Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 26.05.2015 23:42:59

DÜNYADAN GİZLENEN TÜRK KATLİAMI -1-

DÜNYADAN GİZLENEN TÜRK KATLİAMI -1-

(1)
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
``DÜNYADAN GİZLENEN
TÜRK KATLİAMI´´
İslam düşmanı milletlerin Türk ve Müslüman alemine uyguladıkları yok etme projesindeki işkence koridorlarında tüm alçaklıklar, ,arkadan vurmalar, yedikleri tas`a yapmalar şerefsizliğin her türlüsü tarihe yanlış ve yalanlarla geçildi. Yalan, yanlış ve eksikte olsa insanlığın utanması gereken bazı olaylar yazıldı çizildi.. Ermeni komitacılar hunharca Türk neslini, kadınlarını, çocuklarını yok etmeselerdi, Eğer o çocuklar kadınlar öldürülmeseydi dünyadaki Türk nufusu orantılı olarak artacak ve TÜRKİYE`nin nüfusu bu günün iki katına çıkacaktı. 1915 te yaklaşık 14 milyondu. 1.173.422 olan Ermeni nüfüsü vardı ve iddia edilen 1.500.000 Ermeni öldürüldü diye yalan söylüyorlardı. Halbuki o kadar Ermeni Türkiyede yoktu. Olmayan insan nasıl öldürülebilirdi? Toplam Ermeni sayısı zaten 1.173.422 idi. Yalan ve iftira burdada ortaya çıkmaktadır. Türkiye nüfusu günümüzde 78. milyon oldu. 1915 ten 2015 e tam yüz yılda Türkiyenin nüfusu bugün yaklaşık, 130-135 milyon civarında olacaktı. SOYKIRIM TÜRKLERE YAPILDI´´ Yani bir ülke nüfusu yok edildi. Bu gerçekler Türkiyeden ve İnsanlarından hep saklandı. Kafası taşlarla ezilerek çok küçük yaşlarda öldürülen Türk çocuklarının tüyler ürperten gerçeklerinin bilinmeyenlerini Türkiye bu satırlardan okuyor. Bu alçakça vahşetler Türk aleminde şok etksi yapacak.
PAPA İLE ALDATILAN DÜNYAYA SORUYORUM?
Türk evlatları sadece Türk oldukları için tekmelerle dövüp işkenceler edildi. Ve Öldürüldü sonrada cesetleri yakılarak imha edildi. Bunları yapan Ermenilerdi bunları nasıl unutturdular?
Yaklaşık 150 bin çocuk katlettiler, kaya parçaları ile başlarını ezip anne karnındakileri süngülerle karınlar deşilerek ana karnında hunharca öldürüldü... Hatta ölen çocuğa, işkenceye devam edip kadınları yerlere yatırıp toplu halde karınlarını tekmeleyerek süngüler saplayarak öldürmüşlerdi... Türküm demeye korkanlar vardı. Türk Milliyetçiliği, Allah`ını Vatanını ve milletini sevmektir...
Yıllardır gaflet çukurunda uyutulan Türkiye`nin her saniyesi "İHANET YÜKLÜ SİYASET" le geçmektedir" Uyan artık, Türkiye... Vatanı olmayan esirdir, Vatanını, milletini sevmek de imandandır. Bugün Türkmeneli, ve tüm Türk Cumhuriyetleri bir vahşet altında inim inim inlemektedir. Bugün Türk cumhuriyetlerinde olan oyunlar Yarın Türkiye`ye sıçradığında kimse bunun önüne geçemeyecek ve milletçe katliam seyreder hale gelecektir. Türkiye aynı hale gelmesin diye, Türk Milletinin Birliği ve Dirliği için Sizler, bizler hülasa hepimiz aklımızı başımıza toplamak zorundayız! Cenab-ı Allah Türk Milletinin Düşmanlarının zulmünden saklasın. ki kaldıracak halde değiliz artık.
Ne mutlu Türküm Diyene... demekle bu vahşet durmayacaktır.
Bu vahşetlere kayıtsız kalanlar görmeyen, duymayanlar hiç insan olabilir mi? Türkiye`de bunu görüp duyup cevap verecek bir Türk yoksa niye Türkiye`yiz.. Türkmeneli`nde Doğu Türkistanda yaşanan zulmü görmemek mümkün mü?. Mazluma sahip çıkmazsanız Türkiyeyi de bu hale getirmek isteyenler hiç te azınsanacak cinsten değildir. İçimizde ve dışımızdan olan saldırılar ve bunlara çanak tutanlar millet tarafından net olarak bilinmesede siyasetin çirkin yüzünde çok şeyler gizlenmektedir.
``SUÇLARI TÜRK OLMAKTI´´.
Savunmasız küçük Türk çocuklarının, ellerini ayaklarını bit birine bağlayarak eziyor, kafasını kesiyorlar ve ölülerüni tekmelediler. Bu vahşetin ötesinde bir düşmanlık değil de nedir?. Rusyada, Çinde, Irakta, iranda, Suriyede, VE BİR ÇOK YERDE Türk ve Müslüman düşmanlığı yapılmaktadır...
İşte Çinli polislarin Doğu Türkistan`da Türk çocuklarına yaptığı işkenceleri haber olarak utanmadan vermediler. Türk`ün uğradığı alçaklıklara TÜRK BASINI diye bildiğim ``BASIN´´ gerçekleri haber yapmadı. Çünkü Türk sessizce yok edilmeliydi.. Ermeniler öyle işkence yaptılar ki insanlar değil hayvanlar dahi isyan etti. Hocalı katliamının tanıkları o vahşeti anlattı. Gözlerinin önünde yüzlerce insan kurşuna dizilmiş. Fakat bize 14 kişi diye yansıtılmıştı. Esir değişiminde Ermeniler ile Türkler arasındaki fark ise zulmün en vahşi belgesiydi. Ermeniler öyle işkence etmişler ki! Hocalı katliamının tanıkları o vahşeti anlattı. Esir değişiminde Ermeniler ile Türkler arasındaki fark ise zulmün belgesi oldu. Yani; Ermeniler gece baskınlarıyla Türkleri kadın, kız çoluk çocuk demeden katlettiler. Fakat; tarihte gerçekler hiç doğru dürüst anlatılmadı.
Azerbaycan-Ermenistan arasında 1992 yılında yaşanan savaşta Ermeni güçlerinin Hocalı`da ilk resmi kayıtlarda 613 sivili öldürdüğü katliamdan kurtulanlar, o günlerde yaşadıkları işkenceleri hala hafızalarından silemiyor. Hocalı katliamından sağ kurtulan Solmaz Hasanaliyeva, 25 Şubat 1992`de yaşadıklarını bugün olmuş gibi hatırladığını belirterek, acısının hala taze olduğunu ifade ederek neler anlatmadı ki, Hasanaliyeva, babası, abisinin işgal gecesi çeşitli işkencelerle öldürüldüğünü, annesi, abisinin hanımı olan yengesi ve iki küçük yeğeninin Ermenilere esir düştüğünü ağlayarak anlatıyordu.

