Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Security.İŞNET - (Ziyaretci) 30.08.2016 12:44:05

ABD`nin Büyük Türkiye korkusu

ABD`nin Büyük Türkiye korkusu

"Özel Büro (Dig.Security.İŞNET)" digi.security@isnet.net.tr: Aug 29 11:55PM +0300

Pennsylvania sınırları içerisinde bulunan ABD Ordusu Savaş Koleji`ne bağlı
Stratejik Araştırmalar Merkezi en büyük resmi düşünce kuruluşlarından birisi
olarak biliniyor. Gülen`in Saylorsburg`daki malikânesine sadece 130 mil
uzaklıkta yer alan merkez, ABD`nin askeri alandaki stratejisini belirliyor.
Gerçek Hayat yeni sayısında "Türkiye`nin Yeni Bölgesel Güvenlik Rolü / ABD
için İçerdiği Anlamlar" kitabıyla şu an içinde yaşadığımız günlere, 15
Temmuz sürecine ve gelecekte yaşanması muhtemel hadiselere ilişkin ABD
perspektifini gözler önüne sererken son derece çarpıcı analizler içeriyor.

Türkiye`nin Yeni Bölgesel Güvenlik Rolü / ABD için İçerdiği Anlamlar kitabı
darbe girişimine ilişkin çarpıcı ayrıntılar barındırıyor.

Suriye krizi, ABD ile güvenlik ilişkilerinin değerini Türkiye açısından
vurguladığı gibi aynı zamanda temel konularda iki ülke arasındaki derin
ihtilafları ortaya sermiştir. Kimisi halen gömülü kalsa da bu ihtilaflar
önümüzdeki yıllarda çok çabuk gün yüzüne çıkabilir.

Douglas C. Lovelace / Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Müdürü

Düşünce kuruluşları, adı üzerinde düşünce ve vizyon üreten kuruluşlardır.
İngilizce karşılığı olan "think tank" deyimi varlığını soğuk savaş yıllarına
borçlu olsa da bugün faaliyet gösteren birçok düşünce kuruluşunun geçmişi
çok daha eskilere gider. Kısa adıyla RUSI olarak bilinen The Royal United
Services Institute for Defence and Security Studies / Savunma ve Güvenlik
Araştırmaları için Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü 1831 yılında
Londra`da kurulmuştur. ABD`de faaliyete geçen ilk düşünce kuruluşu ise 1910
yılında start alan Carnegie Endowment for International Peace / Uluslararası
Barış için Carnegie Vakfı`dır. Brookings Enstitüsü`nün kuruluş yılı ise
1916`dır. 2013 yılı itibariyle ABD`nin 21 lider düşünce kuruluşunun aldığı
toplam bağış miktarı 1 milyar doları bulmuştur. Dikkate değer bir konu ise
bugün sayıları 4500`ü aşan düşünce kuruluşlarının üçte ikisinin 1970
sonrası, yarısından fazlasının da 1980 sonrası faaliyete geçmiş olmasıdır.

ABD`de doğrudan hükümete ait düşünce kuruluşları içerisinde Birleşik
Devletler Ordusu Savaş Koleji`ne bağlı olarak hizmet veren Stratejik
Araştırmalar Enstitüsü ilk akla gelen kurumlar içerisindedir. ABD`nin
güvenlik politikaları açısından stratejik önceliklerini belirleme, bugün ve
gelecekteki tehdit-fırsat unsurlarını değerlendirme, mevcut ve muhtemel
gelişmeler üzerine öngörülerde bulunma, vizyon önerme gibi son derece hayati
fonksiyonlar üstlenen kurum zaman zaman Türkiye hakkında da çeşitli
çalışmalar yapmaktadır.

2014 yılı Eylül`ünde Stratejik Araştırmalar Enstitüsü tarafından yayınlanan
Richard Weitz imzalı "Turkey`s New Regional Security Role: Implications for
the United States / Türkiye`nin Yeni Bölgesel Güvenlik Rolü / ABD için
İçerdiği Anlamlar" adlı çalışma, şu an içinde yaşadığımız günlere, 15 Temmuz
sürecine ve gelecekte yaşanması muhtemel hadiselere ilişkin ABD
perspektifini gözler önüne sermekte ve son derece çarpıcı analizler
içermektedir.

ABD askeri darbeleri her zaman destekler

Weitz, öncelikle AK Parti`nin tehlikeli bir şekilde küresel aktöre dönüşen
bir Türkiye meydana getirdiğini ifade ederek sözlerine başlamaktadır.

"Geçen on yıl boyunca Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimindeki Türkiye,
dinamik diplomasisi, güçlenen ekonomisi ve komşu ülkelerdeki güvenlik
boşluğunu aktif dış politika hamlesiyle doldurma başarısıyla gittikçe öne
çıkan bir küresel bir aktöre dönüşmüştür."

Daha sonra sözü AK Parti öncesinde ülkeyi avucunda tutan ABD yanlısı orduya
getirerek bir anlamda hayıflanmaktadır.

