Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 10.03.2015 10:09:37

DÜNYANIN TESCİLLİ TÜRK DÜŞMANLIĞI

Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR
``DÜNYANIN TESCİLLİ TÜRK DÜŞMANLIĞI´´
``TÜRKLERİ YOK EDİN´´ ``TÜRK DÜŞMANLARI BÖYLE İSTİYORDU´´
Hiç bir millete ve hiç bir milletin vatanına, tarihine,varlığına ve din`ine bu derece hainlikler dolu içten ve dıştan saldırılmaz bölmeye parçalayarak yok etmeye çalışılmazken; dünya insanlık sahnesinde hep Türklere devamlı Türk vatanlarına ve Müslüman milletlere, bilhassa bizim üstümüze saldırılar hiç eksik olmadı. Ve halen de bütün hızı ve bütün güçleriyle içimizden ve dışımızdan üstümüze yürünmektedir. Bunun nedenleri ise, Müslüman millet olan Türklerin ``zengin topraklara sahip olmak´´ `` dünyanın merkez-i ve en görkemli coğrafyasına sahip olmak´´ `` dünyanın en büyük yer altı ve yer üstü madenlerine sahip olmak´´ `` Hele hele Alemleri yoktan vat eden ALLAH`IN tek ve Hak Din-i İslamiyeti yıkmak isteyenlere karşı duran manevi bir güce sahip bulunmak´´ tır. Asırlara dayanan bu oyunlarla istediklerini yapamayanlar daha çok üstümüze geliyorlar.
Fransanın macar kökenli cumhurbaşkanı, Sarkozy`nin Türk düşmanlığı Ermenilerin işine yaramaktadır. Vatikan aşığı ve papa`nın kapı kulu Sarkozy`in başını çektiği düşmanlıkların başında Ermenilere şirin gözükmek için Türk ve Türkiye düşmanlığı yapmakadır.
Bugün hâlen ``Avrupa`da Türklere nefret tohumları´´ ekilmeye devam ediliyor. Buna dur diyebilen hiç kimsemiz yoktur. Siyasi üç beş laf ile içimizdekiler milletimizi yalanlarla avutmaktadırlar.. milletini aldatanları bu satırlardan ALLAH`a havale ediyor ve iğreniyorum. Türkiye`ni tek sahibi ALLAH`dır. ALLAH`I diline dolayarak halkı aldatanlar vatanını gerçekten sevenler olsaydı batının bu düşmanlıklarına kafa tutardı. sustururlardı. Yapamadılar. Yazıklar olsun. Ancak milleti susturdular. Onların Güçleri ise kendilerin seçen temiz milletimize yetti. Bu bir kader değildir.

``TÜRKLER DÜNYADAN YOK EDİLMELİ´´
Sanki dünya bu soysuzların babalarının malı yada onlara miras kaldı. Şerefi haysiyeti olmayanlar Türk`ü dünyaya bu sözlerle küçük düşürmeye çalıştılar, fakat beceremediler. Ve hiç bir güçte bunu yapamayacaktır. Türk Müslümandır. Bu vatanda peygamberlerin vatanıdır. Türk merttir, yiğittir. Dürüsttür.hak sahibidir. Ve HAKKI BİLENDİR.

İsveç`in eski Türkiye Büyükelçilerinden dinsizliğin sembol ismi Eric Cornel`in, ``Bir İslam ülkesinin kutsal Roma İmparatorluğu´´ başlıklı makalesinde Türk düşmanlığının iç yüzü anlattı..
``Avrupalılık bilinci, Türklerin İslami yayılmacılığının önlenmesi için yürütülen mücadele sürecinde gelişmiştir. Dolayısıyla, Hıristiyanlığın İslam`a karşı konumu, Avrupa`nın Türklere karşı tutumu gibi, soğukluk ve umursamazlık temelindedir.´´
Sarkozy`nin kafası ``tek´´ değil. Büyükelçi Cornel ve onun gibiler çok. O kafalar geçmiş yüzyıllardan bu yana aynı tohumların zehirli ürünleriyle beslendiler. Almanların Papaz Martin Luther (1483-1576) Hıristiyanlıkta Reform hareketini başlatan kişidir. Ve İslamiyeti yok etmeye çalışmıştır.