``YALINAYARAK KAÇARAK KURTULANLAR´´
Kendi akrabalarının ölümünü gözleriyle gördüğünü kaydeden Hasanaliyeva, gecenin karanlığından yararlanarak yalın ayak kaçtığını ve katliamdan kurtulmayı başardığını anlatıyordu. Hasanaliyeva yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Gördüğüm vahşeti unutamıyorum ve hayatım boyunca da unutamayacağım. Ermeniler bize hiç acımadı. Büyük insanlar bir tarafa, küçük çocuklara bile acımadılar. Anne karnındaki çocukları süngülerle katlettiler. Ben kaçarak Ağdama geldim. Orada yaşadığım bir olayla daha da sarsıldım. Daha önce kamyonla taş, kum taşındığı görmüştük. Ağdam Camisine kamyon dolusu insan cesedi getirilmişti. Bu cesetlerin gözleri çıkarılmış, beden uzuvları kesilmişti"
SİVİLLERE DOKUNMAYIZ DİYEREK ALDATTILAR
73 yaşındaki Kanaat Hacıyev ise mermisi bitene kadar Ermenilerle çatıştığını, mermisi tükenince de Hocalı`dan kaçmaya çalışan kadınların kurtarılmasına ve nehri geçmesine yardımcı olduğunu anlattı. Hacıyev ve beraberindekiler bir gece ormanda saklanmış, sonra Ağdam`a doğru gitmek istemişler. Yolda, Ermenilerin yaşadığı bir köyden "bizim sivillerle işimiz yok, gelin size dokunmayacağız" dediklerini aktaran Hacıyev, köye doğru gittiklerinde makineli tüfek ateşiyle karşılaştıklarını ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini kaydetti. BUNLAR HEP SAKLANAN GERÇEKLERDİ. YALAN TARİHTE BUNLAR ANLATILMADI. YAZILMADI, YAZDIRILMADI.
DEVAMINI MUTLAKA OKUYUNUZ

