Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 19.10.2015 22:24:21

GİZLENEN ERMENİLERİN İHANET OYUNLARI (8)



Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
YAZIYOR
GİZLENEN ERMENİLERİN
İHANET OYUNLARI
(8)
"Öğrendiklerimi o günlerde kimseye anlatamadım. Yaşadığım sarsıntıyı kimselerle paylaşamadım. Anneannem öyle istiyor diye mi ya da utancımdan mı bilmiyorum ama duyduklarımı ben de başkalarından gizliyor, yaşadığım bu yoğun duygu kargaşasıyla ve alt üst oluşla tek başıma başa çıkmaya çalışıyordum… Kendimi sokaklara atıp, bağıra bağıra ağlamamak için kendimi zor tuttum. İçimdeki korkunç karmaşa ile beynim çatırdıyor, zonkluyor, içindekiler de fışkıracak, her şeyin, herkesin üstünü kaplayacak diye bir korku kaplıyordu bedenimi… O gece hiç uyuyamadım. Ertesi gün bir hayalet gibi dolaştım durdum, ortalıklarda." `Öcümüzü alalım diyenler var` Üç amcası daha Ermeni evlatlıkların kızlarıyla evli olan İrfan Palalı ise, gerçeği öğrendiğinde bunun kendisinde pek bir sarsıntıya sebep olmadığını kaydediyor. "O dönemlerde üniversitedeydim ve hümanist akımların etkisindeydim." diyor. Palalı buna karşılık, ailesinden bu olgunluğu tam olarak göremediğini, tarih profesörü olan öz kardeşinin bile bunu kabullenemediğini, bu sebeple de kitabını isimleri değiştirerek yazdığını ifade ediyor. Adana Bahçe`de büyük bir konaklama tesisi işleten teyzesinin oğlu Kemal`in yaşadıkları da çocukların neler hissettiğine ışık tutuyor. Kemal`in herkesleri kıskandıran dışa dönüklüğü ve herkesin iyilik meleği gibi sandığı davranışlarını, yazar Palalı derin bir `aşağılık kompleksi`nin yansıması olarak görüyor. "Kemal ancak 15-16 yaşlarına geldiğinde, babasının bir Ermeni dönmesi olduğunu, soyadını taşıdığı ailenin yanına Birinci Dünya Savaşı yıllarında besleme gittiğini öğrenmiş, çok şaşırmış, kendini çok ezik hissetmişti. Bu kadar dindar, hac ziyareti bile yapmış, babasının bir Ermeni dönmesi olduğunu öğrenmesi onda inanılmaz bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Ne garip tecellidir ki, annesi de bir beslemenin, bir Ermeni dönmesinin kızı idi." diyor Palalı. Kemal bir gün kendisine "Acaba Çerkez mi neney?" diye sorduğunu anlatan Palalı, gerçeği kabullenmek istememesinin bu arayışlara sebep olduğunu kaydediyor. Urfa`da benzer yönteme başvuran başka ailelerin hikâyesine de yer veriyor. Fatma Nene kendisine, "Tenekolların avradı olmuş ve kendisine `Çerkez kızı` denen Zeliha`nın kendisi ile beraber kiliseden verilme bir dönme" olduğunu söylüyor.
Palalı, "Asimilasyon, kişi güçsüz ve yalnız kaldığında inanılmaz güçlü işler. Hatta hedefini aşıp, aşırı fanatik kişilikler oluşturur." diyor. Teyze oğlu Kemal`in Türk milliyetçiliğinin ardında da bu kompleksin yattığını ileri sürüyor. Palalı, öğretmen olan Recep dayısının da, milliyetçiliği bazen `kafatasçılığa` varan oranda savunduğunu belirtiyor. Daha da ilginci, dayısı Urfa`da Ülkü Ocakları`nı kuranlar arasında yer alıyor. Prof. Cöhce de, Malatya`da yaptıkları çalışmalar sırasında, MHP İl Başkanlığı görevini üstlenmiş `mühtediler` tespit ettiklerini dile getiriyor.
