Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Em. General Ahmet YAVUZ - (Ziyaretci) 19.09.2022 20:22:32

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

19 Eylül 2022

Geçen hafta 8 ve 9 Eylül günlerinde Kürt sorunu hakkında yazdığım iki yazıda meselenin içi boyutunu incelemiş, dışa ilişkin olan kısmına sadece Irak ve Suriye’deki gelişmeler ekseninde yer vermiştim. Bu yazıda, bu eksikliği tamamlamaya çalışacağım.



Irak’ın Kuveyt’i 2 Ağustos 1990’da işgaliyle başlayan Birinci Körfez Krizi ve sonrasında yaşananlar, Irak’ın kuzeyindeki yapının dokusunu bozdu. 36. enlemin kuzeyini Saddam’ın ordusuna yasaklayan karar Kuzey Irak’ta önemli toplumsal, idari ve siyasi değişikliklere yol açtı.

ÇEKİÇ GÜÇ’ÜN ROLÜ
Kriz ABD öncülüğündeki koalisyonun Irak ordusunu Kuveyt’ten çıkarmasıyla Şubat 1991’de sonuçlanmıştı. Takip eden aylarda Silahlı Kuvvetler Akademisi öğrenimi kapsamında Genelkurmay karargâhına ziyaret icra etmiştik. Bir arkadaşımı görmek için Strateji Dairesi’ndeki küçük odasına girdiğimde, çok yoğun ve telaşlı olduğunu fark ettim. Masasının üstünde dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan gelen pusulada, oluşturulması öngörülen Çekiç Güç’e ilişkin direktif yazılıydı. PKK için bulunmaz bir fırsat olan Irak’ın kuzeyindeki otorite boşluğu o kararla doğdu. Bugünkü siyasal yapının köşe taşları da aynı dönemde konmuş oldu.

Çekiç Güç’ün kara unsuru Eylül 1996’da K. Irak’tan çekildiğinde Silopi’de görevliydim; onlar çekilirken kendilerine hizmet eden üç yüz kadar Peşmerge de Habur Sınır kapısına silahlarıyla birlikte sığınmıştı; hepsi büyük bir hayal kırıklığı içindeydi. Ellerindeki silahlarını alıp kendilerini ülkelerine yollamıştık.

Amerikalılar, yüzüstü bıraktığı adamlarını aileleriyle birlikte Şubat-Mart 1997’de ABD’ye taşıdılar. 6-7 bin kadar kişiydi. Biz de ülke olarak bu sürece katkı verdik. O zaman bir generalimiz bana, “ABD bu adamları eğittikten sonra yeniden bölgede kullanacaktır” demişti. Öyle de oldu. İkinci Körfez Krizi (ABD önderliğindeki koalisyonun 2003’te Irak’a müdahalesi) Irak’ın fiilen bölünmesine yol açtı. K. Irak’taki Türkmenler ve Araplar asimilasyona uğratıldı. Tapu daireleri yakıldı. PKK başlı başına bir aktör haline geldi. ABD’nin Çekiç Güç hizmetkârları da üstlerine düşeni yaptılar...

SURİYE’Yİ PARÇALAMA ADIMLARI
İş orada kalmadı! ABD ve Batı önce Suriye’yi karıştırdı. Sonra parçalama sürecini hızlandırdı. Planlı göç ve iç savaş PKK’ye geniş ve elverişli bir alan yarattı. Bu noktada şunu belirtmeliyim: Dış güçlerin içeriyi karıştırması sadece dış gücün becerisi sonucu değil aynı zamanda iç gücün hassasiyetini giderme becerisi gösteremeyen yöneticilerin beceriksizliğiyle ilintilidir. Dolaysıyla iç cephesi kırılgan olan ülke yöneticilerine düşen en temel görev bu kırılgan yapıyı onarmaktır.

Ülke içinde açılım sevdasıyla birilerinin başı dönerken iki olgu ortaya çıktı: İçeride şehirler hendeklerle dolduruldu; PKK Suriye’de ABD himayesinde örgütlendi. Kendisi bir aparat olan IŞİD’in bölgedeki etkinliği de bu himayenin gerekçesi oldu!

PYD/YPG bu süreçte devletçik haline geldi. Suriye’nin doğalgaz, petrol ve su kaynaklarının önemli bir kısmını ve ülke topraklarının yaklaşık 1/3’ünü egemenliği altına aldı.

Irak’ın parçalanmasından sonra, Özal’ın payı vardı, Suriye’de de benzer durum Erdoğan ve Davutoğlu’nun ortak iradeleriyle yaşandı ve yaşanmakta!



BATI’NIN PLANINA KARŞI KOYMA MECBURİYETİ
ABD ve Batı’nın planı işlemektedir. Orta vadede ilmek ilmek dokunan bu planın komşularımızla birlikte bizi de kapsaması halde olduğu gibi gelecekte daha şiddetli olarak kaçınılmazdır.

Sorun uluslararası boyut kazanmıştır.

Yapılabilecek şey ise açıktır: İşletilen bu plana tutarlı bir karşı koyuş...

Suriye politikasını tersine çevirmek bunun ilk adımıdır. Bölge ülkeleriyle işbirliği olmazsa olmazdır.

İçeriye gelince... İç cepheyi onarmak, bunu yaparken etnik ayrışmaları besleyen adımlardan uzak durmak; “eşit vatandaşlık” oyununa gelmeden vatandaşların eşitliğini her zeminde sağlamaktır.

Bu sorun tabiatı gereği Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Kafkaslar’da karşı karşıya kaldığımız sorunlarla yakından bağlantılıdır. Öyledir ki mevcut ittifak ilişkilerini farklı bir rotada sürdürme becerisini zorunlu kılmaktadır...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.