-2-
``İNSANLAR GÖZLERİMİN ÖNÜNDE KURŞUNA DİZİLDİ ``
Teslim olmak zorunda kaldıklarını aktaran Hacıyev, askeri üniformalı 14 kişinin gözleri önünde Ermenilerce kurşuna dizildiğini, geri kalanları da Hankendi`ne götürdüklerini söylemekteydi.
HER GÜN TÜRKLERE DAYAK ATAN ERMENİLER
Kanaat Hacıyev, esirlikte yaşadıklarını anlatırken hıçkırıyor, "Dokuz gün çok soğuk, derme çatma bir yerde tuttular. Her gün de dayak atıyorlar. Su vermiyorlar. Susuzluktan ölecek gibiyim. Daha sonra Hankendi polis bölmesine götürdüler bizi. Oraya daha sonra getirilen bir kişi, Alesker isimli öğretmen kollarımda can verdi. İki ay boyunca olmazın işkencelerini gördüm. Dayak atmadıkları, işkence etmedikleri gün olmuyordu. Neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda, `Türk olduğunuz için` cevabını veriyorlardı. Demekteydi.

ESİR DEĞİŞİMİNDEKİ ÇARPICI FARK
Günlerin birinde, beni ve bazı esirleri Ermeni esirlerle değişeceklerini söylediler. Eskeran`a götürdüler. Belirlenen yerde esir değişimi gerçekleşti. Ermeni esirlerle aramızda fark vardı ama. Biz yürüyecek durumda değildik. Kucaklayarak, yardım ederek teslim ettiler kendi tarafımıza. Ermeni esirler ise yürüyerek, hiçbir şey olmamış gibi geldiler. Ağdam`da Ermeni esirlerin kaldığı yeri görünce iyice şaşırdık. Sıcak yastıkları, battaniyeleri, yiyecek peksimetleri vardı. Bize ise üç günde bir, 5 kişiye bir bardak su, iki günde bir ise sadece üç lokma ekmek veriyorlardı." Demekteydi.
ERMENİLERİN VATİKAN TEMSİLCİSİ "PAPA"DÜNYAYA , UTANMADAN YALANI SÖYLEDİ
``Ermeni meselesi´´, sadece Türk Dünyasının bir sorunu değil, Ortadoğu`da, Kafkasya`da çıkar ve emelleri olan emperyalist devletlerin hepsini birden ilgilendiren milletlerarası bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihi bir gerçektir ki, Ermeni meselesi hiçbir zaman sadece, Ermeniler`in hareketi olarak gündeme gelmemiştir. Bugüne kadar Rusya`nın, İngiltere`nin, Fransa`nın, Almanya`nın, Yunanistan`ın desteklemediği hiçbir Ermeni hareketi olmamıştır. Boğazın Hasta Adamı`nı ortadan kaldırmanın ve topraklarını parsellemenin adını ``Şark Meselesi´´ olarak koyan batılı emperyalist devletler, farklı bir kisveye bürünüp, Ermenilerle izdivaç yaparak, onları Kafkasya`da kendi siyasi ve iktisadi çıkarları doğrultusunda kullanmışlardır. Sözde Ermeni Soykırım yasasını kabul eden ülkelerin, 21. yüzyılda da taşeron güç olan Ermenileri kullanmaya devam edecekleri görülmektedir. Türkiye iki asırdan beri ``Şark Meselesi´´nin kıskıcında bulunmaktadır. Ama maalesef bela kapımızı çalınca bu tarihi meseleyi hatırlıyoruz. Ermeni meselesi günlük politikalarla geçiştirilemez. Uzun vadeli, milli hedefleri belirlenen ve Türkiye`nin milli çıkarları noktasında bir siyaset takip etmek gerekmektedir. Değerli kardeşim Dr. Erol KÜRKÇÜOĞLU böyle anlatıyordu.
``RUS TARİHÇİ ``Veliçko´´ ANLATIYOR´´
Ruslar`ın ünlü tarihçilerinden Kavkaz adlı eserin yazarı V.L.Veliçko, tarihi Ermeni siyasetini, ``Ermeniler tarih boyunca devamlı surette efendilerini değiştirmişlerdir. Roma, Bizans, İran, Rus, İngiliz, Fransız, Alman, Türk&8230; Tarih sahnesinde yeni yeni efendi çıktığında, Ermeniler eski efendilerini sistemli olarak satmışlardır´´ diyerek Ermenilerin tarihi, siyasi ve milli bir şahsiyetten mahrum bir millet oldukları ifade etmektedir.