Peki, tehcir trajedisine şahit olan, şartların zorlamasıyla Müslümanlaşan ve bu hâlde dışlanmalara maruz kalan bu insanlar ve çocukları arasında, yaşadıklarının intikamını almak isteyenler olmuş mudur? İrfan Palalı, "Tabii, planlı çalışanlar var. Öcümüzü alalım diyenler var. Ne kadar olduklarını bilemem. Ama, az olmalarını temenni ederim." diyor. Prof. Cöhce ise, bu konuda daha iddialı. Ermeni mühtedi ve evlatlıklar arasında, `Kripto Hıristiyanlar` ya da `Gizli Ermeniler` olduğunu, bunların Müslüman görünüp Gregoryan geleneklerini sürdürdüklerini söylüyor. Cöhce, bu insanlar üzerinde son dönemlerde kimliklerine döndürmek için çalışmalar yapıldığını, yakın gelecekte bunların Ermenilerin hayallerini gerçekleştirmek için kullanılacaklarını ileri sürüyor. Tehcirin karanlıkta kalan yüzü Ermeni evlatlıklar, etkileri bugün de hissedilen trajedileri barındırıyor. Türkiye`de bugüne kadar ciddi çalışmaların olmaması, gerçekten büyük eksiklik. Sayılarının binlerle ya da on binlerle ifade edilmesi değil, kendi rızaları dışında onların yaşamak zorunda kaldıkları hayatlar ve dramlar önemli. Bir o kadar önemli olan da, bugün sayıları en az yarım milyonu bulan evlatlıkların çocukları ve torunları üzerinde oluşturduğu etkiler ve sosyal sonuçları. Tehcirin çocukları evlatlık Ermeniler, daha fazla ilgiyi hak ediyor.
-Ermeni çocukları kurtaranlar arasında tehciri uygulamakla sorumlu çok sayıda subay olması da bir tenakuz mu? `Kurtarma` kelimesi üzerinde birtakım sert eleştiriler ve tartışmalar var. Kurtarma olmadığını, aksine `ganimet` olarak bu çocukların alıkonduğunu söyleyenler var. Kız ise onun daha sonraki hayatından istifade etmek, erkekse gücünden istifade etmek gibi. Bu iddiaları doğrulayacak vakalar da var. -Aksini gösteren örnekler yok mu? Halkın arasında hakikaten kurtarma çabası içinde olanlar da var. Özellikle Aleviler ve Kürt Aleviler arasında çok var. Ama, çok homojen değil ve bu konuda bir genelleştirme yapılamaz. Bir de, giden aileler arasında geri dönecekleri beklentisiyle çocuklarını komşularına teslim edenler, emanet bırakanlar var. Yolculuk sırasında kaçırılan kadın, kız ve çocuklar da var. Ama, korumanın suç olduğunu bile bile kendi köyünde saklayanlar da var. Onun için, `kurtarıldılar` demek de `kaçırıldılar` demek de sadece gerçeğin bir parçasını yansıtıyor. -Peki, bu alıkoymalarda bu çocukları `Müslümanlaştıralım` gibi bir hedef de var mı? Alalım da bunları Müslümanlaştıralım önyargısıyla olmamıştır, ama eğer yaşayacaklarsa varlıklarını ancak Müslüman olarak sürdürebilirler düşüncesi rol oynamış olabilir. Başka çaresi de yok zaten. Hatta bu sebeple, toplu ihtidalar da olmuştur. Köy köy bile olanlar var. Müslümanlığı, hayatta kalmak için bir araç olarak kullanmak söz konusu. -Bu şekilde `evlatlık` ya da `besleme` alınan 300 bin Ermeni`den bahsediliyor. Sizce doğru mudur? 300 bin rakamının abartılı olduğunu düşünmüyorum. Bence daha da fazladır. Ama, bu konu maalesef akademik bir çabaya dönüşmemiş. Keşke akademisyen olsaydım ve sırf bu konu üzerinde bir çalışma yapsaydım. -Böyle bir çalışma, bir fayda getirir mi? Kalanlar üzerinde konuşmak, belki bize yeni bir ruh kazandıracak. Birbirimizi çok kırmayalım, belki de akrabayız, diyeceğiz. Hayat bu karmaşıklığı getirdi. Biz seçmedik. Bu rakam 3-5 bin bile olsa, bu insanlara ne olduğunu bilmek, bu yaşlı insanlara ödeyebileceğimiz bir borç olur. Belki bu şekilde arınabiliriz de. Diasporaya bunu sıkça söylüyorum. Türkiye`de tek kişinin varlığını bilmek, ruh hâline yardım etmek, yurtdışında alınmış yüzlerce parlamento kararından ehemmiyetlidir.
