Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10283
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (516) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Dr. Reşat DOĞRU - (Ziyaretci) 25.01.2013 20:16:40

TERÖR MÜZAKERE VE TAVİZLERLE BİTMEZ


TERÖR MÜZAKERE VE TAVİZLERLE BİTMEZ
11 yıllık bir AKP iktidarında, ülkemizin birçok meselesi çözülmemiş, karmakarışık olmuş, içinden çıkılmayacak bir konuma getirilmiştir.
Bunlar içinde en önemlisi PKK terör örgütü ve bölücülükle ilgili sorundur. 2002 senesinde neredeyse durma ve yok olma aşamasına gelmiş bir PKK terör örgütü, bu zaman süresinde tahayyül bile edemeyeceği mesafeler almıştır. Sonuçta cinayet örgütü PKK ne istediyse her şey yerine gelmektedir.
Önce PKK kimlik sorununun kabul edilmesini istemiş, bunu kabul ettirmiştir. Sonra devlet eliyle anadilde televizyon kurulması, üniversitelerde bölümler açılması istenmiş, bunda da başarılı olmuştur. Şimdi de anadilde yargılanma hakkı diyerek çok önemli bir mesafe almaktadır.
Ana dilde yargılanma, ihtiyaçtan yapılan bir düzenleme değildir. PKK`nın AKP`ye bir dayatmasıdır. AKP+BDP ittifakıyla bu kanunu çıkarıyorlar.
Ancak unutulmaması gereken, getirilmeye çalışılan bu kanundaki ana dilde yargılama hakkı, Anayasa`ya aykırıdır. Çünkü Anayasanın 3. Maddesin de ``Türkiye Devleti Ülkesiyle ve Milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir´´ amir hükmü vardır.
Anayasaya aykırı, milletimizin kabul etmeyeceği bir oldu bittiyle karşı karşıyayız.
Sevr Anlaşmasının 145. Maddesinde etnik azınlıklara ilişkin yapılan düzenlemenin son fıkrasında ``Türkçeden başka dil kullanan Osmanlı vatandaşlarına mahkeme önünde lisanlarını sözlü veya yazılı olarak kullanabilmeleri için özel kolaylıklar tanınacaktır´´ maddesiyle o gün yapılmaya çalışılanla bugün yapılmaya çalışılan aynıdır. Batının ve yandaşlarının Sevr`i hortlatmaya çalışmasıdır.
İnsan haliyle kendi kendine soruyor acaba bundan sonra ki aşama nedir diye? Tabi ki biz bunu biliyoruz. Bundan sonraki aşama federasyon, özerklik ve daha sonra da kendileri söylemeseler bile, Türkiye`nin bölünmesi ve bağımsızlık olacaktır.
PKK üniter yapının gevşemesini, federasyon yolunun açılmasını, ısrarla acaba neden istemektedir. Bunu iyice düşünmek lazımdır. Sonuçta açıkça söylenmese de işte yukarıda söylediğimiz siyasallaşmanın sonu bölünme olacaktır.
Türkiye`nin meseleleri büyüktür. Ancak Hükümet inanılması güç teşhis ve tespit hataları yapmaktadır. Bu nereye kadar devam edecektir. Unutulmaması gereken şudur ki bu ülke, kolay bir şekilde vatan olmamıştır.
Analarımızın akan gözyaşlarının, şehit kanlarının yerde kalmamasının, hesabı nasıl sorulacaktır. Şehitlerimizin kemikleri sızlamaktadır. Geçmişte Habur sınır kapısından terör örgütü elemanları bir kahraman edasıyla ülkemize girerken, nasıl yüreklerimiz yanmış, kahrolmuştuk. Daha onun hesabı sorulmadan, şimdi de PKK terör örgütüne teslimiyetin bir sonucu olarak, başka bir konuyla karşı karşıyayız. İhanet almış başını gitmektedir. Bu ihanetlere çanak tutma, ortam ve zemin hazırlama acaba ne zaman sona erecektir.
Dokunulmazlık kaldırılmalıdır. İdam cezaları geri getirilmelidir denilirken, nereden nereye gelinmiştir. Bunu herkes görmelidir.
Demokratikleşmeyle ayrılmanın, barış sözleri ile kavganın, özgürlük çağrıları ile, Türk Milletinin etnik kimliklere ayrılmak istenmesi ne zaman görülecektir.
İyi şeyler olacak denilirken, gelinen nokta çok düşündürücüdür. Terör azmış, kardeşliğimiz ağır hasar almıştır. Katil Apo ile, kandille görüşmeler devam etmektedir. PKK talepleri bir bir yerine gelmektedir. Ocaklar kararmaya, feryatlar yükselmeye devam etmektedir.
Bütün bu olanlar milletimizi üzmekte, karamsarlığa itmektedir.
Artık etnik temelli bölücülüğü sonlandırmak gerekmektedir. Türk Milleti ortak paydasında, Türk vatanı müşterek zeminde Türkiye çatısı altında, dün olduğu gibi yarında, öbür gün de beraberce yaşama istek ve arayışında olan, herkesle kaynaşmaktan, kucaklaşmaktan, hiçbir surette geri durulmamalı vazgeçilmemelidir.
Dün Osmanlı İmparatorluğunu parçalayarak yok etmek isteyenler bugün de Türkiye Cumhuriyetini yok etmek istemektedirler. Sevr`de yarım kalan hesaplar, milli iradeyi temsil eden tek başına iktidar tarafından 10 yıldan beri çöküş ve çözülme programları ile tamamlanmaya çalışılmaktadır.
Türk milleti hazmettire hazmettire zehirlenerek, TASVİYE edilmeye çalışılmaktadır.
Bugün zalimler, bölücüler, hainler dayanışma içerisinde yüce Türk milletine saldırmaktadır.
Ancak unutulmaması gereken Büyük Türk Hükümdarı Oğuz Kaan`ın asırlar önce tarihe not düştüğü ``Üste gök çökmedikçe alt yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir´´
Kimse heveslenmesin Milliyetçi Hareket Partililer ve ülkücüler olarak bu yüce Türk Milletinin birliğini ve dirliğini kimseye bozdurmayacak bu cennet vatanımızı böldürmeyeceğiz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Dr. Reşat Doğru
Tokat Milletvekili


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.