"Daha önceki dominant güvenlik aktörü ve geleneksel bir güç olarak ABD ile
yakın ilişkiler kurmayı tercih eden Türk ordusu zayıflamış, etkisini
yitirmiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi Türk Silahlı Kuvvetleri`nin politik
nüfuzunu kırmada ülkenin AB`ye üyelik çabalarını sömürmeyi başarmıştır."

Türk ordusu üzerinde ABD nüfuzunun kırılmaya başlaması, Türkiye üzerindeki
ABD nüfuzunun kırılmasını da beraberinde getirmiştir. ABD için önemli olan
ülke içerisinde nüfuzunun devamıdır. Dolayısıyla ordunun yaptığı darbelerin
meşru sınırları çiğneyerek demokrasiyi ayaklar altına alması önemli
değildir. Önemli olan "başarılı" bir darbeyle Türkiye üzerindeki nüfuzun
garantiye alınmasıdır.

"Silahlı Kuvvetlerin Türkiye içerisinde azalan nüfuzu, ABD`nin Türkiye
üzerindeki etkisini azaltmış olabilir. 2002`deki Adalet ve Kalkınma Partisi
dönemi öncesi, ordu Türk politikasında baskın bir güç unsuruydu, seküler ve
Batı uyumlu bir ülke profilinin destekçisiydi. Türk Genelkurmayı gücünü
1960, 1971, 1980 ve 1997 darbelerinde denerken çok da meşru sınırlar
içerisinde değildi ama başarılıydı."

15 Temmuz darbe teşebbüsünde ABD`nin herhangi bir dahli bulunmadığını hatta
teşebbüs hakkında önceden haberleri dahi olmadığını belirten Joe Biden`a
ziyareti esnasında bu satırları hatırlatmak gerekirdi.

PYD Koridoru konusunda yalanlar

Türkiye`nin Cerablus hamlesi karşısında geri adım atarak PYD`ye "Fırat`ın
doğusuna çekil" talimatı veren ABD, bir zamanlar Fırat`ın ne doğusunda ne de
batısında, Suriye`nin herhangi bir parçasında oluşacak PYD bölgesine
kendisinin de karşı olduğu yalanını söylemekten geri durmuyordu.

"Erdoğan`ın "Terörist organizasyonların Suriye`de Türkiye karşıtı bir
tehdite dönüşmesine izin vermeyeceğiz. PKK`nın PYD ile işbirliğine müsamaha
göstermemiz mümkün değildir" şeklindeki uyarısı, Suriye`de bir Kürt özerk
bölgesinin bölgede ters tepkiler yaratacağı noktasında ABD yetkililerini de
kaygılandırmaktadır. Yetkili bir ağızdan verilen şu demeç aynı kaygının bir
göstergesidir. "Aynı açıklıkta ifade ederiz ki Suriye`nin geleceğinde özerk
bir Kürt bölgesi veya toprağı görmüyoruz. Biz, üniter yapısını korumuş bir
Suriye görmek istiyoruz."

ABD Esed`in gitmesini hiç istemedi

ABD, Suriye krizinde başından beri Esed`in kalması taraftarıydı. PYD
koridoru konusunda söylenen yalanların bir benzeri de Esed konusunda
defalarca söylendi. Türkiye, Esed karşıtlığı söylemini kullanan ABD ve diğer
Batı ülkelerince Suriye konusunda sürekli aldatıldı, açığa düşürüldü. Weitz,
bu gerçeği 2014 yılı Eylül`ünde şu sözlerle dile getirmişti.

"Esed`in gitmesi ABD için hayati önemde bir konu değildir. Washington
yıllarca Esed hanedanı ile birlikte yaşadı ve yine buna devam edebilir.
Evet, Esed`in gidişi belki İran`ın Ortadoğu`daki nüfuzunu zayıflatabilir.
Ancak böyle bir durum, ne nükleer silah konusunda İran`ı caydırabilir ne de
muhtemel bir Arap-İsrail barışını daha da kolaylaştırır. Ve en kötüsü, böyle
bir durum, Şam`da Taliban benzeri bir rejime yol açar, El Kaide bağlantılı
savaşçıları daha da cesaretlendirir ve komşu ülkelere sarkmalarına yol
açar."

Gezi, 17-25 Aralık ve FETÖ

Gezi eylemleriyle başlayıp 17-25 Aralık teşebbüsleriyle devam eden
Türkiye`yi alaşağı etme sürecinin ABD ve FETÖ bağlantılarına bir de ABD
Ordusu Savaş Koleji`nin Stratejik Araştırmalar Enstitüsü gözüyle bakalım.

"Protestocuların başlıca itirazları Erdoğan`ın liderlik tarzına idi. Onu,
despotça ve kendi partisinden olmayanların endişelerine duyarsız
buluyorlardı. Aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi`nin İslamcı
politikalarından kaygı duyuyorlardı. Laikliğin zayıflatılması, ifade
özgürlüğünün sınırlanması ve alkollü içkilerin satışına sınırlama
getirilmesi gibi.

