Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 4.12.2022 22:52:26

PKK’nın güvendiği dağlara kar mı yağıyor? (1)

PKK’nın güvendiği dağlara kar mı yağıyor? (1)
03 Aralık 2022



Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com



İstanbul’da 6 vatandaşımızın hayatını kaybettiği o menfur saldırı sonrasında Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve teröristler tarafından üs olarak kullanılan bölgelere yönelik TSK’nın başlattığı “Pençe-Kılıç Hava Harekatı” adlı operasyonlarda, Türk jetleri terör yuvalarını tam isabet vuruşlarla yerle bir etti ve etmeye de devam ediyor.

Türkiye’nin hava operasyonlarıyla sarsılan PKK’da tam bir panik havası hakim. Şimdi kara harekatı korkusu yaşayan PKK ve uzantıları YPG ile SDG terör örgütleri, ağır kayıplar verdiği operasyonların durdurulması için ABD’ ve bazı Batılı ülkeleri ile Rusya’dan devreye girmelerini istiyor.

Ankara ise başlama tarihini “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyerek “her an operasyon başlayabilir” minvalinde bir tavır içinde…

Ancak bu konuda PKK-YPG ve SDG’den oluşan terör yapısı, ne ABD ne de Rusya’dan aradığı desteği bulamadığı için örgüt içinde dışa vuran bir çaresizlik söz konusu.

Güvenlik bürokrasisi, diplomasi, istihbarat ve dışişlerinden oluşan bir ABD heyeti önce Ankara’ya oradan Suriye’nin kuzeyindeki ABD üslerine geçerek, burada destekledikleri bölücü ihanet yapısının sözde komutanı Mazlum Kobani adıyla bilinenterörist başı Ferhat Abdi Şahin ile uzun süren görüşmeler, tartışma ve tehditlere varan olumsuz bir havada gerçekleşmesi PKK yayınlarında ‘İhanet’ olarak yer aldı.

ABD‘nin verdiği garantörlük sözleri yerine arabulucu olma teklifi ile sarsılan PKK, YPG ve SDG’den oluşan terör yapılanması, ABD’ye operasyonlara karşı garantörlük sözünde durulmaması durumunda DEAŞ ile mücadeleyi sonlandırıp, DEAŞ kamplarına yönelik kuşatmayı kaldıracakları tehdidinde bulundu.

Rusya’nın Suriye’deki kuvvetlerinin komutanı Aleksander Çayko ile Suriye’nin kuzeyinde görüşerek Moskova’dan yardım isteyen Mazlum Kobani, ABD’den sonra Rusya’dan da beklediği desteği alamadı.

Daralan çember içinde çırpınan PKK ve uzantılarından oluşan Suriye’nin kuzeyindeki terör yapısı, Rojava olarak adlandırdıkları ve ABD desteğiyle özerk bölge ilan ettikleri bölgeyi kaybetme korkusu yaşıyor.



Kendi çıkarları ekseninde terör örgütlerinden oluşan ve Kuzey Suriye ile Kuzey Irak bölgelerindeki bölücü terör örgütlerinden oluşturulan o taşeron yapıyı ABD ve ABD öncülüğündeki Batılı ülkelerin bir kısmı ile Rusya, hatta kısmen de İran, desteklediği bir gerçektir.

PKK öncülüğündeki bu ihanet yapısı, ABD veya diğer emperyalist güçlere uşaklık yaptıkça kendilerine bir özerk bölge hatta bir bağımsız ‘Birleşik Kürdistan’ın paye olarak verileceğine inandı.

Ancak ABD ve müttefikleri, şartların değişmeye başladığını, terör örgütlerinden oluşan o yapıyla bir yere varılamayacağını anlamış ve kendi çıkarları yönünde bölgeye yönelik politikalarında Afganistan benzeri bir değişime yönelmeye başlamıştır.

Terör örgütlerini ve kukla ülke yönetimlerini onların işlerine yaradıkları sürece onları destekler, ancak kullanılmaz ve işe yaramaz hale düştüklerinde desteklerine son verirler.

Bu oportünist politik tavır, emperyalist Batının karakteristik yapısıdır.

Türkiye ve bölge ülkeleri için tehdit olan o terör örgütleri günü geldiğinde bu gerçeği görecekler amma iş işten çoktan geçmiş olacak.

Nitekim bu gerçek, tarih boyu yaşanmıştır ve tarih sayfaları bunun örnekleriyle doludur.

Gelelim bugüne:

ABD, Afganistan’dan ani çekilişle ülkeyi düşmanı Taliban’a teslim etti ve müttefiklerini resmen sattığı gibi günü ve zamanı geldiğinde ABD’nin şimdiye kadar desteklediği, PKK-YPG ve SDG’den oluşan terör yapılanmasına verdiği desteği sonlandırıp bölgeden çekilecektir.

Zira verdiği bunca desteğe rağmen PKK-YPG ve SDG’den oluşan o ihanet yapısı, Türk Ordusu’nun hezimetinden kurtulamamış ve bir varlık gösterememiştir.

Ayrıca değişen dünya şartlarında ABD, Türkiye’ye daha fazla ihtiyaç duymaya başladığı döneme geçiliyor olması ABD’nin destek yerine arabuluculuk rolüne yönelmesine sebep olmuştur.

Kısacası, PKK ve uydusu terör örgütlerden oluşan o işbirlikçi taşeron terörist yapı, nasıl kullanıldıklarını ve nasıl satıldıklarını anlayacağı günler uzak değildir.

Şimdi PKK silah bırakıp teslim olmalı ve PKK’nın öncülüğünde Kuzey Suriye’de oluşturulup ABD’nin emrine teslim edilen YPG ile SDG’den oluşan o terör örgütlenmesi ise ya Türkiye ile işbirliği içindeki muhalefet cephesinin askeri gücü Milli Ordu’ya veya Şam yönetimine teslim olmalı. Aksi halde bu yapı Türk ordusunun operasyonları karşısında yok olacaktır.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.