Ermeni Taşnak, Hınçak, Ramgavar Terör Örgütleri için Fransız tarihçisi Jean Laurent`in daha 19120 yılında söylediği şu cümleler gerçekten çok anlamlıdır: ``Ermeni çeteleri, kendilerine bol para veren ve servet sağlayan devletin hizmetine girerlerdi. Bu devlet, onların i stedikleri gibi soygun yapmaları ve katliam girişimlerine izin verdiği sürece sadakatlerine güvenebilirdi.´´ 1878 Berlin Antlaşmasından sonra Anadolu`da ``Ermeni toprakları´´ndan bahsedilmeye başlandı. Ermeni komiteleri de bu sözde ``Ermeni topraklarını kurtarmak´´ emeliyle ortaya atıldılar. Temel yanılgı işte buydu. Çünkü Selçuklu Türkleri Anadolu`yu Ermenilerden değil, Bazans`tan alarak Türk Yurdu haline getirmişlerdi. Çağdaş Ermeni kaynakları; Urfalı Matheos, Aristakes, Sebeos ve Süryani Mihael, Türkler`in Bizans`a karşı zafer elde etmeleri ve Anadolu`yu Türk Vatanı haline getirmelerini ibüyük bir sevinçle karşılamışlardı. Çünkü tarihte Ermeni ve Süryanilere karşı en büyük zulmü, katliamı yapan tehcire tabi tutan, mezheplerini ve kiliselerini yasaklayan Bizanslılar ve İranlılar olmuşlardır. Ermeni Matheos`un ``İnsanların en adili, en akıllı ve kudretlisi olan Melikşah, bütün insanlara karşı baba gibi idi. Bütün Rum ve Ermeniler kendi istekleri ile onun yönetimine girdiler´´ şeklindeki ifadesi Ermeni yazarın tarihi itirafıdır. Çağdaş kaynaklardan Süryani Mihael i se şöyle yazmaktadır: ``Türkler, şirretli ve Rafizi Rumlar gibi kimsenin dinine ve inancına karışmıyor, hiçbir baskı ve zulüm düşünmüyorlardır.´´
Osmanlı toprakları üzerinde bir ``Ermeni Eyaleti´´ veya bir ``Ermeni Vilayeti´´ yoktu, hiç olmamıştı. Osmanlı ülkesinde Ermeniler yok muydu? Elbette vardı. Tıpkı bugün Fransa`da , ya da Amerika`da Ermeni nüfus bulunduğu gibi Osmanlı ülkesinde de Ermeniler yaşıyordu. Kimi bölgelerde daha az, kimi bölgelerde daha çok Ermeni vardı. 19. yüzyılda Anadolu`nun her köşesinde ezici bir Türk-Müslüman nüfus çoğunluğu vardı. Hiçbir vilayette, hiçbir sancakta ve hatta hiçbir kazada bir Ermeni çoğunluğu yoktu. Hatta Ermenistan`ın başkenti Erivan da dahi XIX. Yüzyılın sonunda, Türk nüfusu 83 iken, bu oran I. Dünya Savaşı sonrasında 4.3&8242;e kadar düşmüştür.
Binlerce yıldan beri tarihi, kültürü, medeniyeti, insanıyla Kars`ı, Ardahan`ı Ağrısı, Iğdır`ı, Van`ı, Erzurum`u ile Türk Yurdu olan Doğu Anadolu`da Ermeni Devleti kurmaya kalkışmak da baştan beri yanlış idi. Osmanlı ülkesinde Ermeniler yaşıyor diye, Doğu Anadolu`da bir ``Ermeni Yurdu´´ veya bir ``Ermeni Devleti yaratmaya kalkışmak, bugün Ermenilerin yaşadığı Fransa`da Marsilya Bölgesinde bir ``Ermeni Yurdu´´ bir ``Ermeni Devleti istemek gibi imkansız bir şeydi. Ermenilerin yaşadığı ABD`nin Kaliforniya bölgesinde bir Ermeni Devleti kurulmayacağı gibi, Ermeniler`in o tarihlerde küçük bir azınlık olarak yaşadığı Doğu Anadolu`da bir Ermeni Devleti kurulamaz.
Ama hayal gücü pek engin olan Ermeni Komitacılar, bu imkansızı düşündüler. Paris`te Cenevre`de veya Tiflis`te oturup, hiç tanımadıkları Anadolu`da Ermeni Devleti kurmaya kafalarına koydular. Bunu gerçekleştirmek için silaha sarıldılar, terörü bir metat olarak benimsediler ve kan dökmeye ve döktürmeye başladılar. Büyük emellerinin imkansız olduğunu ve bir çıkmaza saplanmış bulunduklarını fark edince, büsbütün hırçınlaştılar. Taşnak, Hınçak, Ramgavar adlı Ermeni çeteleri pek çok masum Türk kanı döktüler.
DEVAMINI MUTKALA OKUYUNUZ......



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.