Erdoğan, skandallardan Hizmet Hareketi`ni, Yahudileri ve yabancı güçleri
suçlu buluyor ve güvenlik güçlerine savaş açıyordu. Yolsuzluk, protestolar
ve baskı mekanizması, özellikle Batıda, Erdoğan`ın uluslararası imajına
büyük zarar verdi.

17 Aralık akşamı AB elçilerinin bulunduğu yemekte "Bir imparatorluğun
çöküşü" yorumunu yapan ABD elçisi Ricciardone Erdoğan tarafından kendisine
komplo düzenlemekle suçlandı. Erdoğan yanlısı basın, Ricciardone`yi
Yahudiler-Hizmet Hareketi ortak yapımı bir komplonun içinde olmakla suçladı.

Erdoğan "devlet içinde devlet" kuran Pennsylvannia`daki Gülen`in geri
verilmesini isterken ABD büyükelçisi Ricciardone`nin de ülkeden alınmasını
seslendiriyordu. Obama ilk kez Erdoğan`a çıkıştı ve böyle demeçlerin
ABD-Türkiye ilişkilerini tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. Dışişleri
sözcüsü Jen Psaki ise

"Ülkede meydana gelen bazı olaylar karşısında endişelerimizi ifade ettik,
gerek açıktan gerekse ikili görüşmelerde bu tavrımızı sürdüreceğiz"
diyordu."

Yükselen Türkiye engellenmeli

2025 ve 2030 yıllarına ait iki raporda Türkiye`nin yükselişini gören ABD, bu
yükselişin nasıl engelleneceğine dair Weitz kanalıyla kendi görüşünü ortaya
koyuyor.

"ABD Ulusal İstihbarat Konseyi birkaç yılda bir dünyanın gelecek yirmi yılda
nasıl dönüşeceğine ilişkin çalışmalar yayınlar. 2008 yılında yayınlanan
Küresel Trendler 2025 adlı çalışma Türkiye`nin uluslararası sistem
içerisindeki gelişen rolüne dikkat çekmektedir. Bu çalışmaya göre
gelecekteki Türkiye, Ortadoğu`daki hızla modernleşen diğer ülkelere model
olacak şekilde İslamcı ve milliyetçi karakterleri harman eder görünmektedir.
Küresel Trendler 2030 çalışmasında ise Türkiye, Goldman Sachs tarafından
"Geleceğin 11`i" olarak nitelenen Kolombiya, Mısır, İran, Meksika ve Güney
Afrika gibi küresel güç odağı haline gelecek ülkeler grubunda
gösterilmektedir. Eğer Türkiye uluslararası ajandasında batağa saplanırsa ve
genç bir Kürt nüfus barındıran demografisini dikkate almayı ihmal ederse
parlak gözüken geleceği hayli sönük bir hale gelebilir."

Aba altından sopa

Weitz, ABD ve NATO`dan bağımsız hamleler yapması durumunda Türkiye`nin
rahatlıkla gözden çıkarılacağı tehdidini savurmaktan kaçınmıyor.

"Türkiye, NATO müttefiklerine danışmaksızın Çin ile askeri tatbikatlar
yapmak gibi stratejik sürprizler yapmaktan kaçınmalıdır. Gelecekteki
hadiseler, Erdoğan karşıtı yaklaşımların lehine dengeyi bozabilir. ABD ve
NATO`nun Afganistan`dan çekilişi, Türkiye`nin oradaki önemini azaltabilir.
Keza ABD-İran yakınlaşması devam ederse, bu durum Washington`un Türkiye`yi
ABD politikalarıyla uyumlu görme endişesini azaltacaktır. Müslüman Kardeşler
Teşkilatı`nın Arap dünyasında kan kaybetmeye devam etmesi, Mısır ve diğer
Arap ülkeleri nezdinde bir Washington partneri olarak Türkiye`nin değerini
düşürmektedir. Ortadoğu coğrafyasında ABD`nin rolündeki azalma Türkiye`nin
hamle yeteneğini de kısıtlayacak ve bölgede ABD yanlısı politikaları
desteklemesini beraberinde getirecektir. İstikrarsızlık ortamından ürken
yabancı yatırımcının kaçmasıyla yavaşlayacak bir ekonomi, ABD
diplomatlarının işaret ettiği gibi, Ankara`nın Washington`daki etki alanını
daraltacaktır."

Richard Weitz kimdir?

Hudson Enstitüsü Politik-Askeri Analiz Merkezi direktörü. Aynı zamanda
Wikistrat ve Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi gibi kurumlarda da
uzmanlık-danışmanlık hizmeti veriyor. Bir dönem ABD Savunma Bakanlığı`nda
çalışmış. Uzmanlık alanları, Avrupa, Avrasya, Uzakdoğu ve ABD dış politikası
ile savunma stratejileri.

Künye

Kitap Adı:

Turkey`s New Regional Security Role: Implications for the United States

Yazarı:

Richard Weitz

Yayınevi:

The Strategic Studies Institute and U.S. Army War College Press

Yayın Tarihi:

Eylül 2014

Yayın Yeri:

Carlisle, Pennsylvania

Sayfa Adedi:

193

[status publish]

[geotag on]

[publicize off|twitter|facebook]

[category güvenlik]


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.