Güya; Hoşgörüyü esas alan, özgürlükçü bir din anlayışını savunmuştur. Protestanlık mezhebinin kurucusudur. Güya Hoşgörünün yolunu açtığını iddia eden Luther`e göre Türkler Katolik Kilisesi`nin yanlışlarına, yolsuzluklarına karşı ``Tanrı`nın gönderdiği cezadır.´´ Demekte... ve fasık bir din-in içinde olduğunu kendide bu sözüyle tasdik etmektedir.
`` Daha dün bu sözlere itaat ederek Van` gölünün ortasındaki Akdamar kilisesine seneler önce utanmadan Camilerimiz harabe haldeyken milyarlarca bu milletin parasını harcayarak restore ettirenleri ALLAH`A havale ediyorum. Kiliseleri tamir ettirdiler camilerin yok olmasına göz yumdular. Hergün TV.lerde bu millete palavralar attılar ve halende atıyorlar. Bunlar Türk ve Müslüman gibi davranmamışlardır.. Türk`e ve Müslüman`a hizmet etmeyen de bizden değildir. İslam`a değil Hıristiyanlığa hizmet ediyorlar. Fakat Müslüman ağızlarıyla halkımızı tepeden tırnağa çok iyi aldatıyorlar´´
Ve... devam ediyor. ``Türkler, Tanrı`nın öfkeli kırbacı, yakıp yıkan şeytanın uşağıdır. Türk`ün tanrısı olan şeytanı yenmeden Türk`ü yenmek kolay olmayacaktır. ``Tanrı, işlenen sayısız günah ve nankörlük nedeniyle şeytan Türkleri Almanların başına bela etmiştir. Bir Türk`ü öldüren vicdan azabı duymamalı; tersine Hıristiyanlığın düşmanını yok ettiği için vicdanı rahatlamalıdır´´. Dediler.´´ Eğer Samson gibi güçlü olsaydım, çaresini bulur her gün bir Türk öldürürdüm´´...´´ diyordu..
......................
Fransız Filozof Voltaire... Fransız Devrimi ve Aydınlanma hareketinin öncülerindendir. Günümüzde özellikle düşünce ve ifade özgürlüğünün temel taşı sayılan ``Efendi, fikirlerine katılmıyorum; ama fikirlerini özgürce dile getirmeni sonuna kadar savunacağım!´´ sözüyle tanınmaktadır.
Ama bakın Rus-Osmanlı Savaşı sürerken Rus Çariçesi II. Katerina`ya yazdıklarına dikkat edin.
``Yüce majesteleri, Türkleri öldürerek bana yeniden hayat veriyorsunuz. Siz Avrupa`nın gücünü aldınız. Türk dilini ve onu konuşanları Avrupa`dan sürmek gerek... İnsanlığın iki büyük baş belası var: Birincisi veba, ikincisi Türkler...
(...) Hümanizm ilkem olmasaydı, Türklerin hepsinin kökünün kazınmasını görmek isterdim. Devam ediyor. (şu söze bakın) Ben en azından birkaç Türk`ün öldürülmesine katkıda bulunmak isterdim. Gerçi bu benim hoşgörü ilkeme uymuyor, ama insanlar çekilişlerle yoğrulmuştur...´´ Prusya Kralı`na yazdığı mektupta ise ``Yunanistan`a zulmeden Türklerden her zaman nefret edeceğim. Ne barbar şeyler! Onlara 60 yıldır Cenevre saatleri satıyoruz, ancak hâlâ bunlarla ne yapacaklarını bilmiyorlar. Saatleri nasıl kuracaklarını bile bilmiyorlar.´´
..................
İngiliz şair George (Lort) Byron (1788-1824), romantik akımın öncesi Byron Türklerden nefret konusunda romantik değildi.
