Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 6.06.2012 11:16:00

KÜRTÇÜLÜĞE KONAN KELEBEKLER

KÜRTÇÜLÜĞE KONAN KELEBEKLER


Doğrusu yeniCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu`nun aklı ve vicdanı Atatürk`ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O`nun inkilâp ve ilkelerine yetmiyor.
Nitekim "Kürtçülük Sorunu" çözümüne dair -bugün,"İslamcı-Liberal" Başbakan Erdoğan`la yapacağı görüşmeye yeni Anayasa`nın hazırlanmasında da izlediği politikanın gerekçesi,"CHP dayatıyor demesinler diye içeriği birlikte geliştirmeye karar verdik"ilkesizliğiyle gidiyor.
"Sadece usule ilişkin bir yol haritası sunacağız.İki komisyon önerimiz var.Birine tüm partiler eşit oranda katılacak.Diğeri Meclis dışı akîl kişilerden oluşacak"diyor.



"Kemal Kılıçdaroğlu,Deniz Baykal`ın ulusalcı politikalarının Kürt sorununun çözümünde yetersiz görülmesi nedeniyle liderdir" diyen Abdullah Öcalan haklı çıkıyor!
Kılıçdaroğlu`nun Kürt sorununu görüşme talebi üzerine Başbakan Erdoğan,"Arkadaşlarıma verin randevuyu gelsinler dedim.CHP Genel Başkanı önce gitsin Güneydoğu illerinin neresi olduğunu öğrensin"diyor!
İlkeli olunmayınca aşağılanmak kaçınılmaz oluyor...



Türkiye uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendirmeye başladığı Türkler,Araplar,Kürtler ve Acemler bileşkesinde Ortadoğu coğrafyasında Kürtçülük sorununa bu minvalde çözüm arıyor!



Türkiye`de rejim karşıtı ya da tehdit unsuru olarak tanımlanan Kürtçülük ve İslamcılığın siyasal sistem dışına itilmiş olmasının toplumsal istikrarı sağlamadığı, iç dinamikleri tükettiği ve ağır yoksulluk,yolsuzluk ve asayiş sorunlarına neden olduğu esas alınmıştır.
ABD`nin farklı coğrafyaların sorunlarına askeri ya da yetki devriyle ekonomik-siyasal yeniden yapılanma yöntemleriyle müdahale konsepti işletilmiş, İslamcılar ve Kürtçülerin yasal ve toplumsal zemine çekilmeleriyle sorumluluklarının genişletilmesi ve istikrarın oluşacağı öngörülmüştür!



Teminen Atatürk`ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O`nun inkilâp ve ilkeleri ABD`den yetki dev`ralan Fethullah Gülen ve Başbakan Erdoğan ittifakı vasıtasıyla merkezi-yerel- özerk idarelerin tamamında,askeri bürokraside,yargıda,medyada,sermaye birikiminin oluşturulmasında alaşağı edilmiş, yeni yapılandırılan İslamcı-liberal konsept -şimdi,
Türkiye`den İslam ülkelerine İslam Birliğini amaçlamaktadır...



Kürtçülük Abdullah Öcalan`ın 5 ilkesinden gelişiyor.
Savaş ve Barış ilkesi hareketin savaş ve barış konseptini oluşturuyor-ki,Türkiye ile barış için toplumsal mutabakatın niteliğini belirliyor.
Birlik ilkesi Büyük Kürdistan amacında Türkiye,Irak,Suriye ve İran kürtlerinin ortaklığını gösteriyor.
Demokratik ilke bulunulan ülkede demokratik anayasa,ulus,vatan ve siyaset talepleri için örgütlenmeyi hedefliyor.
Kültürel Haklar ilkesiyle Kürtçü nesillerin yetiştirilmesi amaçlanıyor.
Demokratik Siyaset İlkesi ise siyaset yapma özgürlüğü anlamına geliyor.



BDP` de ABD`nin farklı coğrafyalarda sorunları çözme konsepti gereği TBMM`de Kürtçülüğün genel ilkeleri çerçevesinde siyaset yapıyor.
O ilkeler ışığında demokratik anayasa,KCK örgütlenmesinde yeralan tutukluların salıverilmesi,Öcalan`a iyi imkânlar,TBMM`de Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu kurulması ve Özgür Demokratik Yerel Yönetim Anlayışının geliştirilmesi için AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartının benimsenmesini talep ediyor-ki,bütünü "Kürt Statüsü"nü belirliyor ve süreklilik için bölge ekonomisinden pay almak esas alınıyor.
Silah bırakmak ve toplumsal barış için Türkiye`nin bu hususlarda adım atması isteniyor...



ABD konseptinin ürünü İslamcı-liberal Gülen&Erdoğan ittifakı,2008-2011`de "Barış ve Kardeşlik Projesi"çerçevesinde belli aralıklarla İmralı`da Abdullah Öcalan ile,Kandil`de örgütle, sonra uluslararası bir kurumun ev sahipliğinde Oslo`da ikili müzakereler yaptırıyor.
Fakat 12 Haziran 2011 seçimlerine yaklaşıldığında Abdullah Öcalan,Gülen& Erdoğan ittifakından Kürtlerin kapitalist modernite sürecinde yok olmamaları için Kürt Statüsünü teminen BDP`nin siyasal ve ekonomik payını isteyince işin rengi değişiyor!



