HÜKÜMET BU YÖNTEMLE ÇOK RİSKLİ BİR YOL İZLİYOR
HÜKÜMET BU YÖNTEMLE ÇOK RİSKLİ BİR YOL İZLİYOR Rıza MÜFTÜOĞLU Yıllarca mücadele ettiğimiz terör örgütünün dağdan inmesi ve silahlarını bırakması için yapılan görüşmelere karşı çıkmaya gerek yoktur. Bugün, hemen hemen herkes terörün bitmesini ister. Terörle mücadelede harcadığımız zaman, kadro ve finansmanın; kalkınmamız ve daha da yükselmemiz için kullanılmasını istemeyen de olmayacaktır. Hükümet, PKK`nın bitmesi için bir dizi görüşmenin talimatını verdiğini açık açık anlatmaktadır. Başbakan, Öcalan canisinin nasıl bir yerde kaldığını, günde kaç saat volta attığını, radyosunu, kurulacak televizyonuna kadar herşeyi anlatmaktadır. (Televizyonun markasını ve kaç ekran olduğunu ise malesef açıklamamıştır.) Bütün bu görüşmeleri, Oslo`dan beri MIT yürütürken; Başbakanın bu kadar açık davranması, bakanların, siyasilerin, yazarların ve çizerlerin konuşup yazmaları çok yanlış olmaktadır. O zaman bu görüşmeleri niye MİT elemanları yürütmektedir ki? Hükümet, terör örgütünün bitirilmesi noktasında çok yanlış bir yol izlemektedir. Bu yol, çok riskli bir yoldur. Riski de şudur: Eğer bu görüşmelerin neticesinde bir sonuç alınmazsa, PKK mevcut gücünün beş katını kendiliğinden kazanmış olacaktır. Taraftarlarını çoğaltır, fanatiklerini arttırır, militan sayısını katladıkça katlar. Özetle, hedef kitlesinde daha etkili olur. Bu görüşmelerin neticesinde PKK bitirilmez mi ki, bu yol riskli bir yol olsun? Ya da Öcalan isterse, bu Barış sağlanmaz mi ki? diye sormak mümkün. Öcalan`ın istemesine rağmen; PKK dağdan inmeyebilir, silahı bırakmayabilir. Çünkü artık PKK, her türlü uyuşturucu ve kara ticaretin uluslararası örgütü olmuş durumdadır. PKK sadece Türkiye`ye karşı olan ülkelerin ilgi ağı içinde değildir. PKK aynı zamanda uluslararası bir rant sektörünün tam ortasındadır. Öcalan ile görüşmenin ardından Hakkari`de 100 PKK`lı niye karakola saldırmıştır? Paris`in göbeğindeki üç cinayet neyin nesidir? Bana göre, Paris`teki cinayet bir iç hesaplaşmadan doğsa bile, bunun bağlantısı da bir yabancı istihbarat örgütüdür. Yani bu cinayet, bir servis işidir. Ve bu yabancı servis de uyuşturucu ticaretinde etkin bir servistir. Ve elbette ki, PKK`nın bitmesini istemeyen bir ticari organizasyonun iradesidir. 30 yılı aşkın bir süredir, dağda bayırda silahla iş gören militanlar, bu çetenin sayesinde rant sağlayan kişiler ve merkezler; öyle kolay kolay birkaç kişiyle görüşerek etkisiz hale getirilemez. Eğer bu görüşmeler sadece MİT mensupları çerçevesinde kalmış olsaydı ve bu denli üst perdeden ilan edilmemiş olsaydı, çok iyi olurdu. Bir de başka durumlar da var tabii ki; siz, Öcalan`ın sizinle oynamadığını nereden biliyorsunuz? Bir ideolojiye inananların nasıl bir yapıda olduğunu hesaba katıyor musunuz? Başka bir pencere de şu: Öcalan hapiste. Büyük işler yapmayı planlamış ve hapsolmuş biri. Böyle birinin görüşmelerde ``evet´´ demesini ne kadar ciddiye alabilirsiniz ki? Öcalan, son anda kendi inandığı ideolojisinin gereğini yapar da; PKK`nın durduk yerde kendiliğinden büyük bir güç kazanmasını hedeflerse ne yapacaksınız? Sadece verdiğiniz televizyonu geri alırsınız. Onun için hükümetin, bu ``açıkhava mitingi´´ metoduyla yürüttüğü görüşmeler, bu barış görüşmeleri çok yanlış olmuştur. Bu yol, çok riskli bir yoldur. Bu metotdan, bu saatten sonra nasıl dönülür bilmem ama muhakkak bu yol terkedilmelidir. Ama eğer Başbakan, Öcalan ile BDP`nin AKP`ye Anayasa değişikliği konusunda destek vermesini sağlamak için bu sözde görüşmeler zinciri talimatını verdiyse o ayrı.. Ona söylenecek o kadar söz olur ki..
|