Osmanlı`ya karşı Yunan isyanı sürecinde isyanlara fiilen katılmak için Yunanistan`a gitti. Ve halen o tohumlar yeşermektedir.
..................
Fransız şair, yazar ve devlet adamı Victor Hugo (1802-1885): Bu katil imparatorluktan, ``Osmanlı´´dan yakamızı kurtaralım. Bağnazlığı ve zorbalığı susturalım. Türk düşmanlığını böyle kusuyordu.. Elde kılıç dolaşan boş inançları, doğmaları etkisiz hale getirelim. Diyende oydu. Fakat bunların hepsi geberdi gitti Türk halen hayatta ve kimsede birşey yapamamakta. Zira bu vatan toprakları peygamberlerin vatanıdır.

Alman filozof Friedrich Engels (1820-1895): ``Avrupa`nın en güzel toprakları ayak takımının egemenliğinden kurtarılacaktır. Demekte ve Türkiye`yi kast etmekteydi. Avrupa Türkiye`sinde Yunan Slav kent soylu sınıfının etki ve zenginliği sürekli artmakta, Türkler her geçen gün gerilemekte.
Zaten Türkler devleti ve asker gücünü ellerinde tutmasalardı çoktan yok olup giderlerdi. Demişti.

Bir ingiliz komutan General Hamilton denen Türk ve Müslüman düşmanı ``Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler" diye korkusunu dünyaya böyle itiraf etmişti.
Dünya Savaşı`nda Çarlık Rusyası`nın kullandığı bir propaganda posterinde Rus`tan kaçan bir Türk sembolize ediliyor aslında Türk`ten kaçan Rus-un tam tersi gösterilmektedir. Türk; tarihin hiç bir döneminde düşmanlarıdan asla kaçmadı. Kaçırılamadı. Fakat Türk`ü dünyaya rezil etmeye çalışanlar bizim siyasi hainlerimiz oldu.
Türk düşmanlığı, Türk karşıtlığı ya da Türk fobisi (İngilizce: Anti-Turkismya da Turcophobia Türklere, Türk kültürüne, Osmanlı İmparatorluğu`na, Türkiye`ye ve Türk halklarına karşı olan düşmanlık olarak tanımlanır.
Türk düşmanlığı her zaman Türk halklarına karşı yapılırken, Balkan Müslümanlarına, özellikle Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklarada yapıldı. Yani kurunun arasında yaşda yandı. Ayrıca günümüzde Yunanistan, Almanya, Belçika, Ermenistan, Çin, Bulgaristan, Polonya, ABD, İsveç, Danimarka, Fransa, İran ve Rusya gibi ülkelerde Türkler ırkçı saldırılara uğradılar. Sırtımızdan vuran soysuzlara biz halen kucak açmakta ve hizmet etmekteyiz. Bir Türk olarak utandığım en çirkin şeyde bunlardır. Siyasetin bir milleti hele hele kendi milletini küçük düşürdüğünü dünyaya seyrettirenlerde utanmanın olduğunu sanmıyorum. Ne kadar onursuz olmalıki kendi milletine düşman olanlara kucak açmalı. Türkün siyaseti bunların yaptığı maskaralıklar gibi asla değildir. Türk hakkı hak batılı batıl bilir. Ama bunlar Türk düşmanlarını bebek katillerini 2 ay sonra TBMM ye sokmanın projelerini ve onun hayalini kuruyorlar. Bundan zerre kadar sıkılan utanan olduğunuda sanmıyorum.
Macaristan Ulusal Müzesinde bulunan figürler ve tablolar halen sergilenmekte ve Osmanlı`yı çocukları katlederken resmeden 16. yüzyıla ait çizimler Türk düşmanlarınca müzeyi gezenlere özellikle tanıtılmaktadır..
Türk düşmanlığının kökleri Haçlı Seferlerine kadar dayanır. Selçukluların Anadolu`yu fethi ve bunu takip eden Bizans`ın umutsuz durumu Papa II. Urban`ı bütün Hıristiyan dünyasını Türklere karşı bir savaşa çağırmasına yol açtı işte o gün bu gündür Türk milleti batı zulmünden halen kurtulamadı.
