri, Ermeni sözde soykırımı ile ilgili olarak iç yazışmalarını yayımladı&8230;.. Almanya kendisini temize çıkarmak istiyordu&8230;..´´
Gatestoneinstitute `` Türkiye : Hristiyan sığınmacılar, korku içinde yaşıyorlar´´ diye yazıyordu..
``Dindar bir çok Müslüman`ın gözünde tolerans tek yönlü bir cadde gibi görünüyor&8230;.İslam ile dünyanın geri kalanı asimetri ile belirleniyor&8230;.. Müslümanlar kafirlerin topraklarında her türlü hürriyet ve ayrıcalıktan yararlanıyor, ancak, gayri Müslümlere, Müslüman hükümetlerin yönettiği ülkelerde aynı hak ve ayrıcalıklar verilmiyor&8230;. Hürriyet Daily`ye göre, Suriye ve Irak`tan kaçarak Türkiye`ye sığınan yaklaşık 45.000 Ermeni ve Süryani küçük Anadolu şehirlerine yarleştiler ve dini hüviyetlerini gizlemeye zorlanıyorlar..&8230;. IŞİD Irak ve Suriye`deki şehirleri istila edince Hristiyanlar ve Yezidiler bu gurubun ana hedefi oldular ve Müslümanların ellerinde ikinci bir soykırımla yüz yüze kaldılar&8230; Kendilerine baskı yapıldığı için Irak`tan kaçarak Türkiye`ye sığınan Anonis Alis Salciyan, Hürriyet Gazetesine kendilerini Müslüman gibi gösterdiklerini, çocuklarının Türkçe bilmedikleri için okula gidemediklerini, Avrupa`daki akrabalarının yardımları ile hayatlarını devam ettirdiklerini söyledi&8230;.Hristiyan sığınmacıların kötü olan durumlarını daha trajik yapan husus, bunların atalarının Osmanlı yetkilileri ve bölgedeki Müslümanlar tarafından 100 yıl önce 1915 Ermeni / Süryani sözde soykırımları olarak bilinen eylemler sonucu Anadolu`dan sürülmüş olmalarıdır&8230;İslam cihat orduları 7 nci yüz yıldan başlamak üzere Orta Doğu ve Kuzey Afrika`yı istila etmeye başladılar&8230;..O bölgelerdeki gayri Müslüm yerli halk güvenlik ve dini özgürlüğün ne olduğunu unuttular&8230;..Şimdi çoğunluğu Müslüman olan her ülkede cihatçıların gayri Müslümlere karşı boyun eğdirme, tecavüz, esaret ve katliam hikayeleri söyleniyor. Hristiyanlığın ilk günlerinden beri Suriye`de Hristiyanlar yaşadı, şimdi IŞİD akınlarından sonra hayatlarını kurtarmak üzere kaçıyorlar. Türkiye`deki Hristiyan sığınmacıların çoğunun geldiği Irak`ta İslamlaştırma kampanyası hüküm sürmektedir&8230;. 21 inci Yüzyılda Türkiye`deki Hristiyanlar korku içinde yaşıyorlar. Türkiye dahil, Müslüman ülkelerin çoğunda gayri Müslümler devamlı olarak aşağılanmakta, tehdit edilmekte, hatta katledilmektedirler ve devlet otoriteleri dahil Müslümanların çoğu bu duruma aldırmamaktadırlar. Maalesef, Müslüman ülkelerde Hristiyanlara nefret adet haline gelmiştir. Eğer uygar ülkeler onlara yardım etmezlerse Hristiyanların çektiği eziyet ve katledilmeleri devam edecek, sonuçta Orta Doğuda silinip gidecekler.
5 nolu sayfaya bundan sonrası kayıt edildi.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.