Çünkü Öcalan`ın "Ya 12 Haziran`dan sonra büyük anlaşma olur ya da topyekün büyük bir savaş olabilir,kıyamet kopar" tehditi ardından Temmuz 2011`de"Demokratik Özerk Kürdistan" ilanıyla Kürt toplumunun gölge devleti kurulmuştur.
Bu suretle Kürtçülüğün iyice beliren konfederalist siyaseti ve toplumcu ekonomi felsefesi ile İslamcı Gülen&Erdoğan ittifakının dini tüm İslam toplumunda toplumsal davranış ve sosyal düzeni belirleyen bir sistematik olarak kabul edişi ve bu kurguyu liberalizme ilişiklemesi uz-la-şı-la-maz bir çelişki oluşturuyor.



İttifak Kürtlerin tasfiyesini gerçekleştirmeden iktidarının tamamlanmayacağı düşüncesindedir.
Kürtlere dil`leri ve geleneklerinin özgürlüğü karşılığında insan ve sosyal sermayesinin ürettiği aş ve işten pay teklifiyle Türkiye refahından faydalanmalarını teklif ediyor.
Bir yandan da BDP nezdinde başlatılan fakat KCK-Ergenekon tanımlamasıyla da manipüle edilen siyasal ve örgütsel tasfiye,Abdullah Öcalan`a tecrit uygulamasıyla ideolojik tasfiye ile bütünleştiriliyor.



Nasılsa TRT`nin 24 saat Kürtçe yayın yapması,basın-yayın serbestliği,üniversitelerde Kürt enstitüleri açılması ya da annelerin cezaevlerinde çocuklarıyla Kürtçe konuşabilmeleri Kürtler üzerinde inkâr ve asimilasyon politikalarına son verildiğine dair örnekler olarak kabul edilmektedir -o yüzden,Erdoğan Diyarbakır İl Kongresindeki konuşmasında, "Herşeyi çözdüğümüzü iddia etmiyorum"diyor ve Kürt sorununun çoğu gitti azı kaldı mesajını veriyor!



Azını, Gülen&Erdoğan ittifakının yeni Türkiye`sine Kılıçdaroğlu`nun yeniCHP ile katkıda bulunma misyonu oluşturuyor.
İslamcılar Cumhuriyetin kurulması ardından Atatürk`ün belirlediği milliyetçilik anlayışı, inkilâp ve ilkeleri doğrultusunda Türkiye`nin Batı medeniyetine saptığı, İslamın yolundan çıktığını, Kürtçüler ulus devletçi anlayışın Kürtlere büyük acılar yaşattığı ve Kürtlerin yok oluş sürecine neden olduğunu savlamaktadır.
Kürtçü 17 bin kişinin faili meçhulde kaldığını,3 milyon insanın göçe zorlandığını,4 bin köyün boşaltılmasıyla büyük kayıplar yaşandığı ileri sürerken, İslamcı da Atatürk inkilap ve devrimleri zayıflatıldıkça güçleniyor.
Kürtçü yüksek sesle,İslamcı fısıltıyla yangının sönmesi,mutabakatın sağlanmasını teminen TBMM de "Hakikati Araştırma ve Adalet Komisyonu" kurulmasını,geçmişte ya da yaşanılan süreçte varsa devlet siyasetinde ya da bireylerde herhangi bir fail ortaya çıkarılmasını, cezalandırılmasını,özrünü ve tazminini istiyor!



Bu nokta sıranın Cumhuriyeti kuran siyasal partinin üstüne yeniCHP`yi monte eden,ganimetkâr Kemal Kılıçdaroğlu`nun misyonuna geldiğini belirliyor.
Başbakan Erdoğan`a önerdiği,"Birine tüm partiler eşit oranda katılacak.Diğeri Meclis dışı akîl kişilerden oluşacak" dediği iki komisyonun oluşturulmasıyla giderek TBMM de Cumhuriyet`in ulus-üniter devlet,bölünmez bütünlük ve laik ilkelerinin sorgulanacağı -fakat,sonuçta yeni Anayasaya yol gösteren ve Gülen&Erdoğan ittifakı olduğu sürece asla Kürtçülüğe değil İslamcılığa yarayacak bir sürec başlatılıyor.



O kadar da değil! Komisyonlar,Kürtçülükle uzlaşmada kritik eşiği oluşturan, bölge yatırım ajansları ve il özel idareleri vasıtasıyla köylerden-kentlere ekonomik kalkınmanın tüm unsurlarını ittifakın karar organlarında tekelleştiren organizasyonuna rağmen,
Bir süre Kürtçülüğün toplumun öz yeterliliği,yerelin güçlendirilmesiyle halkın söz ve karar sahibi kılınması, halkın karar süreçlerine dahil olabilmesi için yerel meclislerin inisyatifini yükselteceği bir yapılanma görüntüsüyle oyalayacaklarını düşündükleri AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartını da benimseyecektir,sözde Adem-i Merkeziyet yeni Anayasa`da yer alacaktır!



Ne ki Kürtçülük bir başka iddiayı,"Tarih boyunca çatışarak kaybetmediklerini,müzakerelerde kaybettiklerini fakat bugün müzakere güçlerinin de çok yüksek olduğunu"
seslendirmektedir.
Kendilerini uluslararası güç dengelerinin yeniden şekillendiği Ortadoğu`da önemli bir unsur olarak görmektedirler -yoksa, bu değişim sürecinin başat aktörü Rusya-İran-Suriye ile flört mü başlatıyorlar?
.

Ulusalcı ise akıl ve vicdanı Atatürk`ün belirlediği inkilâp ve ilkelerine yetmeyen -rağmen, ağzını her açışında,"Her zaman yeni düşünmek,yeniCHP`nin görevidir"diyen Kemal Kılıçdaroğlu`nun yavuzluğunu hayret ve ibretle izliyor...


6.6.2012






Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.