Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10388
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (643) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Milli Güvenlik konuları
Milli Güvenlik (623)


Milli Güvenlik - Milli Güvenlik konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 5.11.2014 12:30:34

UTANMAZLAR..BÖLÜCÜLER.. HAİNLER..

Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR

UTANMAZLAR..
BÖLÜCÜLER.. HAİNLER..
`VE..TBMM`
Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu`su ile Kuzey Irak bölgesi, yüz yılı aşkın bir süredir, Batılı devletlerin emperyalist çıkar ve ihtiraslarının odağı haline getirilmek istenmektedir. Sömürgeci devletler, buralarda kalıcı bir tutunma noktası arayarak uzun vadeli emperyalist düzen kurmak amacını gütmektedir. Bu maksatla ortaya attıkları meselelerden biri de ``Kürt Meselesi´´dir.
20. Yüzyılın başından beri bu meseleyi devamlı surette besleyip kamçılamışlardır. İnanan ve kayıtsızca aldananların sınırsız cehaleti toplumumuzu çok derinden yaralarken, cahillerin malzeme olarak acımasızca kullanıldığı bu hayati yara uzun yıllara baliğ olmuş fakat bu noktada cehaletin malzeme olduğu hemen hiç dile getirilmemiştir. Bu yaraya; bu ülkenin düşünen insanları olarak yazmak zorunda olduğum için dünya tarihindeki insanlık ve insansızlığın akışını defalarca okudum.
Karşıma çıkan alçak bir tabloda İslam düşmanları, Allah düşmanlar, Türk ve Türkiye düşmanları, neler dememişler, neler yapmamışlar ve neler planlamamışlar ki` insanlık olarak her yerden, her yandan aldatıldığımız ortaya çıktı. Ah bunları tüm çıplaklığı ile birbilseniz. Bizim;00 insan olarak suçumuz nedir? Kendime sordum. Düşündüm. Bu şerefsizliklerin adını kayamadım. Yalnız yakaladığım ipucu, bizim hak sahibi, din sahibi, temiz yaşamak ve temiz düşünmek, insanlığa yön vermek, hatta adam olmayı insanlığa öğretmeye kalkmamızın, bu gün kü seslerinin adını politika koymuşlar.
Din siyasete alet edilmez, yaşanır. Dini her boyutuyla yaşayan, İslam`ın siyası içerikli mesajlarını hayatına tatbik edenler dini siyasete alet yapmaz aksine dini yaşamış olur. Dini siyasete alet edenler dini yaşamazken dini mesaj verendir. Dini her yönüyle yaşayan zaten yaşamı ile mesajını vermiş olur. Çarşaf açılımı, Kur`an kursu açılımını seçim öncesi sahtekarlık dolu fikirlerle hatırlayıp, sonra dini temiz insanların duygularını sömürüp oy alarak, Allah`ile insanları aldatanların ne iğrenç ne alçak ne haysiyetsiz kimseler olduğunu hiç düşündünüz mü?
Hilâlin bereketli topraklarında barış ve kardeşlik içinde yan yana yaşayan Müslüman Türk, Kürt, Arap ve Fars kardeşlerimiz, Batılı emperyalist güçler tarafından hiç istemedikleri bir etnik fitnenin ve çatışmanın içerisine itilmeye çalışılmıştır. Müslüman Kürtler ile diğer bölge ülkeleri arasına menfi manada bir kavmiyetçilik duygusu sokularak, ortak imanî noktadan uzaklaşmaları, ümmet bilincinden kopup İslâm kardeşliği, İslâmî birlik, beraberlik ve dayanışma ruhundan ayrılmaları arzu edilmişti.
Ve soysuzlar nihayet başardılar. O zamandan beri malum meseleden türeyen Kürt devleti senaryoları, Türkiye`nin de içinde yer aldığı bölge ülkeleri açısından korkulu kâbus ve bölücü bir fitne unsuru olarak cehalet emaresi bu nifak dolu toplumsal zehir bütün hızıyla yayılmaktadır.
100 yıl öncesinden Doğu meselesini ve Müslüman Kürtlerin problemlerini büyük bir samimiyet ve sıhhatle teşhis edilmesi, zuhur eden rahatsızlıkların tedavi yollarını tam bir vukûfiyet ve isabetle tarif etmeye gayret ettim.