1400`lerin ortalarında Türklere karşı özel olarak Avrupa`nın her yerinde Katolik dini törenler düzenlenmiştir. Bu dini törenlerde verilen mesaj Türklere karşı bir zaferin sadece Tanrı`nın yardımıyla kazanılabileceği ve bu yüzden Hıristiyan aleminin Türklerin zalimliğine karşı direncini yitirmemesi gerektiğidir. Viyana piskoposu dünyayı dinsizliğe sürükleyen günümüzün büyük papazlarının atalarından Johann Faber (1478 - 1541) bunları söylemişti...
"Dünyada yaş ve cinsiyet ayırımı yapmadan çocuk yaşlı herkesi kesen, hatta ana rahmindeki bebeği bile katleden Türkler kadar acımasız ve kaba bir ırk yoktur. Diye iftira etmişti.
Türkleri küçük düşürmek için 16. yüzyılda tüm Avrupa`da 2500 civarında (1000`den fazlası Almanya`da) kitaplar bastırdılar ve dağıttılar.
``kana susamış Türk´´ imajı yerleştirilmeye çalışıldı. 1480-1610 yılları arasında Amerika`nın keşfi ile ilgili olan kitap sayısının üç dört katı kitapla bu konuda yazıldı. Bu dönemde Osmanlılar, Balkanları fethetmiş ve Viyana`yı kuşatmıştı. Bu nedenle Avrupa`da Osmanlılara karşı büyük bir korku vardı. Dünyaca ünlü Türk düşmanı Martin Luther`in yakın arkadaşı ve Protestanlığın en önemli isimlerinden olan Philipp Melanchthon, Türklerin ``Kızıl Yahudiler´´ olduğunu dünyaya yaymaya çalıştı. Buna dayanak olarak Türklerde ve Yahudilerde ortak olan erkek çocukları sünnet ettirme ve diğer ortak âdet ve görenekleri gösterdi. Kızıl benzetmesini de Türklerin ``kan tazısı`` gibi katleden öldüren savaşan bir millet olmasına bağlıyor inandırmak için çok çirkin yolar deniyordu.
Martin Luther, Türkleri papalık makamı ile kilisedeki yolsuzluk ve bozulmaya karşı Hristiyan dünyasına Tanrı`nın bir cezası olarak görmüştür. 1518`de, 95 Tez`ini açıkladığında, Martin Luther, Tanrı`nın Hristiyanları veba, savaş, ve depremlerle cezalandırması gibi bu sefer de Türkleri yollayarak cezalandırdığını iddia etmişti.
Bazı ilahiyatçılara göre Türk kelimesi "torquere"den ("torture", işkence) gelmektedir, bir diğer popüler teoriye göre Türkler, zalim bir ırk kabul edilen İskitlerle aynı ırktandır diye Türk`ü kötüleyerek batının zehirlenmesine ön ayak oldu.
Avrupa`da Türklere karşı bu olumsuz imajın sorumlusu biraz da Kurt-Türk hikâyeleridir. Bu hikâyelerde Kurt-Türk karışımı, insan yiyen, yarı insan (Türk) yarı kurt, kurt kafası ve kuyruğu olan gerisi insan biçiminde bir yaratığın varlığı iddiaları, bizi batının gözünde küçük düşürdü. Bu gün halen Almanya`nın bir çok bölgesinde ``asırlar öncesi zehirli inanıştan dolayı ``TÜRK ve KÖPEK GİREMEZ´´ yazıları vardır.
BASİRETSİZ YÖNETİM, DÜŞMANLARIMIZA VATAN TOPRAKLARINI SATTI.

