PKK`ya ceza YPG`ye silah, bir oyundur
PKK`ya ceza YPG`ye silah, bir oyundur
Şu bir tarihi gerçektir.
ABD öncülüğündeki Batı cephesi başta olmak üzere hiçbir emperyalist güç odakları, ``Küresel sistem içinde ve bölgesinde etkili, ekonomik kalkınmasını tamamlamış güçlü bir Türkiye´´ istemezler ve de istemeyecekler.
Dönem dönem değişen ilişkiler, bazen krizlere bazen de o krizler, restleşmelere dönüştü.
Değişen şartlar içinde ise tavizler verilerek bir yumuşama ve normalleşme dönemleri de beraberinde tarih boyu yaşanagelmiştir.
Emperyalist devletlerin karşı tavırları veya normalleşme adına verdiği tavizlerin bir iyi niyet değil, sadece uzun vadedeki kendi çıkarları ve politik oyunlarının bir parçası olduğu gerçeği zaman içinde görülmüştür.
Bu tarihi hatırlatmalardan sonra yakın tarihte ve günümüzde devam eden &8216;Bizans entrikaları`nın devamı niteliğindeki yeni oyunlara dönelim.
ESKİ OYUNUN YENİ VERSİYONU
ABD, PKK terör örgütünü Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerine karşı tehdit olarak kullandığı aşıkârdır.
PYD/YPG`nin de farklı isimler altında PKK terör örgütünün kendisi olduğu artık gizli değildir.
PKK terör örgütü aynı zamanda PYD/YPG ve de SDG (Suriye Demokratik Güçleri) isimleri altında ABD`nin, Suriye`nin kuzeyindeki işbirlikçisidir.
Suriye`de PKK-YPG`ye verdiği binlerce TIR dolusu silah bunun en bariz delilidir.
Ayrıca, PKK ve onun uzantısı olan PYD/YPG ile SDG gibi terör örgütleri ABD`nin sadece silah verip eğitim desteğinin yanında paralı askerleridir.
Fırat`ın doğusunda PKK`lı teröristlerle ABD`nin saha komutanları ile birlikte volta attıkları bir dönemde ABD`nin; Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan gibi katil önderlerin başlarına milyon dolarlık ödül koyması ise bir oyundur.
ABD, bu konuda samimi olsa ödül koymasına gerek yok. Zira her gün bu katillerle ABD`nin bölgedeki komutanları bir aradadır.
BİR TAŞ İLE İKİ KUŞ
ABD, ele geçirdiği PKK terör örgütünü, kendine göre yeniden şekillendirmeye çalışıyor.
Yeni bir imaj ve yönetim kadrosu oluşturmak istiyor.
Hedef, PKK`yı meşrulaştırıp devletleştirmektir.
ABD`nin bu yeni girişimine karşı rahatsız olan, PKK içindeki elebaşları ise tasfiye etmek için de yeni bir oyun içindedir.
Çünkü ABD, mevcut PKK lider kadrosuna güvenmiyor ve kullanma tarihlerinin bittiğini düşünüyor.
Bu üçlü, hem Marksist-Leninist kökenden gelen hem de İran ile iyi ilişkiler içinde olan ve halen örgütte etkili olan kişilerdir.
ABD, bu üçlüyü bir şekilde örgütten uzaklaştırıp örgütü tam anlamıyla ele geçirmeyi planlamaktadır.
Böylece kurguladığı oyun ile bir yandan Türkiye`nin gözünü boyamak, diğer yandan kendisine teslimiyette zorlanan Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan gibilerinden kurtulmuş olacak.
Yani bir taşla iki kuş vurmayı planlıyor.
TÜRKİYE BU OYUNA GELMEZ
ABD`nin PKK`yı tam anlamıyla ele geçirme planı yeni değil.
Bunun işaretleri daha önceden verilmişti ve bu yönde önemli çalışmalar başlatılmıştı.
ABD`li yetkililer, eli silahlı bu taşeron örgütünü ele geçirmek için PKK`nin baş katili Öcalan`ı paketleyip Türkiye`ye teslim etmişlerdi.
Onun varlığında PKK`ya sızamayan ABD ve onun uydusu Batılı devletler, şimdi Öcalan sonrası örgüte sızmayı başarmış ancak, örgütü tamamen kendi kontrollerine almak için ikinci operasyonu başlatmış oldular.
ABD`nin en üst yöneticilerinin her fırsatta ``PYD/YPG bize göre terörist değildir. Suriye`nin kuzeyinde beraber DEAŞ`a karşı savaşıyoruz, işbirliğimiz devam edecek´´ şeklindeki açıklamaları bu oyunun işaretlerinden biriydi.
PKK`YI BİTİRELİM, YPG İLE BİRLİKTE ÇALIŞALIM
Ve yine ABD`nin yereldeki askeri sorumluları ve eğitmenleri ile örgütün ortak çalışmaları artık gizlenmiyor.
Diğer yandan; ABD`nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, YPG`yi PKK`nın aksine terör örgütü olarak tanımlamadıklarını ancak Türkiye`nin ikisi arasındaki güvenlik endişelerini aşmaya çalıştıklarını söyleyerek Türkiye`ye ``PKK`yı birlikte bitirelim, ayrıştırıp PYD ve YPG ile birlikte çalışalım´´ önerisinde bulunduklarını açıkladı.
Bu öneri, YPG`yi şirin gösterme ve PKK terör örgütünü makyajlamak anlamına gelir.
Başkan Erdoğan`ın öncülüğündeki Türkiye hükümeti, bu oyunun farkındadır.
Türkiye ise asla bu oyuna gelmez, gelmeyeceğini zaten en üst düzeyde ilan etmiş oldu.
Bölgede yeni bir oyun sahnelemeye çalışan ABD, Türkiye-ABD arasındaki sorunları aşarak normalleşme yolunda tavizler vermesinin şifreleri böylece belli olmaya başladı.
Başkan Erdoğan, 10-11 Kasım tarihlerinde Fransa`ya yapacağı resmi ziyaret kapsamında ABD Başkanı Donald Trump`la görüşecek.
Bu görüşmede bu konuların da ele alınması kuvvetle muhtemeldir.
MHP lideri Sayın Bahçeli`nin de uyarısı dikkate alınarak bu oyunun üstesinden gelineceğine olan inancım tamdır.
|
