Şimdi; ikbal ve istikbal değil, istiklal için fedakârlık yapma zamanıdır
Şimdi; ikbal ve istikbal değil, istiklal için fedakârlık yapma zamanıdır
15 Ağustos 2018 Çarşamba
ABD`nin bu kez ekonomimizi hedef alan alçak saldırısı ile karşı karşıyayız. Bu saldırının bir değil birden çok sebepleri var.
&8216;15 Temmuz`, ABD ve onun uydusu güç odaklarının desteğinde FETÖ tarafından yapılan bir işgal ve ihanet kalkışmasıydı.
15 Temmuz`da yenilen sadece FETÖ olmamış, FETÖ üzerinden Türkiye devleti ve milletini teslim almayı hedefleyen tüm güçler yenilmiştir.
NATO içinde müttefikimiz olan ABD`nin bu düşmanca girişimleri elbette çok üzücü ve yanlıştır. Ancak ondan da acı ve yanlış olan, dini değerlerimizi istismar eden ve bizden zannettiğimiz bir cemaatin ve bazı siyasilerin ihanetleridir.
Şimdi aynı güç odakları ekonomi üzerinden Türkiye`yi terbiye etmeye kalkışmakta...
Yani yaşananlar, bir ekonomik savaş olduğu gibi &8216;15 Temmuz` ihanetinin devamıdır.
İçimizdeki işbirlikçi çevreler, 15 Temmuz`da olduğu gibi ABD`nin operasyona destek verir mahiyette paniklere sebep olacak algı operasyonlarına şahit oluyoruz.
Hiçbir şey yokmuş gibi hareket etmek elbette doğru değil, ancak, dış destekli spekülasyon ve manipülasyonlara kendini kaptırmak, panik yapmak aynı derecede yanlıştır.
Zor bir süreç yaşanmakta olduğu doğrudur fakat Türkiye bu olumsuz süreci aşabilecek güç ve potansiyele sahiptir.
Bilinmeli ki; ihanetler ve saldırılar sadece dıştan değil, hem içten, hem de dıştan ve de çok yönlüdür.
Sorumlu ve yetkililer dışındaki açıklamalara itibar edilmemeli.
SORUN EKONOMİK
DEĞİL SİYASİDİR
Bu saldırılar ve ihanetler oldu, oluyor ve de olmaya devam edecektir. Önemli olan ne yapılmak istendiğini bilmek ve ihtiyatlı hareket etmektir.
Başkan Erdoğan ve hükümet, ihanet derecesindeki oyunların farkındadır.
Başkan Erdoğan`ın yönetimindeki hükümet, bu ekonomik savaştan başarılı çıkma yolunda her türlü tedbirlerini aldı, almaya da devam ediyor- edecektir.
Nitekim ekonomik, stratejik ve askerî alanlarda onun talimatlarıyla ulusal ve uluslararası girişimler başlamıştır.
İngiltere, Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ile ayrıca Rusya, Çin, İran ve Japonya gibi büyük ülkelerle de görüşmeler ve yakın ilişkiler devam ediyor.
Almanya Şansölyesi Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin;Başkan Erdoğan`ın ev sahipliğinde düzenlenecek dörtlü zirve ve ikili görüşmeler yapmak üzere 7 Eylül`de Türkiye`ye gelecek.
Başkan Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeir`in daveti üzerine 28 &8211; 29 Eylül`de Berlin ziyareti gerçekleştirecek.
ABD`nin Türkiye`ye saldırılarının devam ettiği bu süreçte bu ziyaret ve zirvelerin gerçekleşecek olması çok anlamlıdır.
Türkiye`ye destek artarak devam ediyor ve de edecektir. Çünkü, ekonomisi güçsüz bir Türkiye onların aleyhine olur. Çok ciddi ekonomik kayıplar yaşanmasına sebep olur.
Hiçbir ülke Türkiye gibi güçlü bir pazarını ve partnerini kaybetmek istemez.
HERKES ÜZERİNE
DÜŞENİ YAPMALI
Başkan Erdoğan, Türkiye`ye diz çöktürmek amacıyla ekonomimize operasyonlar çeken &8216;Sarı Şeytan ABD Başkanı Trump`a ``One minute´´ diyerek meydan okuması, aynı zamanda yaptırımlara misilleme olarak ABD ürünlerine boykot kararı, milli onurumuz ve egemenliğimiz adına takdire şayan bir tavır olmuştur.
BDDK ve Merkez Bankası aldıkları kararlar ve önlemlerle, piyasaya güven verdi.
Bu müdahaleler olumlu ve yerindedir.
Elbette yeterli değildir, ancak bunlar ilk adımlardır, devamında yeni adımlar gelecektir.
Şimdi sıra siyasilerde, işadamlarımızda ve her kesimden vatandaşlarımızdadır.
İlgili ve yetkililer ülkemizin karşı karşıya kaldığı bu ekonomik savaşta büyük bir mücadele içindeyken, onların bu mücadelesine destek vermek milli bir görevdir.
Unutulmasın ki şimdi; ikbal ve istikbal yolunda şahsi çıkarlar zamanı değildir.
Şimdi istiklal uğruna milli bir refleksle fedakârlık yapma, mücadele etme zamanıdır.
Kısacası: Başkan Erdoğan`ın &8216;Tam Bağımsız Türkiye` mücadelesine destek vermenin tam zamanıdır.
Hiç kimsenin korkusu ve şüphesi olmamalı ki; Türkiye bu ekonomik savaştan daha güçlü çıkacak, siyasî istikrar ve iktisadî kalkınma yolunda yürümeye devam edecektir.
|