Fertler arasında düşmanlık, haset, fesat, bölücülük, çekememezlik, kıskançlık, vurdum dymazlık, ihanet, vurgun,soygun, taan, yalan hırsızlık ve daha niceleri milletimize karşı müşrik milletlerin, sürülerinin irileri; tavırlarıyla, insani boyutun, dışına çıkan her türlü yanlışları ile sizler tarafından
`` POLİTİKA TUZAKLARIYLA
ALDATILIYORUZ!´´
´´ Şunu hiç unutmayın; karşınızdaki size kötülük düşünsede tatbik şansı siz izin vermedilçe olamaz. bizim adam bildiklerimizin verdikleri tavizlerle işte biz yıllardır her yanımızdan parça parça edildik. Bu parçalanışın tek sebebi; basiretsiz, ne oldum delisi olan zır cahil siyasilerdir. ``okumak cehaleti giderir, fakat eşşeklik baki kalır´´ diye bir deyiş vardır.
``TÜRKİYE`NİN EN BÜYÜK YARASI CEHALET´´
Bu cehaletin temelinde siyasi aldatmalar, siyasi oyunlar, siyasi ahlaksızlıklar, siyasi terbiyesizlikler, siyasi yalanlar, siyasi dalavereler, siyasi soygunlar, siyasi hırsızlıklar, siyasi rüşvetler, siyasi entrikalar, siyasi kavgalar, siyasi cinayetler, siyasi seviyesizlikler ve aklınıza gelen ve gelmeyen sayısız siyasi hainlikler var.
ABD kuklalarının, güya devletim adına diye milletine, kendi dinine ve geleceğine basiretsiz ve bilinçsizce hatta; utanmadan, şimdikilerin yaptığı bunun ta kendisi değil de nedir? Kapılarına´´ Türk ve köpek giremez´´ diye yazanların karşısında esas duruşta duran benim milletimin dostu olabilir m?
Hiç bir Müslüman "Ben biraz Allah`a, biraz da O`nu tanımayan, O`nun hakimiyetini bölen `rakiplerine` itaat ederim" diyemez. İslam yalnızca iman, ibadet ve ahlaktan ibaret değildir, vahiy aynı zamanda hayatın diğer alanları ile ilgili talimatı da ihtiva etmektedir. Bir siyasi rejim/sistem hayatın belli alanlarında dini dışlıyor, işe karıştırmıyorsa müminler, inanç olarak onu benimseyemezler. Fakat bizde bir yanda Allah, diğer yanda Yallah demenin adı politika oldu. Bunlara beddua edeni kınamıştım
Kadınlar hamamından daha ahlaksız daha utanmazlıklarla dolu (GÜYA) Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin utanmazlık ve milleti adam yerine koymazlıkların gırla gittiği bir mekanda sen temsil edilmiyorsun. Onların her biri seninle dalga geçiyorlar.
Siyaset, kök itibariyle s-y-s kökünden geliyor. Bir tavır ve davranış sözcüğüdür. Gütmek, terbiye etmek, eğitmek anlamlarına gelir. Seyis de oradan gelir.
Bir şeye yön belirlemek, yol belirlemek anlamlarına da gelir. Bu manada siyaset için ``insanın hayatın herhangi bir durumunda özne olarak yatak belirlemesi´´ denilebilir. Siyaset; Allah`ın insana sunduğu yeteneklerden akıl, irade ve fıtrat ile birlikte düşünülmesi gereken bir husustur. Sadece akıl ile ve sadece yetenek ile değil. Eğer bu şekilde parçalarsak bu parça ancak siyasetin bir parçası olur. Yani kötü siyaset, iyi siyaset, adil siyaset, zalim siyaset diye siyaset sıfat kazanmış olur.
Bu hep bizde kötüsü ile varlık sürdürmektedir. Böylece siyaset, yapanın sıfatını, ahlâkını ve zaaflarını da almış olur (Aristo bu yüzden siyaset pratik ahlaktır demekte). Diye yazanlar var. Bu tür yazıları bunlar okudukça kudurmakta, kudurdukça da bir birlerini yemeye uğraşmaktalar. Fakat asıl yedikleri millet olmaktadır. Bu ülkenin inanan insanları sizlerle olan hasaplarını mahşere bıraktılar orda hangi politikayı izleyeceksiniz merak ediyorum. İz-an, İman ve vatan sevdalılarına selam ve dua ile .04-Eklm -2014 Alanya


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.