Türk ve İslam alemine düşman ve katliam orduları kurarak üstümüze katiller gönderen İngilizler turist kisvesi altında Antalya`dan Kaş`dan, Kalkan Beldesinden gayrimenkuller aldılar. Ruslar Alanya dan gayrimenkul aldılar. Alanya`da yaşadığım ve bölgeyi sık sık gezdiğim için bunlara yakından şahit oldum. Bu Bilgileri vermek istemeselerde güvenilir kaynaklardan öğrendim. Yani içimize mülk sahibi olarak kemikleşmiş şekilde alenen girdiler. Bu görüntü altında içimize sinsice casuslar yerleştirildi. Türkiye`nin yönetiminden sorumlu tepeden tırnağa kimler varsa hepside bu ihanetin ortaklarıdır.
``TÜRKLER KİMSEYE DÜŞMAN OLMADI´´
İsveç`te geçmişte Türkler Hristiyanlığın ana düşmanı olarak gösterilirdi. Buna örnek olarak Erland Dryselius tarafından yazılan ve 1694`te basılan bir kitapta çok iğrenç şeyler yazdılar. (bu satırlardan onu size aktarmaya haya ettiğimden kısaca geçiştirdim. Dînî törenlerde, Türklerin fethettikleri yerleri nasıl sistematik olarak yakıp yıktığı, acımasızlıkları ve kana susamışlıkları hakkında her yerde konuşmalar yaptılar. İsveç`te 1795 yılında yazılan ve okullarda okutulan bir kitapta ``HAŞA´´ peygamber efendimize bu günde olduğu gibi şerefsizce iftiralar attılar ve İslamın "Büyük düzenbazı diye yazılar .yayınladılar. İslam dini için Hz. Muhammed (as) tarafından uydurulan, Türklerin tamamen kabul ettiği sahte din" dir diye İslama leke sürmeye asırlarca uğraştılar. Ve böyle tarif ettiler. Fakat asla başaramayacaklar. Çünkü İslam Alamleri yaradan Allah`ın dinidir.
19. yüzyıl sonlarında, William Gladstone Türkofobiyi Britanya politikasında Osmanlı İmparatorluğu`na karşı bir politika değişikliği olarak ortaya attı. Gladstone, Osmanlı yönetimindeki Bulgarlar hakkında 5 Eylül 1876 tarihinde basılan, Bulgarian Horrors and the Question of the East, başlıklı 64 sayfalık bir broşür kaleme aldı ve Türklerin dünyadan tasfiye edilmesi gerekliliğini anlattı. Gladstone`a göre Türkler, "insanlığın dev bir insanlık dışı örneği"dir. "Türk hükümeti" olarak adlandırdığı Osmanlı hükümeti için ise "hiçbir hükümetin işlemediği kadar günah işlemiş, hiçbir hükümet onun kadar günahkârlığa saplanmamış, hiçbiri onun kadar değişime kapalı olmamıştır" demiştir.
BASİRETSİZ YÖNETİM DÜŞMANLARIMIZA VATAN TOPRAKLARINI SATTI.
Türk ve İslam alemine düşman ve katliam orduları kurarak üstümüze katiller gönderen İngilizler turist kisvesi altında Antalya`dan Kaş`dan, Kalkan Beldesinden gayrimenkuller aldılar. Ruslar Alanya dan gayrimenkul aldılar. Yani içimize mülk sahibi olarak kemikleşmiş şekilde alenen girdiler.
Çeşitli ülkelerdeki Türk karşıtı deyim ve atasözleri gibi ifadeler kendi milletlerine enjekte edildi.
Pek çok ülkede Türkler ve Türkî halklar ile ilgili ırkçı deyimlere rastlanır:
Avusturya`nın kırsal kesimlerinde çocukların "Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen" ("Hava çoktan karardı. Türkler geliyor. Türkler geliyor.") diye tekerleme söylediği hâlen söylenir.
Almancada hileli anlamına gelen "getürkt" (türkleştirilmiş) kelimesi halen kullanılmaktadır.