GİZLİ ERMENİLER İLE PKK`NIN BAĞI
Evlatlık yetimlerin sayısı konusunda bir çalışmanız var mı? Türkiye`de yaklaşık 100 bin `mühtedi` Ermeni var. Evlatlıkların daha fazla olacağını sanmıyorum. Malatya`da yaptığım çalışmalarda, 4-5 bin mühtedi, 3 bin 500 kadar da `evlatlık` ve `Gizli Ermeni` olduğunu gördüm. Türkiye genelinde de evlatlıkların, mühtedilerden daha fazla olduğunu sanmıyorum. -`Gizli Ermeniler` ile neyi kastediyorsunuz? `Kripto Hıristiyanlar`ı kastediyorum. Bunlar, Müslüman gözüken, ama gerçekte Gregoryan Hıristiyan geleneklerini sürdürenler. Mühtediler arasında, gerçekten Müslüman olup buna göre yaşayanlar da var. `Kripto` yani `gizli` Ermeniler ise, sadece kimlikte Müslüman görünenler. Bugüne kadar tehdit görülmediklerinden, devlet tarafından takip edilmemişler. Bir de nüfus kütükleriyle oynamışlar. Bu sebeple, gerçek sayılarının tespit edilmesi çok zor.-Peki siz, `Gizli Ermeniler`in bir tehlike oluşturacağını düşünüyor musunuz? Maalesef, evet. Özellikle son yıllarda bunlara yönelik Ermeni gruplar tarafından çalışmalar var. Kimlikleri hatırlatılmaya çalışılıyor. Para yardımında bulunuluyor. Ben, ASALA sonrası PKK`nın çıkması gibi, PKK sonrası bu insanların Türkiye içinde `şehir terörü` amaçlı kullanılacağını düşünüyorum. Böyle bir oluşum, 2010`a kadar teşekkül ettirilebilir. Yine, Ermeni kimlikleri bilinçli şekilde hatırlatılarak, bu insanların yarın Türkiye`nin önüne toprak, tazminat talebiyle çıkacaklarına inanıyorum. - `Gizli Ermeniler` ile PKK arasında bir temas var mı? Var. ASALA`nın finansörü Gulbenkyan Vakfı`nda 1980`de bir toplantı yapıldı. PKK`nın, bölgede Türkiye`nin otoritesini zayıflatması ve nüfusu azaltması için `maşa` örgüt olarak kullanılması kararlaştırıldı. PKK`nın, Avrupa ve ABD`de başlangıçta iyi bir lobi oluşturabilmesi ve destek alması da bu çevrelerin yardımıyla oldu. PKK içerisinde, Ermeni kökenli elemanların varlığı ve hatta birçoğunun öldürülmesi de bunu doğruluyor. Yine, PKK kurucuları ve halen yöneticileri arasında da `Türkler` olması düşündürücü. -Bir bakanımız, Öcalan`ın da Ermeni olduğu yönünde bir açıklama yapmıştı. Bu konuda bir tespit var mı? Yalçın Küçük, `Kürt Bahçesinde Sözleşi` kitabında, Öcalan`ın babasının yakın Ermeni dostlarından bahseder. Yine, annesinin baskın karakteri de öne çıkıyor. Ben, annesinin de Türk değil bir `evlatlık` `kripto Ermeni` dir demekteydi. yani çocuk katilinin ne olduğu gerçeği orta çıkıyordu.
8. ve son bölüm
13-ekim 2015 &8211;Erdemli
KAYNAK: Türkiyedeki gizli Ermeniler




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.