Ermenicede, Türk sözü hâlen genel olarak birinin aklını sorgulamak için kullanılır: ("Sen Türk müsün?"), aynı zamanda kirli düzensiz bir evi ima etmek için kullanılır: ("Bir Türkün evine benziyor?") Ayrıca Ermeni toplumunda Türk ve Müslümanları tanımlamak için "(Dacik)" kelimesi de kullanılır. Farsçada "Türk-i hâr" eşek Türk), bir Türk halkı olan Azerbaycanlılara karşı kullanılan aşağılayıcı bir sözdür. Şu ahlaksızlıklara bakın. Kendi ahlaksızlıklarını böyle dünyaya gösterdiler.
Fransızcada Turc kelimesi eskiden C`est un vrai Turc ("Tam bir Türk") vb. deyimlerde kaba ve acımasız insanları belirtmek için kullanılırdı. Bir İspanyol biriyle ilgili küçük düşürücü bir yorum yapmak istediğinde "turco" derdi.
İtalyancada ("Türk gibi küfretmek") ve ("Türk gibi pis kokmak") deyimleri sıklıkla kullanılır. En kötü şöhretli İtalyanca deyim (manşetlerde de sıkça kullanılır) yakın bir tehlikeyi belirtmek amacıyla kullanılan ("Anneciğim, Türkler geliyor!") deyimidir. Ayrıca İtalyanlar (Türk gibi sigara içmek) deyimini de sık sık kullanırlar. Almanca ve Sırpça`da da "Türk gibi sigara içmek" anlamına gelen deyimler vardır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nde askerlere uygun adım yürüme eğitimi verilirken söyletilen "En iyi Türk, ölü Türk" sloganı, 2008 yılında hükumet tarafından alınan bir kararla yasaklandı. Norveç-çede ("Bir Türk kadar kızgın") şeklinde bir deyim vardır.
OSMANLI DÖNEMİNDE HER MİLLETE ADALETLE DAVRANILDI. BUNLARIN HEPSİNİ İNKAR ETTİLER. YANİ İYİLİĞİN KARŞILIĞI KÖTÜLÜK.. OLDU.
Ermeniler çocuklarına Türk düşmanlığı aşılıyor ve üstümüze sürmeye başladılar.
``BU BÖLÜMÜ DİKKATLE OKUYUN´´
ERMENİ ÇETECİLER DEDEMİN KAFASINI KESİP BABAANNEME VERDİLER...
Kestikleri kafaları fırınlarda yaktılar. Sözde soykırımı yalanları bir kez daha çürütülürken, geçmişte yaşanılan dehşet dolu Ermeni mezalimini yakınları gözyaşları içinde anlatıldı. Bunları anlatan bir kadındı ve dinlerken göz yaşlarımı tutamadım.
Bir TV programına Emekli Büyükelçi-Tarih Araştırmacısı Bilal Şimşir ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birsen Karaca konuşmacı olarak katıldılar. Pür dikkat dinledim. Şimşir ve Karaca, Türkiye`nin Ermenistan`la dirsek temasında yürüttüğü ilişkileri Türk dış politikasın tarihi bilgi ve belgelerle anlattı.
Obama ``Büyük felaket´´ demedi soykırımdan da ağır konuştu ´´Amerikan Başkanı Barack Obama 24 Nisan konuşmasında Ermenice `meds yegern` dedi. Bu bizim basınımızda `Soykırım demedi, büyük felaket dedi` biçiminde yazıldı. Bu kavramın gerçek karşılığını Prof. Karaca: anlatıyor. ´´Mets Yegern sözü `Büyük Felaket`anlamında değildir. Soykırımı bile aşan çok daha ağır `Büyük Kırım, büyük soykırım` anlamına gelir. `Yegern` sözcüğü tek başına `insanlık suçu`anlamına gelir.`` Emekli büyükelçi Bilal Şimşir de şu karşılığı verdi: ´´Obama soykırımdan daha ağır bir şey söyledi. Yahudiler `holokost` sözcüğünü bu anlamda kullanıyor. Ermeniler de `mets yegern`i dünyanın gözüne bu şekilde sokmaya çalışıyor. `Mets yegern`i `holokost`un karşılığı olarak Ermenice`de kullanıyorlar. Bunun çok kötü bir şey olduğunu, felaketten de büyük olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bir anlamda `holokost`u taklit ediyorlar bu şekilde demişti.
BÜYÜK İFTİRA BÜYÜK YALANLAR
``24 Nisan 1915`de bir kişi bile ölmedi´´
Ermenilerin ``soykırım günü´´ olarak kabul ettikleri 24 Nisan tarihi büyük yalanlara doludur. ``24 Nisan 1915 kayıtlarına göre o gün tutuklu olanlar dahil bir kişinin burnunun bile kanamadığı ve ``Ölen varsa kimler, hangi nedenle öldü? Ölüm belgeleri var mı? Varsa bunca yıldır neden açıklanmıyor? Bunlar kamuoyu ile neden paylaşılmıyor? Yoksa Ermeniler 24 Nisanlarda neyin yasını tutuyorlar? Ermeni oyunlarının Ermenileri bile çileden çıkaran boyutlara ulaştığını saklayanlar yine bizim içimizdeki dost gözüken soysuzlardır. ASALA üyesi Varujan Karabetyan`ın devlet yöneticileri tarafından desteklenmesine hatta Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ziyaretler yapabilmesine karşı çıkan bir Ermeni`nin makalesindeki şu sözleri aktardı: ``...Terörizim, Ermenistan için bir devlet ideolojisi. Bize batının değerleri değil, psikiyatristleri gerekiyor...
ARŞİVLER TÜRKLERİ AKLIYOR FAKAT AÇMIYORLAR
İstanbul Üniversitesi Atatürk Araştırmaları Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek, Türkleri soykırım iddiasında aklayacak belgelerin doğrudan Ermeni Arşivlerinde olduğunu söyledi. Perinçek şöyle konuştu: ´´Sovyet arşivlerinde bugün yabancılara kapalı olan ermeni belgelerine ulaşılıyor. Bunlarda Türklerin yaptığı bir soykırımdan değil karşılıklı bir kırımdan yani mukateleden söz ediliyor. Ermenilerin Türklere karşı kışkırtıldığı anlatılıyor. Türklerin vatan savunduğunu yani meşru müdafa içinde olduğu bu belgelerde mevcut. Türkiye`nin 1. dünya savaşında savaştığı orduların askeri mahkemeleri Taşnakları Müslümanlara kasıtlı olarak eziyet ettiği gerekçesiyle yargıladı ve mahkûm etti. Onların kendi kayıtlarında bile Türkleri aklayan, Ermenilerin aleyhinde yüzlerce belge var. Ermeni meselesi sadece tarihi gerçekleri ortaya koyma meselesi değil. Bunun siyasi ayağını da artık oluşturmak gerekiyor. Anayasasında bir madde ile topraklarımıza göz dikmiş, kardeş ülkemizin topraklarını işgal etmiş bir ülkeden bahsediyoruz.
``BAŞTAKİLERDEN YUMRUĞUNU VURACAK HİÇ KİMSE YOK..
Türkiye, uluslararası arenada kendini yeteri kadar gösteremedi Ülkenin ulusal çıkarları için bugüne kadar kimse masaya yumruğunu vuramadı. Millet hep aldatıldı ve halende aldatılmaktadır. Ve... bunun nedeni ise satılmış zihniyetin ABD uşaklığıdır. Asıl katliamı yapan Ermeniler... İşte canlı kanıt!
``BAYAN ÖĞRETMEN AĞLAYARAK ANLATTI´´
Bir televizyon programını arayarak canlı yayına katılan MHP Van Kadın Kolları Başkanı- Emekli Öğretmen Gülfidan Aytürk, ailesinin uğradığı Ermeni mezalimini gözyaşları içinde anlattı. İnsanın kanını donduran olayları anlatan Aytürk Ermeniler tarafından katledilen dedesinin hikâyesini şöyle anlattı: ´´ Babam 112 yaşında öldü... Onun anlattıklarına göre Van`da Ermeni zulmünden kaçmaya çabalarken Babaannem dedeme `bizi bırakın, biz kadınız. Belki bir şey yapmazlar`diyor. Bunun üzerine dedem ve ailenin erkekleri kaçmak için evden dışarı çıkıyor. Tam bu sırada kapının önünde Ermenilerle karşılaşıyorlar. Dedemin kafasını kesiyorlar. Kesilen kafa babaannemin kucağına düşüyor. Alın size Ermenilerin canlı tarihi... Ermeni çeteciler, babaannemin kucağındaki dedemin kafasını `Hadi fırına at da ekmek olsun`diyerek kestikleri kafaları fırınlarda yakıyorlar. Benim ailem bunları yaşadı. Gelin bunları araştırın. Ben de birilerinden özür bekliyorum. O bilim insanına o sanatçıya soruyorum. Kimden özür diliyorsunuz? Bir Ermeni ölüyor &8216;hepimiz Ermeniyiz` deniyor. Biz neden &8216;hepimiz Mehmetçiğiz` diyemiyoruz. Dediğinde bende ağlamıştım. Çocuklara Türk düşmanlığı aşılıyorlar Ermenilerin Türk düşmanlığını ders kitapları ile çocuklara da aşılanıyor. Demekteydi.
ERMENİ ANAYASASINDA
``TÜRKİYE DÜŞMAN´´ ÜLKE
``Anayasasında Türkiye`yi düşman belirleyen bir ülke ile sınırı açılır mı?´´ diyen Eslen şunları söyledi: ``Dağlık Karabağ Ermenistan ile birleştirilmeye çalışıyor. Burası onlar için işgal edilmiş değil kurtarılmış topraklar. Bağımsızlık bildirgesi ve buna dayanana Ermeni Anayasası hala geçerliliğini koruyorsa biz neden sıcak davranalım. Ermeni Anayasası doğrudan doğruya bağımsızlık bildirgesine atıf yapıyor. Bunun 1. maddesi Ermeni Bayrağını tarif ediyor. Ermeni bayrağındaki amblem Ağrı Dağı`dır.´´ Demekteydi yani Ağrı Ermenistan diye gösterilmektedir. Bu güne kadar Türkiye`yi yıllardı önetenlerden bu sinsi oyunlar hiç açıklanmadı. Yani ``SUSTULAR ve HALEN SUSMAKTALAR´´
``1914 yılında tüm Osmanlı coğrafyasındaki Ermenilerin sayısı 1 milyon 294 bin. Buna baktığınızda olan nüfusun daha fazlasının katledildiği söyleniyor. Bu bir propaganda unsurudur. Onlardan ölenlerin sayısı 100 bini geçmez. Bunun içinde büyük çoğunluk salgın hastalıklardan öldü. Yoksa devlet eliyle sadece Ermeni olduğu için öldürülmesi söz konusu değildir. Eşkıya saldırılarında ölenler oldu´´ diyordu.
Asırlardan beri sürüp gelen bu düşmanlıkların bugün daha hızlı daha haince devam ettğini ve her yerimizden saldırdıklarını çok yazdık çizdik. Peki ne yapabildiler?
`` BİZİ BİZDEN ALIP İSTEDİKLERİ GİBİ OYNAMAYA BAŞLADILAR GENÇLİĞİMİZİ ALDATTILAR. YAŞANTIMIZ ONLARIN İSTEDİĞİ GİBİ OLDU.ve BİZ BİZLİĞİMİZDEN ÇIKTIK. Bunun en baştaki sebebi bu ülkeniğn idaresindeki basiretsizliklerdir. Suçlu aramacaksa suçlusu bunlardır. Milletçe helak`ın içine her geçen gün batırılıyoruz. Her yanımızdan vuruyorlar. SIĞINAĞIMIZ SADECE CA`NAB-I ALLAH`DIR.
``ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMDE...
Bu vatana bu millete ve İslama bi hakkın hizmet edecek insanlar gelmesini diliyor; Vatan-ımı Din-imi ve millet`imi Rabbime emanet ediyorum.
09- Mart-2015
Alanya
(m.meteislamoglu@hotmail.com )


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.